Sa­nat ve ede­bi­yat aş­kı ya­ra­tı­lı­şı­mız­dan kal­bi­mi­ze il­ka edil­miş. Fark­lı bir mes­lek di­sip­li­ni­ne men­sup ol­sak da ya­ra­tı­lı­şı­mız ge­re­ği ede­bi­yat ve sa­nat­la iş­ti­ga­li­miz de de­vam edi­yor. Yap­tı­ğı­mız ça­lış­ma­lar tak­dir edil­di­ğin­de gay­re­ti­mi­zin bo­şu­na ol­ma­dı­ğı­nı gö­rü­yor, mut­ma­in olu­yo­ruz. Bu tür fa­ali­yet­ler; in­ce­lik, ne­za­ket, say­gı, hoş­gö­rü ve tak­dir bek­le­yen fa­ali­yet­ler ol­du­ğu için, işin ta­bi­atın­da bu­lu­nan bu has­let­le­ri de be­ra­be­rin­de ge­ti­ri­yor ya da en azın­dan böy­le bir bek­len­ti içi­ne so­ku­yor in­sa­nı. Bu yüz­den ata­la­rı­mız "ma­ri­fet il­ti­fa­ta ta­bi­dir, il­ti­fat­sız ma­ri­fet za­yi­dir" di­ye­rek işe son nok­ta­yı koy­muş­lar. Bu fa­ali­yet­le­ri Ço­rum öl­çe­ğin­de yap­mak, sa­nat­se­ver in­san­la­rı­mız­dan tak­dir gör­mek el­bet­te hoş ve şık bir dav­ra­nış… Da­ha­sı hal­kı­mı­zın ka­dir­şi­nas­lı­ğı­nın gös­ter­ge­si… Sağ ol­sun­lar bi­zi des­tek­le­yen tüm dost­la­ra te­şek­kü­rü bir borç ad­de­de­rim. 

Ba­zen sa­na­tın are­na­sı­na çı­kıp ken­di ken­di­mi­zi çek et­mek, boy öl­çü­mü­zü al­mak icap edi­yor. Hem de şah­sı­mız­dan bir şey­ler öğ­ren­mek is­te­yen genç kar­deş­le­ri­mi­ze ör­nek ol­mak, on­la­ra yük­sek he­def­ler koy­mak adı­na ba­zen ya­rış­ma­la­ra ka­tı­lı­yo­ruz. Yüz­ler­ce eser ara­sın­da bir ödü­le la­yık gö­rül­dü­ğü­müz ol­du­ğu gi­bi ba­zen de eli­miz boş dö­nü­yo­ruz. El­ham­dü­lil­lah ödül av­cı­lı­ğı pe­şin­de de­ği­liz. Sa­nat fa­ali­yet­le­rin­den bu şe­kil­de mad­di bir ka­zanç el­de et­me ar­zu­muz hiç ol­ma­dı. Bu yüz­den de ödü­lü yük­sek mad­di kıy­met­ler­le öl­çü­len ya­rış­ma­lar­dan ge­nel­lik­le şah­sen uzak dur­mu­şum­dur.

Ba­zen de yap­tı­ğı­mız bir ça­lış­ma­mız, bir ese­ri­miz hiç um­ma­dı­ğı­mız bir yer­de öv­gü­ye la­yık gö­rü­lü­yor ve da­vet edi­li­yo­ruz. El­bet­te da­ve­te ica­bet et­mek ge­re­ki­yor. Bi­ze de­ğer ve­ren in­san­la­ra kar­şı bu ali­ce­nap­lı­ğı gös­te­rip bir te­şek­kür et­me fır­sa­tı bu­lu­yo­ruz. İş­te böy­le gü­zel bir da­ve­ti de geç­ti­ği­miz 26 Ni­san 2018 ta­ri­hin­de Ga­zi Üni­ver­si­te­sin­den al­dık. 

Üni­ver­si­te­nin Fen Fa­kül­te­si Ko­ro­su­nun dü­zen­len­di­ği "Ye­şil­çam Şar­kı­la­rı" ko­nu­lu 4. Ba­har Kon­se­rin­de söz­le­ri şah­sı­ma bes­te­si de Ço­rum­lu hem­şe­ri­le­ri­mi­zin ya­ki­nen ta­nı­dı­ğı es­ki Hi­tit Üni­ver­si­te­si Fen Ede­bi­yat Fa­kül­te­si De­kan­la­rın­dan olan ve il­mi ka­ri­ye­ri ya­nın­da sa­nat­çı ki­şi­li­ği olan (udi - bes­tekâr) Prof. Dr. Su­at Kı­yak ho­ca­mı­za ait olan "Aş­kın Is­sız Bir Çöl­müş" isim­li Mu­hay­yer­kürdî ma­ka­mın­da­ki şar­kı­mız kon­ser re­per­tu­ara alın­mış. Kon­ser­de şar­kı­mız söy­le­nir­ken bi­zim de ora­da ol­ma­mız ta­lep edil­di. Bu ve­si­ley­le şar­kı­mı­zı bir kez da­ha bu genç kar­deş­le­ri­miz­den din­le­mek fır­sa­tı bu­la­cak­tık.
2011 yı­lın­da ku­ru­lan Ga­zi Üni­ver­si­te­si Fen Fa­kül­te­si Türk Sa­nat Mu­si­ki­si Top­lu­lu­ğu­nun Aka­de­mik Da­nış­man­lı­ğı­nı ve Ko­ro Şef­li­ği­ni Prof. Dr. Su­at Kı­yak, Ko­ro Baş­kan­lı­ğı­nı ise Türk Mü­zi­ği Dev­let Kon­ser­va­tu­arı'ndan Rü­vey­da Yıl­dız'ın üst­len­miş. Top­lu­luk 2015 yı­lın­dan bu ya­na her yıl bir­çok fark­lı ko­nu ve içe­rik­te kon­ser­ler ver­miş. Bu kon­se­rin de ana ko­nu­su "Ye­şil­çam Şar­kı­la­rı" idi.

Su­at Ho­ca çok gü­zel bir re­per­tu­ar ha­zır­lan­mış­tı. Şar­kı­lar anons edi­lin­ce bir kaç sa­ni­ye­lik film gö­rün­tü­le­ri sah­ne­ye yan­sı­yor ve biz­le­ri 70'li yıl­la­ra gö­tü­rü­yor­du. Ha­ba­bam Sı­nı­fı­nın yıl­so­nu mü­sa­me­re­le­rin­de söy­le­di­ği şar­kı­lar biz­le­ri hem gü­lüm­set­ti hem de geç­mi­şi ha­tır­lat­tı­ğı için hü­zün­len­dir­di. Zi­ra o ka­re­le­re yan­sı­yan bir­çok sa­nat­çı­mız dün­ya sah­ne­si­ne el­ve­da de­miş­ti. Hep­si­ne rah­met di­li­yo­ruz. Ta­bii bu şar­kı­la­rı, ha­tır­la­tı­cı film ka­re­le­ri ile iz­le­yip bu genç kar­deş­le­ri­miz­den din­le­mek de ay­rı bir tat ve­ri­yor­du in­sa­na. Bi­zim ço­cuk­luk ve genç­lik yıl­la­rı­mı­za ait olan bu şar­kı­la­rı din­le­yin­ce "Bi­zim dö­ne­mi­mi­zin şar­kı­la­rı ger­çek­ten çok gü­zel­miş. Biz bu yön­den çok şans­lı­yız." de­dim içim­den. 


Bir an­da ken­di­mi 30 yıl ön­ce­sin­de bul­muş­tum. Zi­ra ben de Üni­ver­si­te yıl­la­rım­da Üni­ver­si­te ko­ro­sun­day­dım. Şe­fi­miz Tam­bu­ri Tev­fik So­ya­ta yö­ne­ti­min­de ilk kez Sa­nat Mu­si­ki­miz­le ya­kın­dan ta­nış­mış ve son­ra­sın­da müp­te­la­sı ol­muş­tum. Ben­zer he­ye­can­la­rı biz­ler de ya­şa­mış­tık. Ger­çek­ten ço­cuk­lar iyi ha­zır­lan­mış­lar­dı. Yü­rek­le­ri­ni or­ta­ya ko­ya­rak yo­rum­la­dı­lar bu her­ke­sin bil­di­ği duy­gu yük­lü şar­kı­la­rı. Hep­si­ni ay­rı ay­rı teb­rik edi­yo­rum. Saz­lar za­ten tek ke­li­mey­le ha­ri­kay­dı. Sa­na­tı­nın zir­ve­sin­de olan sa­zen­de­le­ri de yü­rek­ten kut­lu­yo­rum. Da­ha ön­ce­den be­ra­ber sah­ne al­dı­ğı­mız Er­tuğ­rul ve Tur­gay Coş­kun kar­deş­le­ri bir kez da­ha iz­le­mek be­nim için hem gu­rur ve­ri­ciy­di hem de çok ke­yif­liy­di.


Bu şar­kı­la­rın ara­sı­na bi­zim şar­kı­mız na­sıl gir­miş di­ye­bi­lir­si­niz. Te­ma­lı bir kon­ser ol­ma­sı­na rağ­men ko­ro­da­ki öğ­ren­ci­ler bu şar­kı­yı in­ter­net­ten Ço­rum Ti­ca­ret Sa­na­yi Oda­sı TSM Ko­ro­su kon­ser ka­yıt­la­rı ara­sın­da bul­muş­lar ve sev­gi­li ar­ka­da­şım Gül­den Ar­zoğ­lu'nun se­sin­den din­le­miş­ler. Su­at Ho­ca­mı­za "il­la bu şar­kı­yı da oku­mak is­ti­yo­ruz. Bu şar­kı­nın ez­gi­le­ri, söz­le­ri bu şar­kı­lar gi­bi" di­ye ıs­rar edin­ce Ho­ca kı­ra­ma­mış ve re­per­tu­ara dâhil et­miş. Kon­se­rin son şar­kı­la­rın­dan bi­ri­siy­di. Sı­ra bi­zim şar­kı­mı­za ge­lin­ce sah­ne­ye da­vet edil­dim. He­ye­ca­nım do­ruk­tay­dı. Su­at Ho­ca­nın na­sıl bir sür­priz ha­zır­la­dı­ğı­nı bil­mi­yor­dum. Dü­et ya­pı­la­cak de­miş­ti ama sah­ne­ye çı­kın­ca "dü­et­ler­den bi­ri­si sen­sin" di­ye­cek di­ye ödüm kop­ma­dı da de­ğil. Bi­yog­ra­fim okun­du ve ko­nuş­ma yap­mam için kür­sü­ye da­vet edil­dim. Kı­sa bir se­lam­la­ma ko­nuş­ma­sı son­ra­sı Ga­zi Üni­ver­si­te­si Fen Fa­kül­te­si De­ka­nı Sa­yın Prof. Dr. Or­han Acar ta­ra­fın­dan şah­sı­mı­za bir te­şek­kür be­ra­tı ve­ril­di. 
Da­ha son­ra Su­at Ho­ca se­yir­ci­ye Te­şek­kür Be­ra­tı'nı oku­du... Şöy­le ya­zı­yor­du:


"Mu­hay­yer Kür­di ma­ka­mın­da bes­te­len­miş "Aş­kın Is­sız Bir Çöl­müş" şar­kı sö­zü­nüz ile gö­nül­le­ri­mi­zi şa­du­man et­ti­niz. Na­if, in­ce, sa­de ve asu­de gön­lü­nüz gül­şe­nin­den dev­şir­di­ği­niz ke­li­me-i ki­bar mıs­ra­la­rı­nız ile Türk Ede­bi­ya­tı, kül­tü­rü ve san'atı­na kat­kı­la­rı tak­dir edi­yor, il­ham sa­ğa­na­ğı­nı­zın te­ma­di­si­ni di­li­yor, te­şek­kür edi­yo­ruz." Prof. Dr. Su­at Kı­yak Fen Fa­kül­te­si TSM Top­lu­lu­ğu Şe­fi - Prof. Dr. Or­han Acar G. Ü. Fen Fa­kül­te­si De­ka­nı 

Bu gü­zel söz­le­re la­yık olu­ruz in­şal­lah.
Bu se­re­mo­ni­den son­ra şar­kı­mı­zı oku­mak için sah­ne­ye so­list­le­ri­miz Fat­ma Rü­vey­da Yıl­dız ve Me­te­han Türk­yıl­maz çağ­rıl­dı­lar. Bir sop­ra­no olan Rü­vey­da kar­de­şi­miz ve ba­ri­ton bir se­se sa­hip olan Me­te­han kar­de­şi­miz şar­kı­mı­zı bi­hak­kın dört dört­lük yo­rum­la­dı­lar ve müt­hiş bir al­kış al­dı­lar. Saz­la­rın da per­for­man­sı mü­kem­mel­di ve hep­si yü­rek­ten ic­ra et­ti­ler. 
Her şey gü­zel­di gü­zel ol­ma­sı­na rağ­men ama müz­min ar­ka­da­şım mig­ren bu­ra­da da pe­şi­mi bı­rak­ma­mış kon­ser son­ra­sı be­ni ade­ta pe­ri­şan et­miş­ti. Be­ni bu hal­de hiç bir ye­re bı­rak­ma­yıp ade­ta gö­nül ha­ne­le­ri­ni ba­na açan, mi­sa­fir­per­ver­lik­le­riy­le tüm ağ­rı­mı sı­zı­mı din­di­ren Su­at Ho­ca­ma ve kıy­met­li eş­le­ri Elif Ha­nı­ma son­suz te­şek­kür­le­ri­mi su­nu­yo­rum. As­lın­da ken­dim­ce kon­ser son­ra­sı he­men Ço­rum'a dön­mek üze­re bir plan yap­mış­tım ama yü­ce kud­re­tin sa­hi­bi­nin he­sa­bı işin içi­ne gi­rin­ce her şey de­ği­şi­ve­ri­yor. Ken­di ken­di­me bu şid­det­li mig­re­ni de bir ha­tır­lat­ma ol­sun di­ye ba­na ver­di­ği­ni dü­şün­me­den ede­me­dim. San­ki "ey aciz kul bu mıs­ra­la­rı sen yaz­ma­dın, sa­na on­la­rı ben yaz­dır­dım. Ken­di ken­di­ne ha­va­la­ra gir­me, sa­kın" di­yor­du. On­dan ge­le­ne boy­nu­muz kıl­dan in­ce ves­se­lam.
İş­te böy­le kıy­met­li okur­la­rım. Şi­ir bu de­fa bi­zi An­ka­ra'ya gö­tür­müş­tü. Mem­le­ke­ti­mi­zin adı­nı bir de Ga­zi Üni­ver­si­te­si Kon­ser Sa­lo­nun­da du­yur­muş ol­duk. 

Bu ara­da sev­gi­li hem­şe­ri­miz ve kıy­met­li üs­ta­dım Mus­ta­fa Arı­koğ­lu da yaz­mış ol­du­ğu "Sa­kın Di­yo­rum" ad­lı oyu­nu ile Tür­ki­ye Al­tın Pal­mi­ye ödül­le­rin­de "Yı­lın Ti­yat­ro Oyu­nu" ödü­lü­nü al­dı. Ken­di­si­ni yü­rek­ten kut­lu­yor, ba­şa­rı­la­rı­nın de­va­mı­nı di­li­yo­rum. Se­çim ve si­ya­set do­lu bir gün­dem ara­sı­na ga­ze­te­le­ri­mi­ze dü­şen bu gü­zel ha­ber­ler biz­le­ri bir kez da­ha gu­rur­lan­dır­dı. Di­ğer hem­şe­ri­le­ri­mi­zin de ba­şa­rı­lı ha­ber­le­ri­ni bek­li­yo­ruz.