He­nüz ço­cuk­tum şii­rin ha­ya­tı­ma gir­di­ğin­de. Yıl 1979 idi. İl­ko­kul be­şin­ci sı­nıf­ta iken öğ­ret­me­nim mer­hum Ah­met Öz­lü Bey bir gün sı­nı­fa gir­di­ğin­de; "Bu yıl UNES­CO ta­ra­fın­dan Dün­ya Ço­cuk yı­lı ilan edil­di ço­cuk­lar. Mil­li Eği­tim Mü­dür­lü­ğü de bu yüz­den okul­lar ara­sın­da ya­rış­ma­lar dü­zen­le­di" de­di. Ki­mi ar­ka­da­şı­ma re­sim yap­ma­sı­nı, ki­mi­ne kom­po­zis­yon yaz­ma­sı­nı söy­le­di. Be­ni de şi­ir yaz­mak­la gö­rev­len­dir­miş­ti. Ben he­men iti­raz et­tim. 
"Öğ­ret­me­nim ben şi­ir ya­za­mam. Hiç şi­ir yaz­ma­dım ki, na­sıl ya­za­ca­ğım"?
Öğ­ret­me­nim gö­zü­mün içi­ne bak­tı ve ba­na o ta­ri­hi ce­va­bı ver­di.
"Sen şi­ir ya­za­bi­lir­sin. Ben bu­nu se­nin göz­le­rin­de gö­rü­yo­rum. Ya­rın şi­iri ge­tir."
Er­te­si gün şi­iri ya­zıp gö­tür­dü­ğüm­de elim­de­ki kâğı­dı al­dı ve oku­du. Elin­de­ki kâğı­dı sal­la­ya­rak:
"Ben sa­na de­me­dim mi sen ya­zar­sın di­ye. Bu şi­ir çok gü­zel ol­muş."
İş­te o gün­den bu­gü­ne de­ğin tam 39 yıl­dır şi­ir ya­zı­yo­rum. 
Şi­ir be­ni ön­ce duy­gu­la­rın en mah­rem coğ­raf­ya­sın­da gez­dir­di. Def­ter­ler dol­durt­tu. Ki­tap­lar yaz­dır­dı. Şim­di de di­yar di­yar gez­di­ri­yor.
Son du­ra­ğı­mız gü­zel Van'ımı­zın Ye­şil Er­ciş'i ol­du. Ha­yal Bil­gi­si Der­gi­si­nin dü­zen­le­di­ği 4. Er­ciş Ki­tap Gün­le­ri ve Er­ciş­li Em­rah Şi­ir ya­rış­ma­sın­da "Mer­ha­me­tin İzin­de" isim­li şi­iri­miz­le bi­rin­ci ol­muş­tuk. Ödü­lü­mü­zü al­mak için yo­la çık­tık. Gü­zergâhı­mız Amas­ya, Er­zin­can, Er­zu­rum, Ağ­rı ve Er­ciş şek­lin­dey­di. Üni­ver­si­te­yi Er­zu­rum'da oku­muş­tum ve va­ta­ni gö­re­vi­mi de yi­ne Er­zu­rum Pa­sin­ler'de yap­mış­tım. 1995 yı­lın­dan be­ri ilk de­fa Do­ğu'ya gi­de­cek­tim. He­ye­ca­nın ya­nın­da bu­ruk bir hü­zün de var­dı içim­de. Tam 23 yıl­dır gör­me­di­ğim mekânla­rı ve in­san­la­rı gö­re­cek­tim. Oy­sa 23 yıl ön­ce bı­rak­tı­ğım bu şe­hir­de ne ar­ka­daş­la­rım kal­mış­tı ne de bi­zim ha­tı­ra­la­rı­mı­zı ya­şa­tan yer­le­ri gö­re­bi­le­cek­tim. Muh­te­mel­di ki şeh­rin çev­re­sin­den do­la­şıp çe­kip gi­de­cek­tik.
Uzun ve yo­ru­cu bir yol­cu­luk son­ra­sı Er­zu­rum'a var­dık. Ama ye­ni oto­gar şeh­rin çok dı­şın­da ha­va­la­nın ya­nı­na ya­pıl­mış­tı. Şeh­ri gö­re­me­miş­tim. Şim­di yo­lu­muz va­ta­ni gö­re­vi­mi yap­tı­ğım Pa­sin­ler Do­ğu Kış­la'nın tam önün­den ge­çe­cek­ti. Bir de ne gö­re­yim bi­zim bir­li­ğin ye­rin­de Pa­sin­ler MYO var. He­men in­ter­ne­te bak­tım ki bi­zim bir­lik Dum­lu'ya ta­şın­mış ve ye­ri­ne Üni­ver­si­te ya­pıl­mış.
Sa­bah 9:30’da Er­ciş'e in­dim. Er­ciş, ül­ke­mi­zin en bü­yük il­çe mer­kez­le­rin­den bi­ri­siy­di. Çok de­ğil bir­kaç yıl ön­ce­sin­de mey­da­na ge­len dep­rem ne­de­niy­le yı­kıl­mış, ül­ke­nin bir ucun­dan bir ucu­na gö­nül­le­ri dağ­la­yan fer­yat­la­rın yük­sel­di­ği ve yü­rek ya­kan acı­la­rın şeh­riy­di. Ta­bi ki ara­dan ge­çen bun­ca sü­re içe­ri­sin­de ya­ra­lar sa­rıl­ma­ya ça­lı­şıl­mış, şe­hir ye­ni­den in­şa edil­miş­ti ade­ta. Dep­re­min iz­le­ri her ne ka­dar ora­da ya­şa­yan­lar için ha­la tap­ta­ze ol­sa da be­nim gi­bi dı­şa­rı­dan ge­len ve he­le de ilk de­fa bu şeh­re ge­len­ler için fark­lıy­dı. Zi­ra şeh­ri ge­zer­ken dost­la­rı­mız "Abi şu mey­dan­da bü­yük bir bi­na var­dı, şu tek kat­lı ya­pı­lar yı­kı­lan bi­na­la­rın en­kaz­la­rı üze­ri­ne der­me çat­ma bir şe­kil­de ya­pı­lan dükkânlar­dır. Oy­sa bun­lar dep­rem ön­ce­sin­de yük­sek bi­na­lar­dı.  Bu­ra­sı TO­Kİ ma­ri­fe­tiy­le ta­ma­men ye­ni­den ya­pıl­dı. İn­şal­lah ya­kın­da açı­la­cak" gi­bi uya­rı­lar­la an­cak an­la­ya­bi­li­yor­duk işin va­ha­me­ti­ni.
Ci­hat ve Ay­şe Al­bay­rak çif­ti ile bu­lu­şup kah­val­tı yap­mam için bir res­to­ra­na git­ti­ğim de Türk şi­iri­nin ya­şa­yan ef­sa­ne­si Ca­hit Koy­tak, ga­ze­te­ci ya­zar Sel­vi­gül Şa­hin ve mi­zah öy­kü­le­ri ya­za­rı Çiğ­dem Can na­mı di­ğer Mi­ne So­ta Ha­nı­me­fen­di, Şa­ir Arif Onur So­lak, diz­gi ta­sa­rım uz­ma­nı Ah­met De­mir ve ya­zar kar­de­şi­miz Gül­şen Ga­zel ile kar­şı­laş­tık. Kı­sa bir ta­nış­ma se­re­mo­ni­sin­den ve kah­val­tı­dan son­ra Ten­zi­le Ana Or­ta­oku­lu Spor Sa­lo­nu­na ku­ru­lan Ki­tap Fu­arı­na geç­tik.
Fu­ar ala­nı­na gel­di­ğim de ilk gö­zü­me ta­kı­lan şa­ir ya­zar dos­tu­muz Beh­çet Gü­le­nay ol­du. Onun­la ku­cak­la­şır­ken bir de bak­tım şa­ir ya­zar Ab­dur­rah­man Adı­yan abi de ora­da. Ta­bi onun­la da ku­cak­laş­tık. Ci­hat ve Ay­şe çif­ti be­ni he­men ora­da bu­lu­nan Van­lı ve Er­ciş­li ya­zar­lar­la ta­nış­tır­dı. Yıl­maz ve Ci­hat Şit, Mus­ta­fa Işık, Ha­san Or­ta­ka­ya, Er­dal Şa­hin, Sa­mi De­mir, Eyüp Al­tun ve Ya­şar Adı­ya­man bun­lar­dan ak­lım­da ka­lan isim­ler. Hep­si de çok sı­cak kar­şı­la­dı biz­le­ri. Gü­zel dost­luk­lar ku­rul­ma­sı­na ve­si­le ol­du­lar.
Da­ha son­ra ya­zar­la­rı­mı­zın Fen Li­se­sin­de öğ­ren­ci­ler­le bu­luş­ma­sın aka­tıl­dık. Ora­da Mil­li Eği­tim Şu­be Mü­dü­rü Ah­met Kur­ba­ni Öz­daş ve Li­se Mü­dü­rü­müz Mi­raç Akan Bey­ler­le ta­nış­tık. Mi­sa­fir­per­ver­lik­le­ri­ne mü­te­şek­ki­riz.
Ak­şam'a doğ­ru mü­te­fek­kir ya­zar Me­tin Önal Men­gü­şoğ­lu ile ödül alan di­ğer şa­ir­le­ri­miz Nu­rul­lah De­ve­ci ve Ya­şar Ba­yar muh­te­rem eş­le­ri ile ara­mı­za ka­tıl­dı­lar. Ak­şam Sos­yal Bi­lim­ler Li­se­sin­de bu­lu­nan ko­nu­ke­vin­de bir tür­kü fas­lı dü­zen­len­di ve Er­ciş­li Üs­tad Mah­mut Do­ku­ma­cı sa­zıy­la, sö­züy­le biz­le­re bir tür­kü zi­ya­fe­ti sun­du. Bu zi­ya­fet es­na­sın­da özel­lik­le Nu­rul­lah De­ve­ci üs­ta­dı­mız çok iç­ten oku­du­ğu tür­kü­ler­le biz­le­ri ade­ta bü­yü­le­di. Yi­ne Er­ciş­li dost­la­rı­mız yö­re­ye ait tür­kü­le­ri oku­ya­rak biz­le­ri mest et­ti­ler.
Ben­den de bir şey­ler ça­lıp söy­le­mem is­ten­di. Ora­da­ki dost­la­ra; "Ço­rum'dan udum ile ge­le­cek­tim. Fa­kat özel ara­cım­la ge­le­me­di­ğim için ge­ti­re­me­di­ği­mi, bağ­la­ma ile be­nim tar­zım olan Sa­nat Mü­zi­ği çal­ma­nın bu­ra­da­ki olu­şan ha­va­ya pek uy­gun düş­me­ye­ce­ği­ni söy­le­dim." Ama ıs­rar­lar üze­ri­ne Mu­hay­yer­kürdî ma­ka­mın­da "Duy­dum ki Unut­muş­sun" ve "Bir Kı­zıl Gon­ca­ya Ben­zer Du­da­ğın" isim­li eser­le­ri oku­ma­ya ça­lış­tım. Ar­dın­dan söz­le­ri Es­ki­şe­hir­li şa­ir dos­tum Ha­lil Gür­kan Ho­ca­ma, bes­te­si ba­na ait olan Hi­caz ma­ka­mın­da­ki "Ağa­ran Saç­la­rın­da" isim­li şar­kı­mı oku­dum. 
Cu­mar­te­si gü­nü eki­bi­mi­ze Van­lı üs­tat Müş­te­hir Ka­ra­ka­ya ve Ço­rum­lu ya­zar Fat­ma Çağ­daş Bö­rek­çi de ka­tıl­dı­lar. Müş­te­hir abi ile da­ha ön­ce­den Ço­rum'da ta­nış­mış­tık. Be­ni gö­rün­ce Ço­rum'dan çok mem­nun ay­rıl­dı­ğı­nı, ora­da­ki dost­la­ra özel ola­rak se­lam gö­tür­me­mim is­te­di. 
Cu­mar­te­si ak­şa­mı Kay­ma­kam­lık top­lan­tı sa­lo­nun­da ödül tö­re­ni ya­pıl­dı. Ödül tö­re­nin­de Me­tin Önal Men­gü­şoğ­lu üs­ta­dı­mız en­fes bir kon­fe­rans ver­di­ler. Ca­hit Koy­tak ve Müş­te­hir Ka­ra­ka­ya üs­tat­la­rı­mız­da bi­rer şi­ir oku­du­lar. Su­nu­cu­lu­ğu­nu Ha­yal Bil­gi­si Der­gi­si yö­ne­ti­ci­le­rin­den Ci­hat Al­bay­rak'ın yap­tı­ğı ödül tö­re­nin­de; Bu yıl böl­ge kül­tür ve sa­na­tı­na kat­kı­la­rı bu­lu­nan Müş­te­hir Ka­ra­ka­ya,  Ey­yüp Al­tun ve Sa­mi De­mir'e Er­ciş­li Em­rah Onur Ödül­le­ri ve­ril­di. 2018 Ha­yal Bil­gi­si Şi­ir Ödü­lü, Ayan­fer'e Mek­tup­lar (Ye­di İk­lim Ya­yın­cı­lık) isim­li ki­ta­bı ile Fa­tih Bu­dak'a, Öy­kü Ödü­lü ise Tem­muz El­ma­sı (Er­dem Ya­yın Gru­bu) ki­ta­bı ile hem­şeh­ri­miz Fat­ma Çağ­daş Bö­rek­çi 'ye ve­ril­di. Bö­rek­çi ödü­lü­nü ya­zar Çiğ­dem Can'dan al­dı. 2018 Er­ciş­li Em­rah Şi­ir Ya­rış­ma­sın­da ise Mer­ha­me­tin İzin­de isim­li şii­rim­le ben­de­niz la­yık gö­rü­lür­ken ikin­ci­lik ödü­lü, Pen­ce­re­si İçe Dö­nük Ev­ler şi­iri ile Nu­rul­lah De­ve­ci'ye, üçün­cü­lük ödü­lü de Ye­di Kü­pe­li Ulu Çı­nar şi­iri ile Ya­şar Ba­yar'a ve­ril­di. Ya­rış­ma­da de­re­ce alan şa­ir­ler adı­na şi­iri­mi ses­len­dir­dim.
Er­ciş de çok gü­zel dost­luk­lar kur­duk. Ki­mi­si­ni is­men ta­nı­dı­ğı­mız ya­zar ve şa­ir­le­ri­miz­le biz­zat ta­nış­mış ol­duk. Da­ha ön­ce ta­nış­tı­ğı­mız şa­ir ve ya­zar­la­rı­mız­la has­ret gi­der­dik. Öğ­ren­ci­ler­le soh­bet et­tik, on­la­ra im­za ver­dik. Ya­zar dost­la­rı­mı­zın ki­tap­la­rı­nı al­dık. Ar­tık bir ki­tap ka­rak­te­ri ha­li­ne ge­len "Hür­ke­di Ve­ci­hi" ile bi­le ta­nış­tık. Ta­nı­ma­dı­ğı hiç kim­se­ye yak­laş­ma­yan Ve­ci­hi'nin ge­lip ku­ca­ğı­ma at­la­ma­sı ba­ya­ğı bir es­pri ko­nu­su ol­muş­tu.
Çok gü­zel do­lu do­lu üç gün ya­şa­dık. Le­vent Al­bay­rak kar­de­şi­mi­zin mih­man­dar­lı­ğın­da oto­ga­ra gi­di­şi­miz­le bu gü­zel gün­ler de bit­ti ve yâdı­mı­za Er­ciş ve Van'ın ha­tı­ra­la­rı­nı yük­le­ye­rek tek­rar yo­la re­van olup mem­le­ke­ti­mi­ze dön­dük. 
Şu­na inan­dık ki mem­le­ke­ti­mi­zin her kö­şe­si cen­net­ten bir par­ça gi­bi. İn­sa­nı­mız sev­gi ve say­gı ile do­lu. Ora­da kar­deş­le­ri­miz bı­rak­tık. Eğer bir­li­ği­mi­ze, dir­li­ği­mi­ze kast edil­mez ise, fit­ne­ye - fe­sa­da fır­sat ve­ril­mez ise va­ta­nın her kö­şe­si bir hu­zur ma­be­di olur. Et­le tır­nak ol­du­ğu­muz ger­çe­ği­ni biz unut­ma­ya­lım ve her fır­sat­ta düş­man­la­rı­mı­za da hal ve ha­re­ket­le­ri­miz­le ha­tır­la­ta­lım. Bir­lik­te rah­met, ay­rı­lık­ta azap var.
Bu gü­zel or­ga­ni­zas­yo­nu yük­le­nen ve be­ni mi­sa­fir eden Ay­şe ve Ci­hat Al­bay­rak çift­çi baş­ta ol­mak üze­re tüm Er­ciş­li dost­la­ra, be­nim gi­bi yur­dun de­ği­şik il­le­rin­den ge­len ka­tı­lım­cı şa­ir ve ya­zar­la­ra te­şek­kür edi­yo­rum.