Tüm insanlar doğası gereği hayal kurar. Bazen geçmişte yaşadığı bir olayı, bazen gelecekte yapmak istediği bir şeyi düşünür; bazen de yaşaması hiçbir zaman mümkün olmayacak şeyleri zihninde yaşar. Dünyada her şeyin bir sonu, bir sınırı vardır elbet. Dinlediğiniz bir müzik, okuduğunuz bir kitap, izlediğiniz bir film veya dizinin bir sonu vardır; üç dakikayla sınırlıdır mesela bir şarkı.  Peki ya sizce hayallerin de bir sınırı var mıdır?


Şu sınırlı dünyada sınırsız olan tek şeyin hayaller olduğunu zanneder çoğunluk. Katıldığımı söyleyemem. Bence hayallerin de bir sınırı vardır. İnsan istediği her şeyi, istediği her şekilde hayal edemez. Bunu şöyle bir örnekle açıklayabilirim: Sizden bir yaratık hayal etmenizi istiyorum. Gerek şekliyle gerek rengiyle daha önce gördüğünüz hiçbir şeye benzemeyen bir yaratık… Basit bir şey gibi görünse de lütfen bu kısımda biraz durup düşünün ve böyle bir yaratık hayal edin. Ya da en azından birkaç saniye de olsa deneyin.

Hayalinizdeki yaratığın gözü, ağzı, kolları olacak elbet.  Öncelikle gözünü ele alalım. Bir yaratık gözünü en fazla ne kadar farklı şekillerde hayal edebilirsiniz? İnsan gözüne benzemese bile üçgen şeklinde ya da kare şeklinde hayal edersiniz ve buda daha önce gördüğünüz bir şekil olmuş olur. Veya değişik biçimsiz bir şekilde hayal ederseniz bu defa da bir buluta benzemiş olur ve yine daha önce görmediğiniz bir şeyi hayal etmiş olmazsınız. Kollarına baktığımızda, kafanın yanlarından çıkmış iki uzun çıkıntı gelir aklınıza. Kolları başka türlü hayal edemezsiniz çünkü. Ya da en azından ben şimdiye kadar daha farklı bir kol hayal edebilenine rastlamadım.

Demem o ki daha önce hiç görmediğimiz, duymadığımız kısacası aşina olmadığımız hiçbir şeyi hayal edemeyiz. Yapabileceğimiz en fazla şey daha önce gördüğümüz şeyleri birbiri ile birleştirerek ortaya yeni şeyler çıkarmak olur. Yani şu sınırlı dünyada hayaller bile sınırsız değildir.
Hoşcakalın...

Ahmet CAM
Email: [email protected]