Proje, bir probleme çözüm bulma ya da belirlenen bir fırsatı değerlendirmeye yönelik bir ekibin, başlangıcı ve bitişi belirli bir süre ve sınırlı bir finansman  dâhilinde, birtakım kaynaklar kullanarak, müşteri memnuniyetini ve kaliteyi göz önünde bulundururken olası riskleri yönetmek şartıyla, tanımlanmış bir kapsama uygun amaç ve hedefler doğrultusunda özgün bir planı başlatma, yürütme, kontrol etme ve sonuca bağlama sürecidir. 
Nerede ise tüm kurumlar merkez teşkilatlarının yanında taşradaki temsilcileri de dâhil olmak üzere proje üretiyorlar. Hatta bu durum o kadar yaygınlaştı ki; yerel sivil toplum örgütlerine kadar sirayet etti.
Ülkemizde nerede ise herkes proje üretme peşinde. Yerel yönetimlerden, yerel sivil toplum kuruluşlarından, merkez teşkilatı olan kurum ve kuruluşlara kadar her birim proje üretme ve uygulama gayretinden öte yarış içerisindedir.
Proje enflasyonu yaşanıyor desek yanlış olmaz. Oysa Projeler ihtiyaca binaen üretilir. Daha çok da farkındalık oluşturmak amacıyla yapılır.
Milli Eğitim camiası açısından okuma yazma bilmeyenlere yönelik yapılan çalışmalar, sığınmacı olarak ülkemize gelen insanların çocuklarının eğitimlerine yönelik çalışmalar, üniversitelerle işbirliği içerisinde yapılan çalışmalar bunlara örnek verilebilir.
Genç çiftçilerin desteklenmesi, Hayvancılık projeleri, kooperatif projeleri de Tarım Bakanlığı'nın projelerine örnek gösterilebilir. Dedik ya her kurum ve kuruluşun örnek projeleri var ülkemizde.
Projelerin birçok özelliğinin yanında iki temel özelliği vardır. Birincisi sürelidir. Genel olarak da 2 veya 3 yılda tamamlanır. İkincisi ise bütçesi bittiği zaman proje de sonuçlandırılır. Bütçesi de süre ile sınırlıdır. Süresi bittiği zaman bütçesi de biter ya da bitirmek zorunda kalırsınız. Bu iki özellik projelerin geçici olduğu anlamına da gelmektedir.
Ancak günümüzde projelerin çoğunluğu amacına uygun pek kullanılmaz. Proje üretenler daha çok içeriğinde yurt dışı gezisi var mı? Buradan bize ne fayda sağlarız anlayışında bakarlar. Bunun en bariz örneği tarımsal hibe destekleridir. Mazot ve gübre desteği alanların önemli bir kısmının desteklemeden aldıkları paradan mazot ve gübre almadıkları çoğumuzun malumudur. Elbette ki bu bakış sakat bir anlayışın ürünüdür.
Ancak bu sakat ürünün hemen hemen her kurumda çoğaldığını görmek ülke adına büyük bir israf olduğunu da kabul etmemiz gerekiyor.
Projeler farkındalık oluşturmak adına faydalıdır. Ancak insanlarımız halen destekleme paralarını, gübre/mazot alımında kullanmıyorsa bu tür projeler amacının dışına çıkmış demektir.
Bazı projelerin yurt dışı ayağı vardır. Proje sürecinde yurt dışına gidilir, projenin konusuna göre araştırma ve incelemeler yapılır, dönüşte de bunlar raporlandırılır ki farklı uygulamalar üzerine ARGE çalışmaları yapılabilsin.
Ancak ülkemizde teorikte doğru olan pratikte pek karşılığını bulmuyor. Bizim hareketlilik dediğimiz yurt dışı gezileri yapılır, projenin üreticileri ve uygulayıcılarının katılımından daha çok üst düzey yöneticiler giderler.
Bu kişilerin gidiş sebebi de daha çok gezmek ve farklı yerler görmek olduğundan hareketlilik bir anlamda turistik gezi formatına dönüşür.
Amacımız projelerin yersiz olduğunu savunmak değil. Ülkemizde uygulanan tüm projelerin bütün kurum ve kuruluşlar tarafından tekrar gözden geçirilip daha rantabl olması için revize etmeleridir.
Her kurumda en iyimser şekilde onlarca proje vardır. Bu saatten itibaren her kurum ya da kuruluş yürümekte olduğu projeleri tekrar gözden geçirmeli. Uygulamadaki tüm projelerin katkısı ve performansı açısından yeniden değerlendirilmelidir.
Katkı sunan projelerle devam edilmeli diğerlerini bir an önce uygulamadan kaldırmalıdır.
Sevgide kalın, sevgiyle kalın…