Or­ta­çağ Türk-İs­lam dün­ya­sın­da bü­yük ye­ri olan Bü­yük Sel­çuk­lu Dev­le­ti önem­li olay­la­ra ta­nık­lık et­miş­tir. Or­ta As­ya'dan Ana­do­lu'ya ge­çiş nok­ta­sı olan İran coğ­raf­ya­sın­da ku­ru­lan bu dev­let hem yö­ne­tim hem de ya­şa­dı­ğı olay­lar açı­sın­dan gü­nü­mü­ze ışık tu­tan acı ve tat­lı tec­rü­be­le­ri gü­nü­mü­ze yan­sıt­mak­ta­dır. 

Ta­rih fel­se­fe­ci­si Tho­mes Carl­yle ta­ri­hin ölüm­süz ol­du­ğu­nu söy­le­miş­tir: "Ki­mi mil­let­ler ke­ra­met sa­hi­bi­dir, ki­mi­si de­ğil­dir: fa­kat tüm in­san­lık dün­ya­sın­da hiç­bir ka­bi­le yok­tur ki ta­ri­he he­ves et­me­ye­cek ka­dar ca­hil ol­sun; Beş'e ka­dar sa­ya­ma­ya­cak arit­me­tik bil­gi­si­ne sa­hip ol­ma­yan­lar da da­hil". Bu söz bi­ze ta­ri­hi­mi­zin zen­gin­li­ği­ni ve on­dan fay­da­lan­ma­mız ge­rek­ti­ği­ni ha­tır­la­tı­yor.

 Av­ru­pa'da 19. yy. ta­rih­çi­le­ri kral­la­ra da­nış­man­lık yap­mış­lar,  Al­man­ya'da İtal­ya'da mil­li bir­li­ğin ku­rul­ma­sı­na ön­der­lik et­miş­ler­dir. Ara­la­rın­da Fran­sa'ya bir baş­ba­kan ve cum­hur­baş­ka­nı çı­kar­mış­lar, es­ki ve ye­ni dev­let­le­re kim­lik­le­ri­ni ka­zan­dır­mış­lar­dır. Ta­rih­sel bil­gi dev­let­le­rin ku­ru­lu­şun­da önem­li rol oy­na­mış mil­li kim­li­ğin ka­zan­dı­rıl­ma­sı ve ya­şa­tıl­ma­sın­da baş­lı­ca fak­tör ol­muş ve ol­mak­ta­dır. Şan­lı ta­ri­hi­mi­zin ol­ma­dı­ğı­nı ve bil­me­di­ği­mi­zi dü­şün­se­ni­ze: Os­man­lı ol­ma­sa, Sel­çuk­lu ol­ma­sa Ka­ra­han­lı­lar ol­ma­sa, Do­ğu ve Ba­tı Hun dev­let­le­ri, Al­tı­nor­du dev­let­le­ri ol­ma­sa, Fa­tih, Oğuz Han, Al­pars­lan, Os­man Ga­zi, Fa­tih Ka­nu­ni, Ga­zi Mus­ta­fa Ke­mal ol­ma­say­dı bun­la­rın ye­ri­ni kim dol­du­ra­bi­lir­di?

Ma­laz­girt za­fe­ri, Mo­haç za­fe­ri, Pre­ve­ze za­fe­ri, Ça­nak­ka­le za­fe­ri, İst­klal Har­bi ol­ma­sa ney­le övü­nür­dük? Bı­ra­kın ku­ru öv­gü­yü ken­di­mi­zi na­sıl is­pat eder­dik? Bu za­fer­ler ve di­ğer­le­ri bi­zim için övünç kay­na­ğı, en önem­li­si de re­fe­rans­tır. Hit­le­rin or­du­la­rı Bal­kan­la­rı ta­ru­mar et­miş, Edir­ne'ye ge­lin­ce dur­muş Tür­ki­ye'ye ta­kıl­ma­yı gö­ze ala­ma­mış­tır. Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri es­ki Ge­nel­kur­may baş­ka­nı Jo­jeph Dun­ford, Af­rin ha­rekâtı ile il­gi­li ola­rak: "dik­kat edin Türk­ler­le sa­va­şı­yor­su­nuz, Arap­lar­la de­ğil ge­ri çe­kil­me­yi dü­şün­mez­ler" der­ken, Ça­nak­ka­le Za­fe­ri­ni, İs­tik­lal Har­bi­ni, Ko­re Sa­va­şın­da Türk as­ker­le­ri­nin ver­di­ği üs­tün mü­ca­de­le­yi ha­tır­lat­mış ol­mak­ta ve ken­di dev­le­ti­ni uyar­mak­ta­dır. 

Ta­rih­ten ders çı­ka­ran­lar ge­le­ce­ği iyi okur­lar. Ta­rih ya­zı­mın­da ya­ra­tı­cı ha­yal gü­cü­nü kul­la­nıp, mil­li ge­le­nek­le­ri yad­sı­ma­dan kü­re­sel ta­ri­hin yo­rum­lan­ma­sı,  mev­cut so­run­la­ra çö­züm yol­la­rı üre­til­me­si ge­rek­li­dir. Şim­di ta­rih­çi­le­rin ön­ce­lik­li gö­re­vi bu­dur. Bu gö­rev ta­rih ya­zı­mı­nı, ta­ri­hin açık­ça gös­ter­di­ğini doğ­ru­la­mak­ta­dır. İn­sa­noğ­lu­na öz­gü ih­ti­yaç­la­ra ta­rih ka­dar ce­vap ve­ren baş­ka bir uğ­raş yok­tur: o in­sa­noğ­lu ki ya­şa­mın za­man­sal bo­yu­tu sa­ye­sin­de, geç­miş­ten ge­lip ge­le­ce­ğe gi­den bir göç­men ve şim­di­ki za­man otu­ran bir sa­kin ha­li­ne gel­miş­tir. Bu­gün Tür­ki­ye top­rak­la­rın­da otu­ru­yor­sak bu­nu ta­ri­hi­miz­de­ki ba­şa­rı­la­ra borç­lu­yuz. 15 Tem­muz ha­in dar­be gi­ri­şi­mi bi­ze Bü­yük Sel­çuk­lu Dev­le­ti’n­de Ba­tı­ni­le­rin ve Haş­ha­şi­le­rin  dev­let adam­la­rı­na kar­şı yap­tık­la­rı sui­kast­la­rı ha­tır­lat­tı. Bun­lar dev­let bün­ye­sin­de mey­da­na ge­len sui­kast ey­lem­le­ri­dir.

Bâtınîler, ken­di­le­ri­ne öz­gü me­tot­lar­la dev­let içe­ri­sin­de kri­tik ko­num­lar­da­ki dev­let adam­la­rı­na yö­ne­lik sui­kast ey­lem­le­rin­de bu­lun­muş­lar­dır. Sul­tan Berk­ya­ruk, Sul­tan Mu­ham­med Ta­par, Ve­zir Nizâmü'l-Mülk ve baş­ka dev­let adam­la­rı bu tür ey­lem­le­re ma­ruz kal­mış­lar­dır. Bâtı­ni­le­rin dev­let içe­ri­sin­de önem­li mev­ki­ler­de­ki gö­rev­li­le­re yö­ne­lik, et­ra­fa deh­şet sa­çan ve dev­le­tin ku­ru­lu dü­ze­ni­ni sar­san sui­kast ey­lem­le­ri, Sel­çuk­lu top­lu­mun­da bü­yük et­ki­le­re ve hu­zur­suz­luk­la­ra ne­den ol­muş­tur. Ta­ri­hi bil­mek ve ha­tır­dan çı­kar­ma­mak  bu tür tu­zak­la­ra düş­me­mek için ge­rek­li­dir Meh­met Akif Er­soy'un di­ze­le­ri bi­ze çok şey an­la­tı­yor:
Geç­miş­ten adam his­se ka­par­mış... Ne ma­sal şey!
Beş bin se­ne­lik kıs­sa ya­rım his­se mi ver­di?
"Ta­rih"i  "te­ker­rür"  di­ye ta­rif edi­yor­lar;
Hiç ib­ret alın­say­dı, te­ker­rür mü eder­di?