Doğuştan; dünyada nadir, ülkemizde ise ilk kez görülen prolidaz enzim eksikliği hastası olan genç kız, Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde başarılı bir ameliyat ve tedavi sürecinin ardından sağlığına kavuştu. 
Her iki ayağında çıkan ve bir türlü iyileşemeyen yaralardan dolayı 8 yıldır yürümekte güçlük çektiği için tekerlik sandalyede yaşamını idame ettirmeye çalışan 25 yaşındaki Büşra Melike Kısaç, Diyabetik Ayak ve Kronik Yara Kliniği’nde yaklaşık 1.5 aydır gördüğü tedavinin ardından kendi derisinden yapılan cilt nakliyle şimdi yeniden adım atarak, yürümenin mutluluğunu yaşıyor. 
Edinilen bilgilere göre, Büşra Melike Kısaç adlı genç kız doğuştan prolidaz enzim eksikliği rahatsızlığıyla dünyaya geldi. Çocukluk döneminde rahatsızlığın etkisiyle ağzında yaralar oluşan genç kızın, bir süre sonra ağzındaki yaralar kayboldu. Ancak 8 yıl önce genç kızın ayağında prolidaz enzim eksikliğinden kaynaklanan bir türlü iyileşmeyen yaralar baş gösterdi. 
Ailesi tarafından Türkiye’de birçok sağlık merkezine götürülen Kısaç’a doğuştan enzim eksikliği bulunmasına rağmen farklı hastalıkların ön tanısı konulurken, bir türlü de sağlığına kavuşamadı. 
2012 yılında Kısaç’tan alınan kan örnekleri İtalya gönderildi. İtalya’da bir üniversitede bulunan merkezde yapılan tetkiklerde genç kızda bugüne kadar dünyada 70 kişi de görülen enzim eksikliği olduğu tespit edildi. Bunun üzerine kızlarının tedavisini yaptırmak için araştırmalarını sürdüren aile, Türkiye’de sadece üç merkezden birisi olan Çorum’daki Diyabetik Ayak ve Kronik Yara Kliniği’ne başvurdu. 
Klinikte, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Kendirci ve ekibi tarafından tedavi altına alınan genç kız, yaklaşık 1.5 ay süren tedavi sürecinin ardından gerçekleştirilen başarılı cilt nakli operasyonuyla sağlığına kavuştu. 
Tedavi süreci hakkında bilgi veren Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Kendirci, hastanın oldukça nadir görülen enzim ekliğinden mağdur olduğunu belirterek, “Ağzında ve ayaklarında yaralar olmuş. 25 yaşına gelinceye kadar 8 yıllık sürede çeşitli kentlerde, çeşitli birimlerde farklı hastalıkların ön tanısı ile takip edilmiş. 2012 yılında kan örnekleri alınarak İtalya’da gönderilen kan örneklerinin incelenmesinin ardından dünyada prolidaz enzim eksikliği olarak bilinen hastalığın tanısı konulmuş” dedi. 
Ailenin daha sonra hastane bünyesinde faaliyet gösteren Diyabetik Ayak ve Kronik Yara Kliniği’nin Türkiye’deki nadir merkezlerden birisinin olduğunu öğrenince bir umutla başvurduğunu anlatan Doç. Dr. Murat Kendirci, hastanede Kısaç’ı yaklaşık 1 ila 1.5 ay kadar misafir ettiklerini belirtti. 

“Daha önce böyle bir vak'a ile karşılaşmadım” 
Genç kızın derisinden alınan cilt nakli ile 8 yıldır iyileşmeyen yaralarının tedavi edildiğini anlatan Doç. Dr. Kendirci, “Kontrollerimiz sırasında yaralarının çok iyi olduğunu öğrendik. Çok nadir bir hastalıktan bahsediyoruz. Bu hastalık bahsettiğimiz gibi Türkiye’deki belki ilk hasta. Daha önce böyle bir vak'a ile karşılaşmadım. Dünyada da literatürde bu hastalıktan mağdur olan 70 kişinin olduğu bildiriliyor. Hastamızın gelişimini ve tedavi sürecini takip ediyoruz. Yakında bilimsel toplantıda hastamıza uygulanan tedavi yöntemlerini dünyaya sunmayı planlıyoruz. Böylesine zorlu bir hastayı tedavi edebileceğimiz ülkemizdeki nadir merkezlerden birisine sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Bu alanda çalışmalarıma destek olan ve her türlü katkıyı sunan Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan ile Tıp Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Mete Dolapçı’ya, Hastane Başhekimi Doç. Dr. Çağatay Evrim Afşarlar’a teşekkür ederim” ifadelerini kullandı. 

“Baba, yürümeyi özlemişim” 
Gazi Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olan baba Prof. Dr. İbrahim Kısaç, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ndeki oy kullandıktan sonra kızının söylediği söz ile yaşadığı mutluluğunu ifade etti. 
Büşra’nın şuan ki durumunun kendilerini de memnun ettiğini anlatan baba Prof. Dr. İbrahim Kısaç, şunları kaydetti; “Çünkü uzun zamandan beri ilk kez böyle bir iyileşme görüldü. Yaralarda şuanda yarı yarıya iyileşme sağlandı. İnşallah bu gidişle tamamen kapacağını umuyoruz. Annesinin de belirttiği gibi yürüyemediğinden dolayı kendi öz bakım ihtiyaçlarını bile yerine getiremezken bizimle artık sofraya bile gelebiliyor. En son seçim günü oy kullanıp geldikten sonra eve döndüğünde biraz yürümeye çalıştı. Yürüdü evin içerisinde. O söylediği cümle çok anlamlıydı “yürümeyi özlemişim” dedi. Yürümenin gerçekten büyük bir nimet olduğunu bu sözden anladık” 
Kızının rahatsızlığının ortaya çıktığında 17 yaşında olduğunu açıklayan anne Melek Kısaç, bir süre sonra kızının vücudundaki yaralar nedeniyle prolidaz enzim eksikliği tanısının konulduğunu açıkladı. 
İtalya’ya gönderilen kan örneklerinin sonuçlarının gelmesinin ardından kendileri için sıkıntılı günlerin başladığını dile getiren anne Kısaç, “Bu yaşa kadar hep yaraları vardı. Kısmen fayda gördük bazı tedavilerde. Son tedavi ile daha da iyi oldu” diye konuştu. 
Büşra’nın sağlığına kavuştuktan sonra çok mutlu olduklarını vurgulayan Kısaç, “Ağrısı, sancısı olduğu için hiç uyku uyuyamıyorduk. Kızım kendisi de uyuyamıyordu. İhtiyaçlarını karşılayamıyordu. Bu tedaviden sonra mutlu olduk. Sevindik. Büşra da çok mutlu keyifli. Ümitsizliğe kapılmıştık. Artık yaraları iyileşmeyecek mi diye düşünmeye başlamıştık. Artık bu tedaviden sonra iyileşibeleceğini gördük” şeklinde açıklamalarda bulundu.