Saygıdeğer dostlar, sözlerime başlarken, 'vefası olmayan şehir' derken yanlış anlamayın lütfen. Bu cümleyi 'Vefa' semti olmayan manasında dedim. Yoksa, Çorumlu'nun ne kadar vefalı olduğunu iki akşam üst üste Devlet Tiyatro Salonu'nu doldurarak - ayakta kalıp kenarda bekleyenleri ile- gösterdi. 

Vefa programı düzenlenen isimlerden Recep Camcı hocam, sıradan bir hoca olabilirdi, ama öyle yapmadı ve de toplumda karşılığını buldu. 

Öğretmenlik ve okul müdürlükleri yapan Abdulkadir Ozulu Hocamız, emekli olup yazlık alır ve kendi halinde yaşayabilirdi. Ama O öyle mi yaptı? Öğretmenlikte çalıştı, müdürlükte çalıştı, emekli olmasına rağmen çalıştı da çalıştı ve hala da çalışıyor. Tatili bırak Çorum'u terk etmiyor. Çorum için çalışıyor. En önemlisi de insanlık için çalışıyor. Her yaştan insana gece fener, gündüz yol gösteren oluyor. Ozulu hocam gibileri olduğu sürece bu toplum ayakta kalır, birlik ve beraberliğimizi kimse bölemez. Abdulkadir Ozulu'ya Armağan kitabını o gecede imzalatacaktım çok yoruldu diye kıyamadım. Ama şunu da itiraf edeyim hocamı hiç bu kadar yakışıklı görmemiştim, güler yüzüyle dostlarının bir kez daha gönlünü fethetti. 
Ozulu hocam, iyi ki varsın, iyi ki seni tanımışım. Sağlıklı ve mutlu uzun bir ömür dilerim. Ellerinden öperim.


Öte yandan, tarihteki ilk yazılı barış anlaşması olan Kadeş'in de vefasıyla ünlü Çorum'da yapılmış olması çok manidar. Geride bıraktığımız Öğretmenler Günü dolayısıyla tüm öğretmenlerimizin de günlerini tebrik ediyorum.


Geçtiğimiz haftaya damgasını vuran iki vefa gecesinin ardından bir önerimi de paylaşmak istiyorum. 'Hocaların Hocası' olarak bilinen, Çorumlu'nun gönlünde taht kuran değerli Eğitimci M. Metin Aşkın Hocamız için de bir vefa gecesi düzenlenmesi gerektiğine inanıyorum. Belediye ve Milli Eğitim Müdürlüğü öncülüğünde düzenlenebileceğini düşündüğüm böylesi bir vefa programının da Çorum'a çok yakışacağına inanıyorum. 
Sevgi ve hürmetlerimle, hoşçakalın.