Dostlar size bir hatıramı anlatacağım.
Ankara’da rahmetlik terzi Mustafa Yıldırım ın dükkanında idim.
Dükkânda emekli müdür bayan öğretmen vardı. Erkek kardeşi Almanya’da üniversitede profesör imiş. Yıllarca görüşmemişler. Bir gün kardeşi haber göndererek hanımı ile Ankara’ya kendisini görmeye geleceğini bildirmiş.


Hocahanım-"Günler öncesinden hazırlık yapmaya başladım. Baklava, börek, yaprak sarması yaptım. Kardeşimi ve eşini yüz akı ile ağırlamaya çalıştım." dedi.
Gelin Hanım da profesör imiş. Nihayet evine gelmişler. Elinden gelen ikramı yapmış. Oğlu da Ankara'da lise öğrencisi. Evde sohbet ederken gelin hanım-" Türkiye’ye gelirken Yunanistan'da Atina'ya uğradık. Atina'da Türkiye’de İzmir'i işaret eden bir heykelin altında ‘İzmir bizim olacak’ diye yazıyor." demiş.


Oğlu da bunun üzerine- "İzmir' de de bir heykel var. Yunanistan'ı göstererek ‘Nah alırsınız’ diyor" demiş. Alman gelin susmuş kalmış.
Hocahanım devam ediyor. Bizden ayrıldıktan sonra, Bodrum'a gittiler. Ora da gezerken, kiraz satan seyyar satıcı ile karşılaşmışlar. Alman gelin tabladan 8-10 tane kiraz alarak teraziye koyup, satıcıya tartmasını söylemiş. Satıcı iki eliyle tabladan kirazı alarak, Alman geline yemesi için vermiş. Para da almamış.


Nihayet Türkiye'den ayrılırken Alman gelin eşine-" Almanya’ya gidelim de medenice yaşayalım." demiş. Bunu da kardeşi telefonda bildirmiş.
Hocahanım da telefonda kardeşine-" Ben size insanlık yaptım. Elimden geldiğince ağırladım. Bir daha o gelini evime getirme. Geliyorsan sen gel." demiş.
Alman Almanlığını, Yunanlı da Yunanlığını yapıyor. Atina'da Yunan askerleri bayram gösterisin de-"İstanbul bizim olacak" diye slogan atmışlar. Benim de aklıma bu hatıra geldi. Nah alırlar.