Zekât, kelime olarak temizlik, bereket, artış manalarına gelir. Dini bir terim olarak Zekât, Şer'an Zengin sayılan bir kimsenin yılda bir kere asli ihtiyaçları dışındaki mallarının belirli bir kısmını Allah rızası için muayyen kişilere vermesidir.
Yüce Allah,
"Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin..." (Bakara, 2/43) buyurmuştur.
Peygamberimiz (a.s) da,
"İslâm beş esas üzerine kurulmuştur. Allâh'tan başka ilah bulunmadığına, Muhammed'in Allâh'ın Resulü olduğuna şahadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak" buyurmuştur. (Buhari,İman,1.l,18)  
Biz bu yazımızda Zekat'ın fert ve toplum açısından önemi üzerinde duracağız.
 Zekâtını veren için ferdî faydalar: 
- Mala karşı aşırı düşkünlük ve cimrilik kusurlarını temizler. 
- Malî yardıma alıştırır. 
- Karşılıksız veren Allah'ın ahlâkı ile ahlâklanmayı sağlar. 
- İlâhî nimetlere şükran görevini yerine getirmeye vesile olur. 
- Kişiye gönül zenginliği ve ruh yüceliği sağlar 
- İnsanların sevgisini kazandırır 
- Fakirin hakkını vermekle malı başkalarının hakkı ile kirlenmekten- korur ve temizler. 
- Malın hayırlı ve bereketli olmasına, artmasına sebep olur; fakirlerin satın alma gücünü arttıracağı için bu artış aynı zamanda maddî olarak da gerçekleşir. 
 Alan bakımından zekâtın ferdî faydaları: 
- Zekât fakiri, köleyi, borçluyu, yerinden yurdundan uzakta kalmış gurbetzedeyi ihtiyacın esaretinden kurtarır, onlara insanlığın yüce hedeflerine yönelme fırsatını bahşeder. 
- Kin, düşmanlık ve çekemezliğin, yoksul kalbine yol bulmasını önler. 
Zekâtın ictimâî faydaları: 
- İslâm'ın yayılmasını, gönüllerin ona ısınmasını sağlar, kötü niyetlilerin İslâm'a ve müslümanlara zarar vermesini önler. 
- İnsanlığın hedef olarak seçtiği, fakat henüz tam olarak ulaşamadığı en geniş ve en hasbî "sosyal güvenlik" müessesesini gerçekleştirir. Zekât müessesesinin işlediği yerde hiçbir ferdin gelecek endişesi, aç açık kalma korkusu yoktur; bunun için -sosyal sigorta müesseselerinin aksine- kişinin, önceden bir şey ödemiş olması da gerekmez. 
- Zekâta tâbi servet (sermaye) sahipleri bunları işletmeseler dahi %2,5 nisbetinde zekât verecekleri için zekât, sermayenin âtıl kalmasını önler; sermaye sahibi verdiğini karşılamak için onu ticaret ve yatırıma sürer; bu da üretimin artması, işsizliğin ortadan kalkması, ülke kalkınmasının gerçekleşmesi gibi mühim iktisâdî neticeler doğurur. 
- Zekât fakirin gittikçe daha fakir olmasını, çeşitli hayatî ihtiyaçların esiri haline gelmesini önleyerek ahlâkî çöküntüyü, sınıfların teşekkül ve çatışmasını önler, toplum dayanışmasına bağlı sevgi, birlik ve beraberliği temin eder.
- Zekât gelirlerinden bir kısmını, muhtaç olanlara faizsiz kredi (karz-ı hasen) şeklinde vermek mümkün olduğu için, açık gizli faizcilik ve tefeciliğin önünü alır, ihtiyaç sahiplerinin sömürülmesine mâni olur
Bu yıl Diyanet İşleri Başkanlığımız "Kardeşlerini Unutma, Beklenen Sensin" ve "Zekatla Kardeşliğimiz Bereketlensin" düşünceleriyle "Ramazan ve İnfak" konusunu tema olarak belirlemiş ve Zenginle Fakir arasında güvenilir bir köprü olmaya devam edecektir.Yukarıda belirtmiş olduğumuz faydaların kazanılabilmesi için zekât müessesesinin toplumumuzda benimsenmesi ve geliştirilmesi önem arz etmektedir.

İbrahim KÖKSAL
Sungurlu Müftüsü