Gündemimizi daha çok çatışma, kaos, kriz, karmaşa, etnik milliyetçilik gibi olumsuz kavramlarla meşgul eden Balkanlar, yeni bir sürece adım atıyor: Open Balkan! Dilimize tercümesiyle Açık Balkan.
Projenin hem bölge insanında hem de Balkanlar'a ilgi duyan tüm çevrelerde kaygı ve heyecan uyandırdığı aşikâr olmakla birlikte uygulanabilirliği tartışılmaya başlandı. Projenin içeriği, üye olacak devletler ve dışarıdan destek verecek devletler şaşırtıcı derecede ilgi çekici durmakta. 
Bir nevi bölgesel schengen olarak da adlandırabileceğimiz bu projeye/girişime şu an için hem katılımcı hem üye olmak üzere Türkiye, Bosna-Hersek, Sırbistan, Arnavutluk, Karadağ, Kosova, Macaristan ve Kuzey Makedonya destek vermekte. Sırbistan'da yapılan son toplantıya Türkiye'nin de katılması girişimin uygulanabilirliği ve tartışma konularını, daha doğrusu kaygıları azattı. İsmi geçen ülkeleri bir birlik/proje/girişim etrafında zikretmenin olanaksızlığı daha düne kadar her kesimin malumu iken bugün Kosova ile Sırbistan, Kuzey Makedonya ile Arnavutluk aynı masanın üyesi olma yolunda irade gösterdiler.
Yine adı geçen ülkelerin hemen hepsi Avrupa Birliği'ne tam üye olma yolunda çalışırken ve fasılları birer birer yerine getirmekteler. Kendi içlerinde de sınırları kaldırarak aslında tüm dünyaya güzel bir örnek teşkil edecekler.
Her ne kadar girişimin taslağı üzerinden kaygı açıklamaları gelse de son gelişmeler kaygıdan çok umudun yayıldığını göstermektedir. Kaygıların sebepsiz olmadığını belirtmekte fayda var çünkü Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkanlar'dan çekilmesi sonrası I.Balkan Savaşı'ndan başlamak üzere güçlünün haklı olduğu bir yüzyıl Balkan coğrafyasını tahakkümü altına almıştı.
I.Balkan Savaşı'nın hemen akabinde Balkan topraklarının paylaşılamaması neticesinde II.Balkan Savaşı patlak vermişti. Etnik milliyetçilik hülyalarının kol gezdiği bu topraklarda güçlenen devlet hemen "büyük" sıfatıyla imparatorluk tarzı devlet kurmanın yollarını aramış ve ciddi kıyımlara, katliamlara, sürgün ve göçlere sebep olmuşlardı. Büyük Bulgaristan, Büyük Sırbistan, Büyük Arnavutluk vb. girişimler Balkan adını "Balkanlaşma" kavramına indirgemişti. 
Etnik devletlerin oluşum süreçlerinin hemen başında ise Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı kurulmuş, yine gücü kendinde toplayan etnik aidiyetli lider tüm Balkanları domine etmeye çalışmıştı. Son örneğini Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti tecrübesiyle Tito döneminde yaşayan Balkan ülkeleri, Tito'nun ölümü sonrası Sırpların "en güçlü" egosuna mağlup olmuş ve hem Bosna-Hersek hem de Kosova trajedileri insanlığın zihnine kazınmıştı. 
Bu yeni girişime olan kaygıyı tarihsel perspektif haklı çıkarmakla birlikte farklılıklarıyla da umut verdiği hafızamızda yer almalıdır. Örneğin, girişimin ilk taslağı ilan edildiğinde ekonomik olarak en fazla güçlenmesi beklenen ülkenin Sırbistan olacağı, Sırbistan'ın ise Rusya'nın aparatı gibi davranması sebebiyle güçlendiği takdirde yine diğer ülkelere musallat olacağı tartışılıyordu. Ancak başta Türkiye'nin sürece daha ilk etapta dahil olmasıyla -ki ABD ve AB'nin girişimi desteklemesi ve teminat vermeleri unutulmamalı- kaygılar yerini umuda bıraktı. 
Hem Bosna-Hersek hem de Kosova savaşlarında Türkiye'nin önemli rol oynaması, hem de Balkanlar'da her an krizin ve çatışmanın çıkması muhtemel bölgelerinde ortaya çıkan kargaşalara Türkiye'nin anında müdahale ederek uzlaşmacı olması girişime kaygıyla bakan ülkelerin açıklamalarını değiştirdi. 
Cumhurbaşkanımız Sn.Recep Tayyip Erdoğan, son yaptığı ziyaretlerde önce Bosna-Hersek, akabinde Sırbistan ve son olarak Kosova ile yeni anlaşmalar imzaladı. Bu anlaşmaların en önemlisi her üç ülkeye de artık sadece kimlikle gidilebilecek olması oldu. Aynı şekilde adı geçen üç ülkenin vatandaşları da ülkemize sadece kimlik kartlarıyla gelebilecekler. Birçok kalemde de gümrük muafiyetlerinin uygulanacak olması sınırların suniliğini ilga etmiş olacak.
Balkan ülkelerinin hemen hepsine çok ciddi yatırımları olan ülkemiz, bu hamlesiyle Open Balkan girişimini çok daha hızlı hale getirdi. Kuvvetle muhtemel henüz AB üyesi olmayan diğer Balkan ülkeleriyle de aynı anlaşmalar imzalanmak suretiyle sınırlar kaldırılacaktır.