Değerli okuyucular! Bugün toplumsal davranışlarımızda kangren haline gelmiş olan bencillik ve sabırsızlığın insanları nasıl çatışmaya sürüklediğini, maddi ve manevi zararlara sebep olduğunu hatırlatmaya ve bir an olsun düşündürmeye çalışacağım.
Çoğu insanda benlik duygusu baskındır. Hep kendisinin başarılı olmasını, hep kendisinin kazanmasını, hep kendisinin önde olmasını ister. Bu duyguyu o kadar yoğun yaşar ki insan, kendi çıkarından başka bir şey düşünemez ve kimseyi gözü göremez olur. Varsa yoksa kendisidir. ''Benden sonrası tufan'' der bu tür kişiler. Bu artık bir hastalık haline gelmiştir. Bencil insan kazandığında çoğunlukla karşısındaki kaybetmiştir. Uzman görüşlerine göre; aşırı bencil insanlar psikolojik sorunları sık yaşayan insanlardır. Bencil insanlar toplumda çok sevilmezler. Ortaklıkları, arkadaşlıkları ve dostlukları pek sağlıklı değildir ve uzun sürmez. Bir Çin atasözü şöyle der: '' Bir ömür boyu mutluluk istiyorsanız başkasına yardım edin.'' 
Bencillik çepeçevre bizi sarmışken birde üstüne sabırsızlık illetine tutulursa insan, vay haline o insanın. Toplumsal davranışlarımızda sabırsızlığı '' acelecilik'' olarak tanımlamak daha doğru olacaktır. Bu acelecilik yüzünden çoğu kez başımıza gelmedik kalmaz. Bencillikle acelecilik kol koladır. Bu ikisi yan yana geldiğinde neler olur neler…
-Kırmızı ışıkta beklerken sarı yanar yanmaz ya gaza basar ya da önündekine korna çalar. 
- Trafiğin yoğun olduğu saatlerde kavşaklarda diğer aracın önüne girer, 10 sn bekleyemez ve başkalarının beklemesi hiç umurunda olmaz.
- Kırmızı ışıkta araç kuyruğunda 2 dakika bekleyemez, yandan tehlikeli bir şekilde öne geçmeye çalışır. Ne kadar kıvrak zekalı olduğunu ispat etmeye çalışır ve bununla da gurur duyar.
-Emniyet şeridine girmeyi bu akıllılar kadar kimse düşünemez. 
- Muayene sırasında bekleyenleri aptal insanlar olarak değerlendirerek, pat diye doktorun odasına girer. Tabi içeride muayene olan hastayı bile düşünmez. 
- Akşam aracınızla eve geldiğinizde bu benciller yüzünden bazen aracınızı park edemezsiniz. Çünkü iki araç arasına o kadar çok mesafe bırakır ki başka araç park yapamaz.
- Hele şu çift park yapanlar yok mu? Trafik tıkanmış, başkasının acil işi varmış, hastası varmış, bir yere yetişmesi gerekiyormuş hiç umurlarında olmaz. Yeter ki kendi işleri görülsün.   
- Aracını bir deponun önüne, bir apartman girişine veya yolun ortasına bırakıp bakkala gitmiştim abi diyenlere pes diyesim geliyor.
Kavgaların, cinayetlerin ve kazaların birçoğu işte yukarıda bahsettiğimiz olaylar neticesinde meydana gelmektedir. Buna sebep olan şey ise; Bencillik ve sabırsızlıktır. Yani aceleciliktir. 
Bencil insanlar; Kendilerini bulunmaz hint kumaşı sanırlar. Herkesten fedakarlık beklerler ama kendileri başkaları için hiçbir şey yapmaz. Hatalarını kabul etmezler. Hep onlar haklıdırlar. Dünyanın kendi çevresinde döndüğünü sanırlar. Başka insanları kullanmayı severler.
Necip Fazıl Kısakürek şiirinde ne güzel söylemiş: 
Sabrın sonu selamet, sabır hayra alamet, 
Bela sana kahretsin sen belaya selam et.?
Büyük şair Nabi ise sabır konusuna şöyle bakıyor şiirinde: 
“Bende yok sabr-u sükun sende vefadan zerre. İki yoktan ne çıkar fikredelim bir kere.”
Unutmayalım! Allah sabırlı olanları sever ve sabretmeyenlerin ziyanda olduğunu bildirir.