RECEP MEBET
‘Türk Eli İslam Coğrafyası’ adlı proje, Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından uygulanmaya değer bulundu.

Dodurga Eğitim Kültür Turizm ve Tanıtma Derneği'nce hazırlanan proje için tanıtım toplantısı düzenlendi. Dernek Başkanı Mustafa Kaplan’ın yönettiği toplantıya Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü Mustafa Bayrak da katıldı.
‘Dodurga'nın Tarihi Yazılıyor’ sloganıyla hazırlanan projeden bahseden Mustafa Kaplan, “Dodurga’dan Kars, Ardahan, Batum ve Nahcivan’a uzanan tarihi bir köprü kurmayı amaçlıyoruz” dedi.

Proje Koordinatörü Mustafa Çınar’ı tebrik eden Kaplan, desteklerinden dolayı Çorum Milletvekilleri ve Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü Mustafa Bayrak’a şükranlarını ifade etti.

“Tarihi araştırma alanındaki eksikliği gidermenin mutluluğunu, ecdadımıza karşı vefamızı, gelecek kuşaklarımıza karşı görevimizi yerine getirmenin kıvancını yaşıyoruz” diyen Kaplan, Dernek olarak tarihi, sosyal ve kültürel içerikli böyle bir projeyi hayata geçirmekten dolayı son derece gururlu olduklarını kaydetti.

Çorum’daki sivil toplum kuruluşlarının yanlarında olduklarını dile getiren Mustafa Bayrak ise ‘Türk Eli İslam Coğrafyası’ adlı projenin hazırlanmasında emeği geçen dernek yöneticileri ve üyelerini kutladı.
Dernek Yönetim Kurulu Üyeleri’nin de hazır bulunduğu toplantıda konuşan Proje Koordinatörü Mustafa Çınar ise şunları söyledi:

“1877-78 Osmanlı-Rus savaşı sonrasında 3 Mart 1878'de Ayastefanos Antlaşması'nın 19. maddesi'ne göre; Elviye-i Selâse (Üç Sancak) yani Kars, Ardahan ve Batum sancakları ile Bayezit sancağı, dörtyüz milyon ruble karşılığı savaş tazminatı olarak Rusya'ya terk edilmişti. Osmanlı Devleti açısından oldukça ağır olan bu antlaşmaya İngiltere ve Almanya'nın müdahalesi üzerine antlaşma, Berlin'de tekrar gözden geçirildi ve 13 Temmuz 1878'de Berlin antlaşması imzalandı. Bu antlaşmaya göre: Bayezit Sancağı Osmanlı İmparatorluğu'nda kalmış: Kars, Ardahan ve Batum Rusya'ya savaş tazminatı olarak bırakılmıştı.

Batum'daki Türk-Ermeni görüşmeleri sırasında; Aleksandr İvanoviç Hatisyan başkanlığındaki Ermeni heyetine, Türk hükümetinin prensipleri iletilirken, Şubat 1918'de başlatılan ordularımızın ileri harekâtında başarılı olabilmeleri, ordularımızın ilerlemesi ve kendimizi savunmamız için iki yola ihtiyaç duyulduğu ifade edilmişti. Birinci yol; Gence'ye giden Kars Ahılkelek-Borcalı-Kazak yolu idi. ikinci yol ise; Kür Vadisi'ne giden Şerur Nahçıvan-Zengezer yolu idi. İşte bu noktada Nahçıvan'ın tarihî, siyasî, askerî, coğrafî, stratejik ve ulaşım açısından önemi ortaya çıkmaktadır. 

4 Haziran 1918 tarihinde de Osmanlı Devleti'nin Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan ile ayrı ayrı imzaladığı Batum Antlaşması'na göre; Batum, Ahıska, Ahılkelek, Sürmeli, Gümrü, Nahçıvan, Şerur  Osmanlı Devleti'ne katılmıştı. Böylece Osmanlı Devleti 1828 Türkmençayı ve 1878 Ayestefanos ve Berlin Antlaşmaları ile kaybettiği topraklarını geri alarak, tekrar anavatan ile birleştirmişti. Bölgedeki Ermeni mezalimine son vermek için IV. Kolordu'ya bağlı 11. Kafkas Fırkası'na Nahçıvan'a taarruz emri verildi. 19 Temmuz 1918'de başlayan Türk taarruzu ile 20 Temmuz'da Nahçıvan tekrar Türk topraklarına katıldı. Henüz mütareke imzalanmadan önce 16 Ekim 1918 tarihinde Osmanlı Hükümeti (Ahmet İzzet Paşa hükûmeti) Brest-Litovsk Antlaşması ile kazanılan yerler dışındaki toprakların boşaltılması kararını almıştı.

1918 günü Kafkasya'daki IX. Ordu Komutanlığı'na verilen emir ile 24 Ekim tarihinden itibaren 6 hafta içinde de bölgenin terki istenildi. Elviye-i Selâse (Kars, Ardahan, Batum) hariç, Azerbaycan, Dağıstan ve Nahçıvan dahil tüm bölge terk ediliyordu.

Projemiz ile Dodurga ilçemizin tarihi, kültürü ile ilgili literatür taraması ve tarihi araştırmalar yapılarak toplanan bilgiler kitaplaştırılacaktır. Bu süreç içerisinde Dodurga’da bulunan okullarda ilçemizin tarihi ile ilgili seminerler verilecektir. Tarih ve kültür bilincini canlı tutmak ve kuşaklar arası tanınırlılığı artırmak için yurt içi ve dışı gönül coğrafyamıza soydaşlarımıza ziyaretler yapılacaktır.

Bilindiği üzere Türk sınırlarından oluşan gönül coğrafyamız, ülkemizin sınırlarından daha geniştir. Bir olmak, beraber olmak, soydaşlarımıza, gönüldaşlarımıza kol kanat germek, onlara yanlarında olduğumuzu göstermek, hasretleri ortadan kaldırmak, kızılelma yürüyüşü ve turan ülkümüz gereğidir.”
Toplantı, yapılan sunumların ardından sona erdi.