Farz: 
Kelime anlamı: Sert bir şeyi kertmek, kesip parçalara ayırmak, bir şeyi belirlemek, keskinleştirmek, belirlenmiş, kesinleştirilmiş şey.
Fıkıhta: Yapılması kesim ve bağlayıcı tarzda istenenlere farz denilmiştir.
Bir fiilin yapılmasının kesin ve bağlayıcı tarzda istendiğinin gösteren delil kati ise Hanefiler buna farz, zanni ise vacip terimiyle ifade ederler.
Mesela kesin delillerde sabit olan Ramazan orucu, abdestte yüzün yıkanması, namazda rükua gitmek gibi yükümlülükler farzdır.
Farz: Sübutu ve ifade ettiği anlam (delaleti) kesin olan delillerle Allah veya Resulünün emrettiği fiillere farz denir. Farzlar, başka anlama gelme ihtimali bulunmayan ayet, mütevatir veya meşhur hadis ya da icma gibi kesin delillerle sabit olur. Beş vakit namaz, zekat, hac ve namazda Kur'an-ı Kerim'den bir parça okumak gibi. Bunlarla ilgili hem ayetler vardır, hem de Hz. Peygamber (sav)in mütevatir veya meşhur hadis kuvvetinde söz veya uygulamaları bulunmaktadır.
Farzın hükmü: Yapılması kesin olarak gereklidir. Terk eden günah işlemiş ve ağır cezayı hak etmiş olan Farz olduğunu inkar eden dinden çıkmış olur.
Haram:
Sözlükte: Bir şeyin bir kimseye yasak olması.
İsim olarak: Yasaklanan, helal olmayan şey. Allah'ın yasakladığı şey, fiiller, dini yasaklar.
Dinler tarihinde yerine getirilmediğinde bir müeyyideyi gerektiren yasaklar, tarih öncesi devirlerden beri vardır.
Yasaklanmış şeyleri ihtiva eden tabu kavram; kutsal, kutsal dışı temiz ve kirli kavramlarıyla birlikte ortaya çıkmıştır.
Fıkıhta haram: Mükelleften yapılmaması kesin ve bağlayıcı tarzda istenen fiili ifade eder. Genel olarak İslam hukukçuları bir fiilin can, akıl, din, ırz ve malı koruma şeklinde formüle edilen dini temel amaçlarına açıkça zarar vermesini, onun haram kılınmasının temel sebebi ve açıklaması (illeti ve hikmeti) olarak kabul etmişlerdir.
Haram şöyle tesbit edilir:
a)    Bizzat haram lafzı ve türevleriyle:
" Allah size ölüyü, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen hayvanları haram kıldı." Nahl Suresi 1/5
"Muhakkak ki Allah annelere saygısızlık yapmayı size haram kıldı." (Buhari-Rikak 22, Edep-6-Müslim-Akziye 12-14)
b)    Caiz veya helal olmadığının açıkça belirtilmesi:
"Kadınlara verdiklerinizden -boşanma esnasında- bir şey almanız size helal olmaz." Bakara 229
c)    Yapmayınız, yaklaşmayınız, öldürmeyiniz şeklindeki nehiy kalıpları:
"Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyiniz." En'am: 151
d)    Her hangi bir fiilden sakınılmasının kesin bir görev olduğunu ifade eden sakınma lafızları:
"Ey iman edenler, şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans lafızları:
"Ey iman edenler, şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliklerdir. Bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz." Maide 90
e)    Söz konusu fiil hakkında ceza gerektiği belirtilen ifadelerle "Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup da bunu ispat için dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiç bir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkardırlar." (Nur-4)
İslam hukukuna göre kati delil ile sabit olan bir fiilin haramlığına kesin olarak inanılması gerekir. Böyle bir hükmü, mesela riba veya zihamın haram oluşunu inkan eden kişi, Ehl-i Sünnete göre küfre girmiş olur.
Haram ile ilgili genel kurallar:
1- Haramları belirleme hak ve yetkisi yalnız Allah'a aittir.
2- Tahrimine dair delil bulununcaya kadar eş yada aslolan ibahadır.
3- İyi niyet haramı meşru kılmaz.
4- Harama götüren sebepler ve yollar haramdır. (Mecelle: 14) Alınması memnu olan şeyin istenmesi dahi memnu olur.
5- Haram şüphesi bulunan şeyden kaçınmak esastır.
6- Zaruretler haramları mübah kılar.
Haramın hükmü:
İslamda kesin olarak yapılmaması istenilen fiile haram denir. Haramın ayet, mütevatir hadisle sabit olması, kesin ve bağlayıcı şekilde yapılması istenen bir fiil niteliğinde olması gerekir.
Haram, yapılması yasak ve günah olan fiillerdir. Haramı inkar eden dinin sınırları dışına çıkmış olur.
Bir örnekle anlatalım:
İsra Suresi 23. Ayette:  
"Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ama babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti." Buyurmaktadır.
Ayetin bu kısmında ana babaya itaat etmek ve iyi davranmak emredilmiştir. Yani böyle davranmak farzdır. Aksi davranış haramdır.
Ayetin devamında şöyle buyuruluyor:
"Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendisine "of" bile deme, onları azarlama…"
Burada da onlara saygısızlık haram kılınmıştır. Aksi davranış yani onlara iyi davranmak farzdır.
Bu örnekten hareketle şu sonuca varabiliriz:
Dinimizde iyi davranışlar emredilmiş yani farz kılınmıştır. Farzın zıddını yapmak haram kılınmıştır. Bir başka ifadeyle kötü davranışlar yasaklanmış yani haram kılınmıştır. Dolayısıyla haram olan fiillerden uzak durmak farzdır.