FATİH BATTAR

Temiz Hava Hakkı Platformu’nun hazırladığı rapora göre Çorum 3 yıldır havası değişmeyen 16 il arasında yer aldı.

Türkiye Hava Kirliliği Raporu kapsamında Türkiye`deki en kirli bölge arasında Çorum Bahabey ve Mimar Sinan bölgeleri ilk sıralarda yer alıyor.

Sanayi kenti olan Çorum’da kış aylarında kömür kullanımı, yoğun trafik ve sanayiden kaynaklı olarak hava kirliliği sorunu yaşanıyor. Kentte yaşanan hava kirliliğinin en büyük nedeni kalitesiz kömür kullanımı olurken, yoğun trafik ve sanayi bölgesi de kirliliğin artmasındaki ana etmenler olarak karşımıza çıkıyor. Yılın bazı dönemlerinde hava kirlilik oranı yüksek seviyelere çıkarken, Çorum, Türkiye’nin havası en kirli şehirlerinden biri haline geliyor.

Hava kirliliğinin en büyük sonuçları ise insan sağlığına etkileri oluyor. Kent genelinde göğüs hastalıkları, astım, KOAH gibi şikayetlerle hastanelere başvuru yapan kişi sayısının her geçen gün arttığı öğrenildi. Yaşanan durum kentte ortaya çıkan hava kirliliği sorununun geldiği noktayı göz önüne koyarken,  yetkililerin bir an önce hava kirliliği sorununa karşı önlem almaları bekleniyor.

NOx (azot oksit) verilerine göre en kirli iller Çorum, İstanbul, Ankara, Adana, Amasya, Balıkesir, Edirne, Erzincan, Erzurum, Eskişehir Odunpazarı, Iğdır, İzmir Şirinyer, Karabük, Tekirdağ, Bursa, Kayseri, Kocaeli ve Samsun olarak ortaya çıkıyor.

Rapora göre, son üç yılda ulusal sınır değerlerini karşılayan ve hatta WHO’nun değerlerine de yaklaşan iller Ardahan, Artvin, Rize, Kırşehir ve Tunceli oldu. Ayrıca Ardahan, 2018 yılında WHO’nun sınır değerlerini karşılayan tek şehir oldu.

Bununla birlikte raporda hava kalitesi açısından umut vadeden iller arasında, Aksaray, Aydın, Çankırı, Diyarbakır, Gaziantep, Erzurum, Karaman, Nevşehir, Sinop, Trabzon, Tekirdağ ve Yalova gösteriliyor.

Son üç yıldır hava kalitesinde hiçbir iyileşme olmayan ve havası hep kirli şehirler ise Bursa, Sakarya, Afyon, Denizli, Manisa, Muğla, Burdur, Ankara, Osmaniye, Niğde, Çorum, Mersin, Mardin, Kahramanmaraş, Erzincan ve Sivas olarak açıklandı.

Hava kirliliği, saat başı 800, dakika başı 13 kişinin hayatını kaybetmesine yol açıyor. Bu rakam, her yıl tüberküloz, sıtma ve AIDS gibi hastalıkların tamamından ölenlerin 3 misli fazlası.

Metan ve dizelle yakıtla çalışan araçlarla, fırın ve ocakların yaydığı sis, ve karbon karası hem yerel hava kirliliğine hem de küresel ısınmaya yol açıyor.

Fosil yakıtların ısınmak için kullanımı, dizel jeneratörler, kömürle çalışan fabrikalar, kömürle güç üretimi, özellikle dizel yakıtla çalışan ulaşım araçları, tarım atıklarının açık havada yakımı, organik atıkların yine açık havada yakımı hava kirliliğinin yine başlıca nedenleri arasında.

Evlerdeki hava kirliliği, çoğu gelişmekte olan ülkelerde her yıl 3,8 milyon erken ölüme yol açıyor. Bu ölümlerin yüzde 60’ını kadınlar ve çocuklar oluşturuyor.

Dünyada çocukların yüzde 93’ü, hava kirliliğinin Dünya Sağlık Örgütü standartlarının üzerinde olduğu bölgelerde yaşıyor. 2016 yılı rakamlarına göre, 15 yaşının altındaki 600 bine yakın çocuk solunum sorunların yüzünden hayatını kaybetti.

Hava kirliliği, kalp hastalıklarından ölenlerin yüzde 26’sı, ciğer hastalıklarından ölenlerin yüzde 43’ü ve akciğer kanserinden ölenlerin yüzde 23’ünde en önemli faktör olarak ortaya çıkıyor. Hava kirliliği, astım, aşırı şişmanlık, ciğerlerin yeteri kadar gelişememesi, çocuk kanserleri ve bebeklerin yeteri ağırlıkta doğmamasında da önemli faktörler arasında.

Dünyada 100 binin üzerinde insan yaşayan düşük ve orta gelirli kentlerin yüzde 97’sinde, hava kirliliği oranı, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği minimum standartlarının altında. Yüksek gelirli kentlerin de yüzde 29’u yine Dünya Sağlık Örgütü kriterlerinin altında.

Şehirlerdeki yoğun araç trafiği, hava kirliliğinin artmasına yüzde 25, kullanılan kötü yakıtlar yüzde 20, endüstriyel faaliyetler de yüzde 15 katkı sağlıyor.