M.BURAK YALÇIN

Bağımsız Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın liderliğindeki Ayyıldız Hareketi’nin Çorum İl Koordinatörlüğü görevine emekli eğitimci Bedii Onan getirildi.

Yazılı açıklama yapan Çorum İl Koordinatörü Bedii Onan, Ayyıldız Hareketi’nin önümüzdeki günlerde partileşeceğini belirterek, gençler ve kadınların hem eşit ve söz sahibi olduğu hem de güçlü bir şekilde temsil edildiği siyasi bir parti olacağını söyledi.

‘ÖMRÜMÜ TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ ADINA VAKFETTİM’

Açıklamasında Türk milliyetçiliği fikrinin iktidar olup, Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetmesi ve Türk milletini muasır medeniyetler seviyesine çıkarma sevdasını ilke ve ülkü edinerek 45 yılın üzerinde, seçim vakti ve harici dönemlerde tüm varlığını Türk milliyetçiliği adına ortaya koyduğunu ifade eden Bedi Onan, “Emeğimi, oyumu, vaktimi ve hatta çocuklarımın rızkının bir kısmını sevdamız Türk milliyetçiliği adına vakfettim. Öğretmenlik yaptığım dönemlerde, görevimi tarafsızlık ilkesi çerçevesinde yaparken, tüm öğrencilerime, ülkücü ve Türk milliyetçisi gençlere daima sahip çıkıp, iş, aş, eş sahibi olmaları için azami gayret gösterdim. Emek verip, yetiştirdiğim, katkı verdiğim genç değerler, başta Çorum Sanayisi olmak üzere ülke genelindeki kamu ve özel sektör kuruluşlarında hayatlarına devam etmektedir. Nihayetinde 32 yıl net çalışıp, öğrenci mezun ederek emekli oldum” dedi.

Uzun bir süredir Bağımsız Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ’ı takip ettiğini ve Ankara’da görüşmeler yaptığını söyleyen Bedii Onan, bunun yanısıra sendikal çalışmalardan tanıdığı Adana Milletvekili İsmail Koncuk ile de bir araya geldiklerini, görüşmeler sonucunda Çorum İl Koordinatörlüğü görevinin şahsına tevdi edildiğini ve büyük bir onur duyduğunu kaydetti.

‘ATATÜRK ÇİZGİSİNDE MİLLİYETÇİ BİR HAREKET’

Hareketlerini “Atatürk çizgisinde milliyetçi bir hareket” olarak tanımlayan Onan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Günümüzde, büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e yapılan pervasız saldırılara kayıtsız kalınması, bir kısım meczupların 'Keşke Yunan galip gelseydi.' diyecek kadar yönünü, zihnini ve dilini kaçırması, okullarda her sabah okutulan ‘Türk'üm, Doğruyum, Çalışkanım’ cümlesi ile başlayıp ‘Ne mutlu Türk'üm diyene’ cümlesi ile biten andımızın kaldırılması, dağlar ve tepelerde uzaktan göründükçe gurur veren ve Diyarbakır Atatürk Caddesi’nde bulunan ‘Ne mutlu Türk'üm diyene’ yazılarının görülen lüzum üzerine açılım sürecinden başlayarak kaldırılması, ülkemizin içinde bulunduğu iç ve dış ekonomik sorunlar ve bunlar ile baş edecek politikaların üretilememesi, yıllardır mücadele edilmesine rağmen bir türlü bitirilemeyen iç ve dış işbirlikçilerin kurguladığı terör belası, Türk milliyetçilerinin kamu kurumlarında sürekli değiştirilen mevzuatlar ile birer birer tasfiye edilmesi, Türk milliyetçisi akademisyenlerin rektör veya dekan olarak atanmadığı, bölüm başkanı olarak dahi görevlendirmelerinin yapılmadığı, bir rektör yardımcısının dört fakülteye birden dekan olarak vekalet verilip, diğer akademisyenlere görev verilmemesi, (varsa birkaç örnek, istisnai durum olarak değerlendiriyorum) KPSS sınavlarında 49,5 puan alan özel üniversite mezunu bir psikoloğun vekil referansı ile mülakata girerek iş sahibi olması, buna karşın çok daha yüksek KPSS puanı almış olup, düşük mülakat puanı ile elenen gençlerin durumu, bir ay sonraki emekli maaşını ek hesaptan erken çekip geçinmeye çalışan ve ek hesabı için de faiz ödemek zorunda kalan emeklinin hali, çiftçinin yaşadığı sıkıntı, esnaf ve sanatkarın siftahsız dükkan kapatırken, biriken fatura ve diğer giderleri ödemek için banka kapılarında kredi almak için verdikleri uğraşların büyük çoğunluğunun sonuçsuz kalması, ülkenin iç ve dış borcu, sanayicinin yanı sıra vatandaşın da yüksek düzeylerde borçlanması ve bu borçların gelir ve kazanç seviyesinin yükseltilmeden ödenemeyeceğinin görünmesi, gençlerin karşılaştığı işsizlik ve istihdam sorunu, hayat pahalılığıyla birlikte, başta gıda fiyatlarının önlenemez bir şekilde yükselmesi ve vatandaşın satın alma gücünün azalması ve hatta tükenmesi, çarşıdaki yüksek enflasyona rağmen, gerçek enflasyonun perdelenmesi, ülkemizde üretilebilecek ortam olmasına rağmen dışarıdan sürekli gıda ithali, hayvancılık yapan emektarların artan maliyetler karşısında yaptıkları işten vazgeçip, ekmek parası olan hayvanları kesime göz yaşları içinde götürmesi, memur ve emekliye % 3+3 maaş zammı planlanmasına rağmen TÜİK yıllık enflasyonun % 16-17 bandında seyretmesi, asgari ücret zamlarının bir kaç ayda eriyip, pul olması, enflasyonun altında kalan maaş zamlarının telafi edilmesi yerine Temmuz ayının beklenmesi, 1500 liraya geçinmeye çalışan emekliye reva görülen maaşa karşılık üç beş yerden ciddi ve hatta servet sayılabilecek miktarlarda maaş alan yöneticilerin toplumda önemli bir adaletsizlik ve yandaş kayırma olarak algı yaratması, özellikle büyük kentlerdeki arsa rantları ve kayıtsızca harcanan beytülmalın hesabının nereye harcandığının bilinmemesi, yap-işlet-devret olarak yaptırılan büyük çaplardaki yüksek maliyetli, inşaat faaliyetlerinin kamu hazinesi ve halka getirdiği yükler, paralı yollardan geçenlerin ödediği yüksek geçiş ücretleri, milli eğitimin içinde bulunduğu tükenmişlik hali, atanamayan öğretmenler, üniversitelerdeki bir takım vakıf ve cemaat kadrolaşmaları, liyakat sahibi olmadıkları halde hak etmedikleri makamlara atanan iş bilmez yöneticilerin verdiği rahatsızlıklar, korona salgının başladığı günden beri etkilenmesine rağmen sahipsiz bırakılan ve ihmal edilen esnaf sanatkarların ekonomik enkazın atında kalarak, 'Yardım edecek kimse yok mu?’ feryatlarının yanı sıra birlikte yaşayıp, birlikte nefes aldığımız yarına nasıl ekmek parası kazanırım düşüncesi ile bakan dar gelirli kesimden yükselen sesler, eşit ve vaktinde verilemeyen sağlık hizmetleri, şahsımı Prof. Dr. Ümit Özdağ ile yol birliği yapmaya ve yol arkadaşı olmaya zaruri kılmıştır. Bu birliktelik bir vatan görevidir. Özdağ’ın özellikle Suriye'den gelen mülteci, göçmenler olmak üzere tüm göçmen ve mülteciler ile ilgili tespitleri gelecek 5-10 yılda ülkemizin demografik yapısına sıkıntı verecek boyutlara ulaşması muhtemeldir. Çünkü, Özdağ'ın verdiği hassas mesajların ayak sesleri bugünden hissedilmeye başlamıştır. Çorum Küçük Sanayi esnafı yanında çalışacak çırak ve kalfa bulamamakta, eleman ihtiyacını göçmen ve mültecilerden karşılamaktadır. Yarın bu şahıslar sanayi esnafının yerini alarak iş yeri açacak, başta Çorum halkı olmak üzere tüm ülke halkını göçmen-mülteci esnaf ve sanatkara mecbur bırakacaktır. Yukarıda yazdıklarım ve aklıma gelmeyip veya göremediğim için yazamadıklarım ülkemizin hal-i pür melalini yansıtmaktadır.

‘AYYILDIZ HAREKETİ’NİN ÇORUM'DA BÜYÜYECEĞİ KANAATİNE İNANMIŞ BULUNMAKTAYIM’

Ayyıldız Hareketi tüm ülkemizde, hatta Avrupa ve diğer dış ülkelerde yaşayan vatandaşlarımızın gönlünde karşılık bulmuştur. Sosyal medya paylaşımları bu hareketliliği yansıtmaktadır. Şehrimizde de yaklaşık bir aydır Ayyıldız Hareketi’ni tanıtmak ve anlatmak için elimde demir asa, ayağımda demir çarık, tüm eş, dost, arkadaşlardan başlayarak iş yeri, çay ocağı ve kahvehanelerde kapı kapı dolaşmakta, olumlu tepkiler ve geri dönüşler almaktayım. Gayretlerime ve çalışmalarıma, güç veren ve destek olan, güler yüzünü gösterip, kapısını açan, temelden yeni bir parti kurulacağı cümlesi ile başlayan ve varılmak istenen hedefleri dinleyip, destek olma niyetini gösteren vatandaşlarımızın pozitif yaklaşımlarını gördükçe çalışmalarımız ile ulaşacağımız, kucaklaşacağımız kardeşlerimiz ve tüm hemşehrilerimizle Ayyıldız Hareketi’nin Çorum'da büyüyeceği kanaatine inanmış bulunmaktayım. Bu konuda Özdağ’ın ifadesi ile ‘iddialıyız ve güçlüyüz’ ve inandığımız Atatürk çizgisinde milliyetçi bir hareket fikrini iktidar yapmaya kararlıyız. Özdağ, beyanları ve icraatları ile toplumun tüm kesimlerine hitap ettiklerini ifade etmekte ve milletimizin tümünü kucaklamaktadır. Ayyıldız Hareketi Türk milletine hizmet odaklı bir zihniyettedir. Şeyh Edebali "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" der. Devlet bir çatıdır ve bir düzen olarak vazgeçilmezdir.

‘ÜLKEMİZİN SORUNLARINI BİLİYORUZ, ÜSTESİNDEN GELECEK BİRİKİME SAHİBİZ’

Ayyıldız hareketi ve yakında kurulacak partimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk milletine verdiği hizmetlerini ve düşüncelerini kabul eden bir çizgiyi takip edecektir. Bununla birlikte Türk milliyetçiliği fikrine hizmet edip, katkıda bulunan başta Türkçülüğün esasları kitabının yazarı Türkçülük akımının fikir babası Ziya Gökalp'ten başlamak üzere, Yusuf Akçura, Nihal Atsız, Dündar Taşer ve Başbuğ Alparslan Türkeş daima hatırlarımızda ve zihnimizde yol gösterici olarak kalacaktır. Bu anlamda tüm Atatürkçüleri, vatanlarını canı pahasına sevenleri, vatan sevdalılarını ve Türk milliyetçilerini Ayyıldız Hareketi çatısı altında birlik olmaya davet ediyoruz. Bu düşünceleri kalbinde, ruhunda ve zihninde yaşatan her Çorumlu hemşerimize kapımız sonuna kadar açıktır, başımızın üzerinde yeri her zaman mevcuttur. Ayyıldız Hareketi etrafında ülke genelinde milli, milliyetçi, vatansever ve Atatürk ilkelerine bağlı çok sayıda tanınan isim birleşmiştir. Ayyıldız hareketi ülkemizin her alandaki sorunlarını biliyor, titiz bir şekilde takip ediyor ve bu sorunların üstesinden gelebilecek birikime sahiptir. Yüce Rabbimizin izni ve yardımıyla, dik başlı duruş, tok karınlar ve mutlu yarınlar için hep birlikte Atatürk çizgisinde milliyetçi hareketi iktidara taşıyıp, Türkiye Cumhuriyeti’ni müreffeh bir seviyeye çıkaracağız.

‘YAKIN BİR VAKİTTE PARTİLEŞECEĞİZ’

Ayyıldız Hareketi yakın bir vakitte partileşecek olup, gençler ve kadınların da eşit ve söz sahibi olduğu, güçlü bir şekilde temsil edildiği siyasi bir parti olacaktır. Ayyıldız hareketi, parti kuruluşunu takiben, Çorum ili ve ilçelerinde en kısa vakitte teşkilatlanacaktır. Ayyıldız Hareketi tüm Türkiye'de olduğu gibi ilimizde de güçlü bir yapı ile kurulacak, iddiasını aynı şekilde sürdürmeye devam edecektir. Yüce rabbim yardımcımız olsun. Muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.”

Editör: Haber Merkezi