İnsani Değerler Platformu, İsveç'te aşırı sağcı politikacı Rasmus Paludan’ın önceki gün Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Türkiye'nin tüm uyarılarına rağmen provokatif eylemini gerçekleştirerek Kuran-ı Kerim’i yakmasına tepki gösterdi.

Batı dünyasının insanlıkta sınıfta kalmaya devam ettiğini belirten İDP Sözcüsü Necat Yazıcı, "İslam coğrafyalarının Afrika örneğinde görüldüğü gibi birer birer sömürge zihniyetinden uyanmaya başladığı ve Türkiye başta olmak üzere yeniden tarihin öznesi olma çabası içerisine girdiği bu dönemde Müslümanların sinir uçları ile oynamayı bir strateji olarak benimseyen ve bu yolla bir yandan öfkelerini kusan bir yandan da bir buçuk milyarlık bir kitleye yönelik manipülasyonlara girişenlerin hevesleri kursaklarında kalacaktır" dedi.

Yazıcı, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Koçbaşı olarak terör hamisi İsveç’i kullanan emperyal odaklar, Kur’an-ı Kerim yakmak gibi iğrenç ve süfli bir eylemi gerçekleştirmekten utanmamış görünmektedir. Oysa kutsal kitabımız Kur’an sadece sayfalarda değil sadırlarda/göğüslerde muhafaza edilmekte ve hayatın her alanında bir ahlak ve yaşam tarzı olarak canlılığını sürdürmektedir.

Belediye 5 markete cezayı kesti Belediye 5 markete cezayı kesti

İsveç üzerinden yeniden sahnelenen bu vahşi girişim Batı’nın korkularının gün yüzüne çıktığını, ne kadar gizlenmeye çalışılırsa çalışılsın Batı’nın nihai kertede insanlık dediği zaman, değer dediği zaman, kutsal dediği zaman, insan hakları, saygı, hoşgörü dediği zaman kastının sadece kendi gibilerle sınırlı olduğunu bir kere daha anlamamıza vesile olmuştur.

Elbette bu olay sadece devlet nezdinde İsveç’e ve İsveç’in NATO üyeliği müracaatına yönelik ihtiyaç duyduğu desteğimize yönelik bir tepkiyle cevaplanmamalıdır. Cevabımız sadece bununla sınırlı kalırsa tam bir sonuç almış olmayacağız.

Bu hadise ülkemize karşı terörden yana tavır alan, terörü finanse eden başta ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere olmak üzere dost ve müttefik görünümlü tüm Batılı emperyal ülkelere karşı da bir tavır alışı beraberinde getirmelidir. Çünkü biz iyi bilmekteyiz ki burada İsveç sadece bir piyondur, maşadır; tıpkı etrafımızdaki adaları silahlandıran ABD’nin Yunanistan’ı para ile satın aldığı ve kullandığı gibi.

Diğer taraftan bu tür menfur eylemlere karşı verilecek en kapsamlı cevabın yine aziz Kur’an’ın insanlığa önermiş olduğu adil ve ahlaklı yaşam tarzını istisna etmeksizin hayata taşımak olduğunu buradan yinelemek isteriz. Kur’an’ın çağrısı ıslahadır; öfkeye, nefrete, yıkıma değil. Kur’an’ın adalet ve özgürlük çağrısının insanlık aleminde karşılık bulması mezkur odakların korkulu rüyasıdır ve bize düşen de onların bu korkularını gerçek kılmak olmalıdır. Son söz yüce Kur’an’ın olsun: Öfkenizde boğulun."