MUSTAFA BURAK YALÇIN
İl Müftülüğü, Camiler ve Din Görevlileri Haftası nedeniyle ‘Peygamberlerimiz, Camii ve İrşat’ konulu konferans düzenlendi.
Konferansa konuşan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Kadir Dinç, “Vazifemizin dışında yapmış olduğumuz, hakkın çağrısını ulaştırma vazifesi bizim salih amelimiz olacaktır. Yoksa biz camiyi açtık, kapattık vazifemizi yaptık demekle salih amel gerçekleşmiş olmuyor” dedi.
Devlet Tiyatro Salonu’nda gerçekleşen konferansa Vali Mustafa Çiftçi, Emniyet Müdürü Mehmet Gülser, İl Müftüsü Muharrem Biçer, bazı daire müdürleri, oda başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve din görevlileri katıldı.
Akşemseddin Camii İmam Hatibi Sefa Kırcı’nın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programın açılış konuşmasını İl Müftüsü Muharrem Biçer yaptı.
Camilerin müminleri zengin-fakir ayırt etmeden, amir-memur ayırt etmeden kucaklayan her kesimden insanı bir araya getiren, birlik ve beraberliğimizin zirveye ulaştığı kutsal mekanlar olduğunu belirterek, “Milletlerin inşasında hocalarımızı, din görevlilerini, manevi rehberlerimizi görüyoruz. Osman Gazi’nin yanında Şeyh Edebali’yi, Yavuz Sultan Selim’in yanında İbn-i Kemal’i, Fatih Sultan Mehmet’in yanında Akşemseddin hazretlerini onlara her zaman manevi destek veren rehber olarak görüyoruz. Çiçeği hak edenlerin onlar olduğunu ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
Programa konuşmacı olarak katılan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Kadir Dinç de Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e kadar gelmiş hak elçilerinin her birinin insanlığa verdikleri tek bir mesaj olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Hepsinin ortak çağrısı Allah’a kulluk edin, ona karşı sorumluluğunuzu bilin oldu. Tüm peygamberin ortak çağrısı ve mesajı buydu. Hz. İbrahim’in Nemrutla mücadelesi bunun içindi. Hz. Musa’nın Firavunla mücadelesi bunun için Hz. Muhammed’in mürşiklerle, münafıklarla mücadelesi bunun içindi. Gelip geçip gelen tüm peygamberin tek davası buydu. İnsanlık ağacının en yüce şahsiyetleri onlardı. Çünkü bütün ömürlerini insanlığın saadeti ve huzuru için adamış bir ömre sahip oldular. Tüm peygamberler hakka, hakikate davet görevlerini eksiksiz şekilde yerine getirdiler.”
Her bir din görevlisinin Kur’an ilmine, sünnet ilmine derin bir şekilde vakıf olması gerektiği ifade eden Kadir Dinç, “Alimler, peygamberlerin varisleridir. Peygamberler ne dinar ne de dirhem miras bırakmadılar, ancak ilim miras bıraktılar. Her bin din görevlisi Kur’an ilmine, sünnet ilmine derin bir şekilde vakıf olması gerek. Ne kadar değerli bir miras. Din adamı olmakla kimse kendini kurtaramaz. Günde 5 kez vazifemizi ifa ediyoruz. Bu bizim asli vazifemizdir” şeklinde konuştu.
“Sadece iman ettik demekle kimse kurtuluşa ermeyecek” diyen Dinç, konuşmasının devamında “İmtihana tabi tutulmadan biz iman ettik demekle kurtulacağımızı zannetmeyelim. Günde 5 vaktin dışında camiye gelmeyen bir cemaatin omzundan tutuyorsak, genç bir kardeşimizi camiye getirebiliyorsak odur bizim salih amelimiz. Vazifemizin dışında yapmış olduğumuz, hakkın çağrısını ulaştırma vazifesi bizim salih amelimiz olacaktır. Kur’an kursu öğreticimiz bir Kur’an-ı Kerim okumasını dahi bilmeyen kardeşimizi Kur’anla buluşturduğu zaman salih amel işlemiş olacaktır. Zengin olan zaten 40’ta 1 zekatını vermekle mükellef. Bunu verirken malın en iyisinden verirse salih ameldir. Yoksa biz camiyi açtık, kapattık vazifemizi yaptık demekle salih amel gerçekleşmiş olmuyor. Onun için efendimizin hayatı bizim için örnektir” ifadelerini kullandı.
Konuşmaları ardından Camiler ve Din Görevlileri Haftası nedeniyle yarışmaya girenlere başarı belgeleri takdim edildi.
