HABER/YORUM: EROL TAŞKAN
Pek çok sektörde Çorum'un yerel markası konumundaki işyerleri birer birer yok oluyor. Ulusal markalar yerellerden boş kalan alanları birer birer dolduruyor. Ekonomi kendi dinamiğini mutlaka sergiliyor. Tıpkı su akar yolunu bulur misali, globalleşen dünyada ekonomi de kendi kuralları dairesince hareket ediyor. 

 

Fakat şu bir gerçek ki, düzenini sınır tanımaz değişimine biraz da biz Çorumlular'ın katkısı olmuyor değil. Ulusal markalar her nedense biraz daha hoşumuza gidiveriyor. 
Sonra bir bakıyoruz ki, bu şehrin ismiyle müsemma olmuş, adeta büyüklerimizden bize miras kalmış işyerleri önce ekonomik yaşamdan, sonra da hafızalarımızdan silinip gidiyor. 
Ahilik kültüründen uzak, esnaflık anlayışından bi-haber işyerleri ile donatılan hayatımızdan, farkına varmadığımız değerlerimizin yitip gittiğini fark eder oluyor. Sonra da adına nostalji deyip, eski fotoğraflarla avunuyoruz.
İlkin ulusal markaların gelişini büyümek olarak, hizmet kalitesinin yükselmesi olarak algılasak da, yavaş yavaş kaybettiğimiz değerlerimizin bizi gizli bir hüzne boğduğunu vakit geçtikten sonra anlar oluyoruz. 
Kendimizce geçerli sebepler sunuyoruz, "Esnaf da biraz kaliteyi artıracak, fiyatlara yansıtacak." türünden sözler ediyoruz. 

 

Gönülden bir selamla girip karşılık bulacağımız işyerlerini kendi ellerimizle yok edişimizin farkına varalım. Güç yetirebildiğimiz ölçüde kendi markalarımızı ve işyerlerimizi tercih edelim. Zira, yarın şu fani dünyadan göçüp giderken, salımızdan tutan yine bu memleketin evladı, yine bu şehrin esnafı olacak. 
 

Parasını ödediğiniz ürünü alıp çıkarken, bereket versin diyerek sizi uğurlayan hal hatır soran, paranız olmadığında adına veresiye denilen, hatır ve güvenilirliğinizin teminatını gönlünde yaşatan insanlarımızı, küresel ekonomik çarkın dişlileri arasına elimizde yitmeyelim. Onlar yok oldukça, bizden bir parçanın yok olduğunu unutmayalım.
Çorumlu olmayan esnafa ya da işyerlerine elbette düşman değiliz. Herkes rızkını kazanır, nasibini yer. Biz bize lazım olana yönümüzü dönelim. Bakkalımızı, fırıncımızı, manavımızı, pazarcımızı, terzimizi ve daha sayamadığımız pek çok sektördeki esnafımızı yaşatalım ki, fakrında olmadığımız pek çok değerimiz onlarla birlikte yok olup gitmesin. 
Sonra ne şikayet edebileceğimiz, ne çocuğumuzu selamımızla gönderip işimize kolaylaştıracak ne de selam verip hal hatır edeceğimiz, kendimize güvenilir dost sayacağımız esnafımız kalmayabilir.