HABER-YORUM:EROL TAŞKAN

Dünya gündemini saran korona virüsü ile mücadele ederken, Çorum’da her geçen gün artan başka tür hastalıkların tedavisi ne zaman gerçekleşecek?

İftira, şantaj, türlü ayak oyunları ve benim olsun küçük olsun hastalığına muzdarip siyasilerin hastalığı ne zaman şifa bulacak? 

İstisnaları olsa da genele şamil kısmının maalesef bu hastalığın pençesinde olduğu, her geçen gün millet nazarında itibarını yitirdiği acı bir gerçek. 

Derdimiz kendi itibarını yerle yeksan eden siyasilerin itibarını korumak değil, onların itibarsızlığının ceremesini memleketin çekiyor olmasıdır. Güdük, ufuksuz, hiçbir vizyon içermeyen hareketlerle, çoğunluğu içi boş göstermelik açıklamalarla gündeme gelen siyasiler, bunun vatandaşta karşılığının olmadığını ne zaman farkedecek?

İktidar partisi başta olmak üzere tüm siyasi partileri sarıp sarmalayan muhalif kavgalarda kullanılan argümanlar her seferinde bu kadar da olmaz dedirtecek kadar var.
İçi boş ekin başakları gibi dimdik gezip millete tepeden bakan siyasiler, kendi kurdukları oyuna kimseyi dahil etmeyip, hepsi benim olsun mantığı ile arzı endam ediyor. Halbuki içi dolu başakların boynu eğri olur, mütevazi dururlar ancak ambarı da en çok onlar doldurup bereketlendirir.

Kişilerin siyasette kazandıkları konum bu millet için hiçbir şey ifade etmiyor. Sadece kişilerin kendi nefisleri ve çevreleri için önem arzeden bu durum, vatandaş nezdinde sadece memlekete kattıkları değerlerle müsemmadır. 
İktidarın her yaptığını kötülemenin siyaset olmadığı gibi, ben yaptım oldu mantığı ile hareket etmek de siyaset değildir. 

Siyaset yürüttüğünüz partinizin değeri her neyse o çizgiden gitmek, bir siyasetçinin onurlu olarak ifade edilebilmesi için olmazsa olmaz bir şarttır. Kimse değerlerini yaşamadığı bir partinin peşinden giderek siyaset münafıklığı yapmamalı. Seçtiğiniz siyaset yolu yanlış bile olsa, eğer o yola inanıp partinizin fikrince adımlar atamıyorsanız, milletin karşısında başka, kapalı kapılar ardında başka karakterlere bürünüyorsanız, o siyasetin münafığısınız demektir. 
İşte sırf bu yüzden hem sözler hem de çabalar bereketsiz kalıyor ve olan bu güzelim memlekete oluyor. 

Siyasiler birbirlerinin kuyusunu kazmak ve kendi isimlerini parlatmaktan öte bu memleketin insanlarına hizmet ederek dua almayı tercih ederlerse, işte memleket  o gün düze çıkmaya başlamış demektir. 
İster AK Parti’de, ister MHP’de isterse CHP ve diğer partiler. Hepsi için olması gereken şey, o partilerin tüzüklerine, siyaset ve dünya çizgisine inanmayan insanların yönetici olmaması gerekir. Aksi halde partisine gönül veren insanların ahını alır. İnanmadığı değerler üzerine çıkıp tepinen insanlar bana göre memleketin faydasızlarıdır. 

AK Partili isen, partinin savunduğu değerleri benimse. 
MHP’li isen milliyetçilik ve muhafazakarlık konularındaki partinin çizgisine sadık kal. 
CHP’li isen altı okun öğretilerine inan ve samimice davran. 
Ve dahi diğer tüm partiler.
Tabanınızı temsil edin. Bir parti davasının temsili, o partinin değerlerine gerçekten inanmış insanlarla olmalıdır. Bu sebepledir ki, acizane tavsiyem hangi parti olursa olsun, o partinin oy veren tabanı, kendi fikrini benimsemeyen ve fikrine münafıklık eden insanları sırtında taşımayı reddetmeli. Hesabını sormalı. Partilerin adı ne olursa olsun, o partilerin gerçek savunucuları temsil makamlarında olduğu sürece, kazanan memleket olacaktır. 
Münafıktan kim kazanmış ki partisi kazansın, memleketi kazansın. 

İnanmış gibi göründüğü değerlere kapalı kapılar ardından küfredenlerin sözü de ameli de bereketsizdir. Biraz da, Çorum’un ahvalinin neden bu kadar zor olduğunun altında, belki de münafık siyasilerin varlığından doğan bereketsizlik yatıyordur. Zira siyaset münafıkları her zaman memleket namına iş bitiren değil, menfaati namına işi götüren olmayı tercih eder. 

Her dava, kendisine kalpten inanan insanlara yükselir. Gerisi  sömürü, riyakarlık, bencillik, menfaatçilik ve bereketsizlik demektir. 

Haksızlık etmemek adına, bu memleket için bu millet için samimice hizmet eden siyasileri ayrı tuttuğumuzu ifade ederek, “Selam olsun inandığı davanın eri olup, münafıklıktan beri olanlara” deyip sözümüzü tamamlayalım da hakkaniyetli insanlara haksızlık etmiş olmayalım.

Editör: Haber Merkezi