Çorum Adalet Derneği Başkanı Av. Yakup Alar, toplumsal barışın sağlanması ve kutuplaşmanın önüne geçilmesi için yargı kararlarının sert bir biçimde uygulanması gerektiğini belirtti.

Hukukun temel ilkelerinden birisinin kamu düzeninin sağlanması ve korunması olduğunu ifade eden Çorum Adalet Derneği Başkanı Av. Yakup Alar, “Bu kapsamda yargı mensupları hiçbir emir ve talimat almaksızın kamu düzenini korumak, toplumsal barışın devamı ve kutuplaşmanın önüne geçmek için, toplumun hassas konularına hakaret eden, aşağılayanlara hukuki yaptırımları sert bir biçimde uygulamalıdır”dedi.

İnsanların inançları ve değerlerine hakaret etmek yoluyla toplumu kutuplaştırmak isteyenlere yargının anında müdahale etmesinin hukuk devleti olmanın bir gereği olduğunu vurgulayan Yakup Alar, “Aksi hâlde toplumdaki gerginlik şer odaklarının sinsi hamleleriyle anında kaosa dönüşebilecektir. Devletin organlarının toplumun hassas olduğu konularda yapılan tahriklerin önüne geçmek, toplumsal barışı ortadan kaldırmaya yönelik eylem ve söylemlere karşı yaşanması muhtemel toplumsal olayları engellemek adına önleyici tedbirler, kararlar alması elzemdir.  Sanatçı olduğu iddia edilen Gülşen’in, ülkemizin yüz akı imam hatiplilere karşı yapmış olduğu açıklama toplumsal barışı yok ettiği gibi kutuplaşmaya da sebebiyet vermiştir. Büyük bir kitleye sahip olan İmam Hatip camiasının ve milyonlarca insanın haklı tepkisini doğurmuştur. Yargı da toplumsal barışı sağlamak, kutuplaşmanın önüne geçmek için ve toplumda büyük bir infiale sebebiyet verdiği gerekçesiyle tutuklama kararı vermiştir.  Toplumun hassas olduğu ve kamplaşmalara sebebiyet veren konularda, toplumsal barışın sağlanması ve kutuplaşmanın önüne geçmek için yargı kararları, tutuklama suretiyle en sert bir şekilde uygulanmalıdır ki bu tür söylemler sıradanlaşmasın, yaygınlaşmasın. Gülşen’in tutuklanmasına yüksek perdeden itiraz edenler PKK’nın meclisteki temsilcisi olan HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş ve eşine sosyal medyadan yapılan hakaretler karşısında yargının vermiş olduğu tutuklama kararına karşı tek bir laf etmemişlerdir. Bu çifte standarda dayalı hukuki değerlendirmeler inandırıcılıklarını yitirmektedir. Gülşen’in sarf ettiği cümlelere hiçbir eleştiri getirmeyenlerin, kınamayanların tutuklamaya yaptıkları itiraz hukuki kılıf altında siyasi olup korumacı bir anlayıştır. Hukuk toplumsal barışı da korur. Milliyetçi muhafazakar bir sanatçı, aynı cümleyi itiraz edenlerin destekçisi konumunda olan bir inanç grubuna, partiye veya kitleye yönelik olarak kurmuş olsaydı acaba aynı tepkiyi gösterecekler miydi?  Toplumda infial uyandıran, kutuplaştıran, toplumun hassas noktalarına hakaret edip aşağılayıcı eylem ve söylemlerde bulunan kim olursa olsun yargının en sert hukuki yaptırımları uygulaması, tutuklama kararı vermesi bu tip konularda toplumda daha dikkatli ve hassas olunmasını sağlayacaktır. Yargının bu kararı yerinde olup inanç değerlerine karşı toplumdaki hassasiyetin yargı nezdinde dikkate alındığını göstermektedir. İnsanların inanç değerlerine hakaret etmek asla ifade özgürlüğü kavramıyla açıklanamaz. İfade özgürlüğü, kişilere inançlara hakaret etme hakkını vermez” ifadelerini kullandı. (Haber Merkezi) 

Editör: Haber Merkezi