Halit Yıldırım, meslek itibariyle ziraat mühendisidir. Ama Anadolu Üniversitesi AÖF Türk Dili ve Edebiyatı'ndan da mezun olmuştur. Şiir, hikaye, roman ve denemeleri vardır. Ülke çapında yapılan yarışmalarda da pek çok ödül almıştır.
Yazı ve şiirleri, ülke çapında birçok dergide yayınlanmıştır. Şiirlerinin epeycesi bestelenmiştir. Kendisinin de yüzü aşkın bestesi vardır. Bu bakımdan ziraatçiden çok edebiyatçı kimliğiyle tanınır.
Şiirlerinin bazısını daha önce okumuştum. Ama diğer eserlerini bilmiyordum. Sağolsun, hocam diyerek hatırımı sayıp bir romanını imzalayarak takdim etti, hem de şu pandemi döneminde. Çok mutlu oldum.
İki eserinden biri olan "Zamanda Kaybolan Adam" romanını zevkle okudum. Romanda tasavvufi konular, uzman edasıyla ele alınmış ve okuyucuya başarıyla sunulmuştur. Adeta inanmayanlara da cevap niteliği taşıyan anlatımlarını doyumsuz bir hazla okudum. Özellikle Mevlana, Yunus Emre, Abdulkadir Geylani, Aziz Mahmut Hüdayi, Hacı Bayram-ı Veli gibi gönül erlerinin hayat ve menkıbelerinden kesitlerin yer aldığı bölümler, bizi mistik gerçeklilikle buluşturmaktadır.
Tasavvufun en zor konularından olan tayy-ı mekanı başarıyla işlemiştir. Biz de zaman zaman "falan derviş, hac zamanında kaybolmuştu" derken, bazı dostlarımızın onunla birlikte tavaf ettiklerini nakletmesiyle tayy-ı mekanı farketmiştik. Tasavvuf tarihi kitaplarında zamanın kutuplarının memleketlerinden bir anda gelenek bir dergahta toplanıp zamanın ahvalini konuştukları anlatılırken bunun tayy-ı mekanla mümkün olduğunu öğrenmiştik. Ama tayy-ı zamanı hiç duymamıştım. Yazarımız, onu da bir hayal kurgu ve rüya kapsamında vermeye çalışmıştır.
Kitabında tasavvufa bu kadar ağırlık veren yazarımız, her devirde ortaya çıkan şeyh bozuntusu, çakma şeyh veya sahte şeyh diyebileceğimiz sahtekarlara da dikkat çekmeyi ihmal etmemiştir. Bu yönden kendisine teşekkür ediyorum. Romanında böylesine önemli bir uyarıya da yer vermiştir.
Bu romanda önemli olaylar, hep tılsımlı yüzük çevresinde gelişmiştir. Elbette böyle bir kurguya başvurulabilir ama her okuyucu gibi ben de o yüzük nerede, kime intikal etti diye merak etmiyor değilim.
İşin esprisi bir yana Halit Yıldırım, iyi bir şair ve bestekar olduğu kadar iyi bir romancı olduğunu da birkaç romanıyla ortaya koymuştur. Bu yöndeki gayretlerini devam ettirmesini tavsiye ediyorum.
İkinci eseri: "Çorumlu Bestekarlar Güftekarlar ve Müziğe Emek Verenler"
Kitap, uzun süren bir araştırmanın ürünüdür. Bir derleme niteliği taşıyan bu bilgilerde elbetteki bazı eksiklikler olabilir. Bu konuda araştırma yapanlar, ileride bazı bölümleri detaylandıracak ve yeni başlıklar ekleyeceklerdir. Ancak eser, bu haliyle sahasında önemli bir boşluğu doldurmaktadır.
Eserin giriş bölümünde musikimizle ilgili genel bilgiler yer almaktadır. İkinci bölümünde Çorum'da musiki çalışmaları ele alınmıştır. Üçüncü bölümde Çorum'da halk müziğimiz üzerine yapılan çalışmalar konusunda özel bilgi verilmiştir.
Esas ağırlık dördüncü bölümdedir. Çorum'da musiki çalışmalarına öncülük etmiş, musiki hayatımıza emeği geçmiş üstadların biyografileri ve musikimize katkıları sıralanmıştır. Burada sadece 26 bestekar tanıtılmıştır. Altıncı bölümde de Çorumlu 41 tane güfte yazarının biyografisini yazmıştır. Kendisini de bu bölümde anlatmakla yetinmiştir.
Bunların her birini araştırıp bulmak kolay değildir. Bir kısmı hayattadır ama ulaşıp bilgi almak zordur. Bir kısmı vefat etmiştir; yakınlarını bulup bilgi toplamak ömür törpüsüdür.
Eserin ön çalışmalarının 2006 yılına, Vali Mustafa Toprak dönemine kadar ulaştığı anlaşılmaktadır. Bilgi ve belgelerin toplanması uzun sürmüştür. Ama oturup yazılması da kolay olmasa gerektir. Önce bilgi ve belgeleri toplayıp tasnif etmek, önem sırasına ve kronolojik esasa uygun olarak değerlendirmek, bu arada kimseyi kırmamak, kimseyi görmemezlikten gelmemek, herkesin memnun olacağı bir formatı bulmak, araştırmacılara kaynak oluşturacak kıvamda bir eser meydana getirmek; sabır ve dirayetiyle ancak Sayın Halit Yıldırım'a uygundur. Tama ona göredir.
Önsözünden anlaşıldığına göre bu kitap, eserin ilk cildidir. İkinci cildinde, kitapta güftekar ve bestekar olarak adı geçen kişilerin eserlerinin notalarına yer verilecektir. Burada seçici olmak zorundadır. Bütün güfteleri ve besteleri, tüm notaları sıralamak mümkün değildir. Ya en tanınmış olanı ya da örnekleme metoduyla bir veya bir kaçını yayınlayabilecektir. Burada da işi zor…
Şu kovid ortamında ilim ve kültürle meşgul olmak da hiç kolay değildir. Gerek romancılığından, gerekse araştırmacılığından dolayı Halit Yıldırım'ı tebrik ediyor, yeni eserlerini bekliyorum.