Kur'an-ı Kerim'in 59. Suresi olan Haşr Suresi, 24 ayettir ve Medine'de inmiştir. Ağırlık verdiği ana konu Nadiroğulları Gazvesi'dir. Bu savaş, Bedir'den sonra hicretin 4. Yılı Rebiulevvel ayında vuku bulmuştur.
Bu bölgede yaşayan Nadiroğulları ve Kureyzaoğulları, Yahudi oldukları için genellikle tefecilikle uğraşıyorlardı. Araplara borç verip yüksek faizler alarak onları ekonomik darboğaza sokuyorlardı. Bu yüzden Araplar, Yahudileri hiç sevmezlerdi.
Hz. Peygamber (sav)in Medine sözleşmesiyle şehirde yaşayanların şehri birlikte savunmaya karar vermeleri, en çok Yahudileri rahatsız etti. Bu sözleşme ile Hz. Muhammed (sav)in liderliğini kabul etmiş oluyorlardı. Bu da onların temel inançlarına hiç uymuyordu.
O yüzden Yahudiler, önce İslam'a giriyorlar. Sonra dinden çıkarak toplumda İslam hakkında kuşku oluşturuyorlardı. Münafıklarla işbirliği yapıyorlardı. Müslümanlar arasında fesat çıkarmaya çalışıyorlardı. Medine'de İslam'ı kabul eden Evs ve Hazreç adlı iki büyük kabileyi birbirlerine düşürmek istiyorlardı.
Tefecilikle uğraşan bu Yahudi kabileleri, alışveriş yaptıkları kişiler Müslüman olurlarsa alacaklarını derhal istiyorlardı. Müslümanlara borçları varsa inkar ederek onları ekonomik sıkıntıya sokmaya çalışıyorlardı.
Antlaşmalara ihanet eden ve hatta Müslüman bir kadını çarşıda soyan Kaynukaoğulları adlı Yahudi kabilesi, hicretin ikinci yılında kısa bir kuşatmanın ardından Medine'yi terk etmek zorunda kalmışlardı.
Medine'de kalan Nadiroğulları adlı Yahudi kabilesi, Abdullah b. Übey gibi münafıklarla işbirliğini artırmışlardır. Ayrıca hicretin 4. Yılında Hz. Peygamber (sav)e suikast planladıkları için Rebiulevvel ayında Nadiroğullları mahallesini kuşatma altına aldı. Onlar da Medine'yi terk etmek zorunda kaldılar.
Bu mübarek Sure, öncelikle bu olay ve çevresinde oluşan savaş hükümlerini ortaya koymaktadır. Onun için İslam alimleri, bu sureyi gazve, cihat, ganimet ve fey hükümlerini ihtiva eden sure olarak anlatmaktadırlar. Endar ve Muhacirlerin kardeşliğini vurgulamaktadır bu sure.
Surede müminlerin münafıklardan uzak durmaları sık sık öğütlenir. Soy sopun, mal ve makamın hiçbir yarar sağlanamayacağı o korkunç hesap günü hatırlatılır.
Bu mübarek surede Allah'ın güzel isimleri ve yüce sıfatları sıralanmaktadır. Cenab-ı Hakkın noksan sıfatlardan uzak olduğu belirtilerek "O, öyle bir Allah'dır ki O'ndan başka hiçbir ilah yoktur…" hükmüyle sona erer.
Biz, bu 24 ayetin surenin tamamını tefsir etmeyeceğiz. Surenin sonunda "Hüvallahü'llezi lailahe illa hu…" diye başlayan son üç ayetin mealini, tefsirini ve faziletini sunmakla yetineceğiz.
Haşr Suresi - 22:
"O, öyle Allah'dır ki kendisinden başka hiçbir ilah/tanrı yoktur, O gizliyi de bilendir, aşikarı da, O, çok esirgeyen, çok bağışlayandır."
23: "O, öyle Allah'dır ki kendisinden başka hiçbir ilah/tanrı yoktur. O, mutlak hükümranlık sahibidir. Her türlü kusurdan uzaktır. Selam ve kurtuluşun ta kendisidir. Güven ve emniyet verendir. Her şeyi gözetip koruyandır. Gerçek anlamda kudret, izzet ve şeref sahibidir. Halkın halini toparlayan, yaraları sarıp sarmalayan sonsuz kudret sahibidir, büyüklükte eşi olmayandır. Allah, müşriklerin ortak koştukları her şeyin üzerindedir, çok yücedir."
24: "O, öyle Allah'dır ki her şeyin yaratıcısıdır, yoktan var edendir ve her varlığa uygun şekil ve özellikleri verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi onu teşbih ve tenzih eder. O, sonsuz kudret sahibidir, yegane hüküm ve hikmet sahibidir."
Hadis-i Şerif'te şöyle buyrulmaktadır:
"Kim sabahleyin üç defa "Euzü billahi's-semai'l alimi mine'ş-şeytani'r-recim" dedikten sonra Haşr Suresi'nin sonundaki üç ayeti okursa Allah ona akşama kadar bağışlanmasını dileyecek yetmiş bin melek görevlendirir. O kimse o gün ölürse şehit olarak ölür. Akşamleyin okursa yine böyle olur."
İbn-i Abbas'ın rivayetinde ise İsm-i Azam'ın Haşr suresi'nin sonundaki altı ayette olduğuna işaret vardır.
Camilerde bu hadislerin emri gereğince imam efendiler, sabah namazından ve akşam namazından sonra mihrabiye olarak daima bu üç ayeti okurlar. Onun içindir ki cematimizin çoğu, bu üç ayeti dinleyerek ezberlemişlerdir.