Gerçekten canımız yanıyor artık. Üst üste son saniyede yenilen goller ve başlama vuruşu yapamadan sahadan ayrılmak canımızı yakıyor. Evet şanssızlık var evet kısmetsizlik var fakat tek başına olayı bunları yüklemekte yanlış diye düşünüyorum.
Zonguldak maçında o dakikada öyle bir yerden frikik atışı var ve tekrar tekrar izledikce kahroluyorum. Yılların profesyonellerinin vuruş anında darmadağın oluşlarını görünce nasıl kahrolmayalım. 18 yaşındaki gençler o hatayı yapmaz hadi birisi yaptı yanıldı diğerleri ne akla hizmet bunu yaparlar.
Rakibin ilk yarıda bizim savunmadan çıkarken geleneksel hatamızla girdiği iki net pozisyon var, bizim atağımız yok desek yalan olmaz ilk yarıda. İkinci yarıya iyi başlayan takım olduk hücuma çıktık baskı kurduk ve bunun sonucunda da penaltı kazandık. Maçın kader anı bu dakika oldu ve Sinan topu dışarı attı. Futbolun içinde var penaltı gol olacak diye kural yok. 
Ancak oyundan düşmeyeceksin kuralı var futbolun içinde. O dakikadan itibaren yine ilk yarıya döndük ve rakip kaleyi unuttuk. Zonguldakspor’da beraberliğe razı iken yine savunmada inanılmaz bireysel hatalar ve ardından o acı sonu yaşadık.
Fatih başkanın maç sonu yaptığı umutlu paylaşımı okurken şaşırmadım desem yalan olur. Onun kadar iyimser olamıyorum malesef. Evet futbolcularda üzülmüştür, göz yaşı dökmüşlerdir sonuçta onların ekmek parası. 
Bizim beklentimiz maçtan sonra üzülmek veya göz yaşı dökmek yerine sahada bunları yaşamamak için mücadele etmeleri. Maalesef bunu sahada göremediğimiz isimler oldukça fazla. Bu satırları yazdığım sıralarda kulüpten basın açıklaması yapıldı ve sezon başından buyana beklentilerin çok uzağında kalan üç isimle yolların ayrıldığı haberi geldi.
Evet beklentilerin çok uzağında kalan isimler ile yollar ayrıldı. Ekonomik olarak yüksek bütçeli fakat performansları bunla ters orantılı olan isimlerdi. Devre arasına kadar beş maç oynayacağız. Alınacak sonuçlar hedefe yaklaştırırsa farklı uzaklaşırsak farklı bir transfer politikası izleneceği kesin. O yüzden futbolcuların maç sonu üzülmek ve ağlamak yerine sahada mücadele etmeleri gerekiyor. Futbolcu kardeşlerimizin formasını giydikleri kulübün farkını ve değerini bilmeleri gerekiyor. Baksınlar kendilerinden puan olarak yukarda bulunan  futbolcuların ekonomik durumlarına ona göre sahada formalarının hakkını versinler.
Atı alan üsküdarı geçmek üzere. İlk yarıda kalan beş maçta alınacak puanlar şu anda az görülen play-off umutlarını yeşertebilir. Fatih başkan inanıyorum diyor fakat sahadaki görüntü bana hiç bu umudu vermiyor. Özellikle hücum hattındaki çok kötü performans bu umutsuzluğumun en büyük nedeni. Kanat oyuncusu doksan dakika boyunca bir rakip geçmez mi bir orta yapmaz mı allah aşkına.
Bu arada Zonguldakspor maçı sonrasında Fatih Başkan’a hem de eşinin yanında yapılan şerefsizliğe söylenecek söz bulamıyorum. Burda tek güzel olan ise Zonguldakspor başkanının açıklaması tesellimiz oldu. Malesef çıkıyor her yerde böyleleri keşke olmasa. Ancak bunu kan davası haline getirmekte yanlış.
Tepki göstermek, eleştiri yapmak herkesin hakkı ancak hakaret ve küfür etmeden. Sosyal medyada yazılanları okuyunca gerçekten üzülüyorum. Asanlar, kesenler, tesis basanlar hangi çağda yaşıyoruz arkadaşlar. Kötü oynayanı eleştir, giydiğin formanın hakkını ver demek her taraftarın hakkı. Ancak kimsenin kimseye küfür ve hakaret etmeye hakkı yok. Unutmayalım o insanlarında bir aileleri sevenleri var. Duyarlı olalım sadece empati yapalım yeter.