Ligin dördüncü haftasında evimizde Sakaryaspor ile 0-0 berabere kalarak iç sahada dört puan kaybettik. Gerçekten 95 dakika verilen mücadelenin karşılığı bu olmamalıydı. Özellikle 34. dakikada Salih Zafer’in kırmızı kart görmesinin ardından on kişi kalan kırmızı siyahlı takımın mücadelesi her türlü övgüyü hak ediyor.
Maçın hakemi için söylenecek tek kelime çok kötü bir yönetim gösterdi. Özellikle deplasman takımının arayıpda bulamayacağı bir hakem. Tüm takdir haklarını deplasman takımdan yana gösteren Trabzon bölgesi hakemi Alpaslan Şen’in tek güzel tarafı ise yaptığı hataların farkına varmasına karşın sonraki bölümde eyyam yapmaması oldu.
Kırmızı Kart pozisyonu her türlü tartışmaya açık sarı gösterse kim ne diyebilir. Burak’ın ilki değil ancak ikincisi tartışmasız penaltı. Uzatma dakikalarında Batuhan ile kaleci Furkan’ın hava topu mücadelesinde verilen faul kararı da kesinlikle tartışmaya çok açık. Diğer ufak detaylara girmeden bu üç düdük bile hakemin konuk takımın işini ne kadar kolaylaştardığını göstermeye yeterli sanırım. Sakaryaspor’un maçta hakem kararı ile itiraz edeceği bir tek pozizyon olmamıştır. Bu da yukarda yazdıklarımı teyit etme adına önemli.
Grubun favorilerinden birisi önünde bu kadar uzun süre bir kişi eksik oynamasına karşın kalesinde 2-3 pozisyon veren Çorum FK’nın bu başarısı tek kelime ile özetlenebilir mükemmel mücadele. Evet pazar akşamı Çorum FK belki evinde ikinci maçından da bir puanla ayrıldı ancak gerek takım olma gerekse sahadaki mücadelesi ile büyük alkışı hak etti.
Evet gelelim futbolun gerçeklerine. Öncelikle uzun lig maratonunda bu yaşadıklarımızı tekrar yaşayacağız. Çalınan düdükler ile canımız yanacak ancak hedefe giden yolda bu anlarda soğukkanlı olmak ve sakin kalabilmek çok önemli. Salih Zafer hata yaptı sonrasında hakem hatası ile oyun dışında kaldı.
Peki yedek kulübesinden kırmızı kart görmek ne demek. Tribünde taraftar tepki gösterir ayarı olmaz. Yılların profesyoneli kulübeden kırmızı kart görerek takımını yalnız bırakamaz. Bir maçı kaybetmek kötü ancak 2-3 maç takımını yalnız bırakmak çok daha kötü. Bu zorlu yarışta her futbolcuya bu takımın ihtiyacı var. Bu kadar basit olmasın ceza almak takımı yalnız bırakmak.
Hakem ve diğer hataların ardından tabiki birazda saha içinde oyunu değerlendirmek gerekir. Eksik kaldığımız hakemin hatalarını bir kenara bırakırsak takım olarak istediklerimizi sahaya yansıttığımızı düşünmüyorum. En azından on bir on bir oynadığımız bölümlerde beklediğimizi göremedik sahada.
İç sahada oynadığımız iki maçtada oyuna hükmetme ve hücumda baskılı oynamak noktasındaki sıkıntımızı gideremedik. Tamam eksiklerimiz var ancak bu kadroda yer alan tüm futbolcuların bu sorumluluğu hissetmesi ve kendilerini hazır tutmaları gerekiyor. Bu anlamda kulübeden hamle yapacağımız isimler arasındaki kalite farkının çok yüksek olması özelikle kanatlarda en büyük sorunumuz olarak görülüyor. Topa sahip olma ve oyunu kontrol altına almayı başaramıyoruz. Bunu yapmadığımız sürece işimiz zorlaşıyor ve böylede olacaktır.
Grupta ilk dört maç sonunda favori gösterilenlerden Bodrum iyi gidiyor, Sivas Belediyespor ise sürprize devam ediyor. Lig uzun bir maraton ancak unutmayalım ki her hafta bu maratonun boyu kısalıyor. O yüzden her maçtan gereken dersleri alarak sonraki maça çıkmalıyız. Mücadelenizi alkışlıyorum ancak daha profesyonel düşünme ve hareket etmek gerekiyor bunu da başarmak zorundasınız.
Diyarbekirspor maçının son bölümündeki sessizlikleri nedeni ile eleştirdiğim taraftarları bu maçta tebrik ediyorum. Gerçekten tansiyonu yüksek maçta 90 dakika takımlarının arkasında durdular ve alınan bir puanla itici kuvvetleri ile büyük katkı sağladılar. Böyle devam edelim.
Birde hakeme tepkimizi toplu olarak bağırdığımız o tezahürat yerine bence kulübe zarar vermeyecek ceza yedirmeyecek beş maç sonra seyircisiz oynama cezası almamıza neden olmayacak başka tepki ve protesto şekilleri bulalım. Örneğin İspanyollar hakemlere tepkilerini beyaz mendil vb şeyler sallayarak gösteriyorlar.