ENİSE AĞBAL ÜŞÜMÜŞ
İYİ Parti Çorum İl Başkanı Bekir Özsaçmacı, öğrencilerin yurt sorununu çözmediği iddiasıyla AK Parti iktidarını halka şikâyet etti.

Gündemde yerini koruyan barınma sorununun tek sorun olmamakla birlikte önemli bir sorun olduğunu fakat asıl sorunun, bu sorunu görmek ve kabullenmek istemeyen iktidarın varlığı olduğunu ifade eden Özsaçmacı, “Yurda yerleşemeyip açıkta kalan binlerle sıralı yedek çıkan öğrenciler ve aileleri yok mu şimdi? İktidarın milletvekili ‘yalanınız batsın’ diye açıklama yapmış, Sayın Cumhurbaşkanımız da ‘gözünüze dursun’ demişti. Yerleşemeyen, kalacak yeri olmayan öğrencilerimizin varlığını ispat edebilmek için ayrılan vakitleri, demeç vermek için ayrılan vakitleri, öğrencilerimizin sorununu çözmeye ayırmayıp, bu sorunu görmezlikten gelen iktidarı halkımıza bir kez daha şikâyet ediyorum.” dedi.

İktidar temsilcilerinin Çorum’da yurt sorunu olmadığını söylediklerini de hatırlatan Özsaçmacı, “Öğrenci olmayan okulda yurt sorunu da olmaz” diyerek, Hitit Üniversitesi’ne kayıt yaptıran öğrenci sayısının ve öğrenci gelmediği için kapanan bölümlerin açıklanmasını istedi.

Özsaçmacı, açıklamasının devamında şunları kaydetti: 
“Anlayabilirse iktidara birkaç cümle ile özetlemeye çalışayım. Türkiye için öğrenci başına düşen harcamaların, kişi başına milli gelir oranı gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında, yükseköğretim alanında Türkiye'de toplumun yüklendiği yükün önemli bir düzeyde olduğu görülmektedir. Türkiye'de eğitim yükünün, eğitimden yararlanandan çok vergi yükümlülerinin üzerinde olduğu söylenebilir. Öğrenci katkı payları ile öğrenci maliyetleri incelendiğinde bu durum çok açık biçimde görülmektedir. Devlet üniversitelerinde saptanan katkı payları, üst gelir gruplarına büyük rant sağlamaktadır. Nitekim ortaöğretimde özel okulların, yükseköğretimde de vakıf üniversitelerinin ücretleri, devlet okullarında üst gelir grupları lehine yaratılan rantın ölçeği hakkında önemli bir göstergedir. Beşeri sermayenin niteliğini belirleyen değişkenlerden en önemlisi eğitimdir. Eğitim, ülkelerin sahip oldukları beşeri sermayenin kalitesini yükselterek, iktisadi büyüme-kalkınma üzerinde güçlü katkılar sağlamaktadır. Türk eğitim sistemi, hem yükseköğretim öncesi eğitim düzeylerinde hem de yükseköğretim düzeyinde ciddi nicel ve nitel sorunlar taşımaktadır. Türkiye'nin kronikleşmiş eğitim sorunlarına akılcı çözümler üretilmeksizin, sürdürülebilir bir kalkınmayı gerçekleştirebilmesi mümkün gözükmemektedir. Unutulmamalıdır ki, demokrasilerde radikal kararların alınabilmesi, iyi eğitilmiş seçmen kitlesinin varlığını gerektirir. Yeterince eğitilememiş seçmenler ise popülist politikalara geçit verirler ve topluma maliyet yüklediklerinin farkına varamazlar. Dolayısı ile bir milletin geleceğini oluşturmak demek olan eğitimin, günlük politikalara ve popülizme kurban edilmemesi açık bir gerçektir.”