Ga­li­bi­ye­te rağ­men ek­sik­le­ri gör­mek ge­rek­li ders­le­ri çı­kart­mak ge­rek de­miş­tim ge­çen haf­ta­ki ya­zı­mız­da. An­cak Trab­zon’da gör­dük­ki ek­sik­le­re ye­ni­le­re ek­len­miş.


Ger­çek­ten Trab­zon’da ma­çı iz­le­yen her­ke­sin or­tak gö­rü­şü bu oyun an­la­yı­şı ile, bu mü­ca­de­le ile bu gö­rün­tü ile sa­ba­ha ka­dar oy­nan­sa Ço­rum Be­le­di­yes­por’un gol at­ma şan­sı yok­tu. Dü­şün­se­ni­ze 95 da­ki­ka oy­na­nan maç­ta kır­mı­zı si­yah­lı ta­kı­mın tek et­ki­li ata­ğı +4’ler­de­ki genç Ke­rem ile gir­di­ği po­zis­yon.


Ev sa­hi­bi ta­kım da­ha ilk ya­rı­da sko­ru 3-0 ya­pa­cak po­zis­yon­la­dı bul­du al­lah­tan sa­ha­da ta­kı­mın iki is­min­den bi­ri­si olan ka­le­ci Onur­can bun­la­ra izin ver­me­di.


Tek tek gir­di­ği­miz za­man için­den çık­mak zor. Ka­le­ci Onur­can ve sa­vun­ma­da bi­raz Mü­min Ta­lip ayak­ta kal­dı­lar, kap­tan Oğuz­han ise 4. da­ki­ka­da ald­ğı dar­be son­ra­sın­da is­ter is­te­mez gö­zü­nün ya­rı­sı ka­pa­lı mü­ca­de­le et­me­ye ça­lış­tı.


Ma­çın lis­te­sin eli­mi­ze al­dı­ğı­mız­da mes­lak­taş­la­rı­mız ile ilk tep­ki­miz üç ön li­be­ro­lu kad­ro dik­ka­ti­mi­zi çek­ti. Gru­bun şam­pi­yon­luk ada­yı ra­kip ile oy­nu­yo­ruz san­ki. En yaş­lı­sı 96 do­ğum­lu Ço­rum­lu ka­le­ci Ba­ha­dır Han’ın ol­du­ğu 2000 do­ğum­lu oyun­cu­nun on­bir­de for­ma giy­di­ği bir ta­kı­ma kar­şı ne­dir bu kor­ku an­la­mak müm­kün de­ğil.


Ta­bi­ki bu ka­dar hü­cu­mu dü­şün­me­yen ta­kım kar­şı­sın­da genç­le­rin mü­ca­de­le­si­de bu­na ek­le­nin­ce maç tek ka­le­ye dön­dü. Or­ta sa­ha­mız ka­la­ba­lık an­cak iki ka­nat ar­ka­sı­na atı­lan uzun top­lar or­ta­ya çı­ka­rı­lan­lar ile ve­ri­len po­zis­yon­lar.


Biz ne yap­ma­ya ça­lış­tık ters ka­nat ar­ka­la­rı­na atı­lan top­lar­la po­zis­yon bul­mak. Ra­ki­bin ça­buk bek­le­ri bun­la­ra izin ver­me­yin­ce bi­zi kör dü­ğüm et­ti. Eli­miz aya­ğı­mız bağ­lan­dı. Tek umut kal­dı du­ran top­lar.


Bu­da ay­rı bir dert ta­bi­ki. Sağ ka­nat­ta atış olu­yor, sol ka­nat­ta olu­yor, kor­ner olu­yor or­ta sa­ha­ya ya­kın nok­ta­da olu­yor, ce­za ya­yın­da olu­yor to­pun ba­şın­da hep ay­nı isim. Her du­ran to­pu fark­lı bir isim kul­la­nı­yor. Se­zo­nun ikin­ci haf­ta­sın­da ha­la ki­min ne kul­la­na­ca­ğı bel­li ol­ma­yan bir gö­rün­tü. Bu uya­rı­la­rı­mız tek­nik he­yet için.


Bir ku­lüp dü­şü­nün beş yıl­dız­lı otel kon­fo­run­da te­sis, mut­fa­ğı­da onu arat­mı­yor. An­tren­man ya­pı­yor­sun iki da­ki­ka son­ra yü­rü­ye­rek du­şa gi­ri­yor­sun. Dep­las­ma­na gi­di­yor­sun kon­for­lu oto­büs en gü­zel otel­de ka­lı­yor­sun. Mal­ze­me­ler hem ka­li­te. An­laş­tı­ğın pe­şi­nat­lar öden­miş bel­ki­de Tür­ki­ye’de bir ilk ka­zan­dı­ğın maç son­ra­sın­da stad önün­de oto­büs­de prim­ler zarf için­de da­ğı­tı­lı­yor (Bu ara­da Trab­zon ma­çı ön­ce­si ak­şam­da prim­ler zarf­la­ra ko­nul­muş ha­zır­lan­mış­tı bey­ler).


Bu ka­dar gü­zel­lik kar­şı­sın­da bu ka­dar kö­tü koy­ma­ya, mü­ca­de­le et­me­ye ve oy­na­ma­ya hak­kı­nız yok ar­ka­daş­lar. Ge­çen haf­ta kö­tüy­dük an­cak ka­zan­mış­tık ders alın­ma­dı­ğı or­ta­da. Bu­gün ge­re­ken der­sin alın­ma­sı ge­re­ki­yor. Yok­sa yi­ne bo­şa ge­çen bir se­zon ve ha­yal­ler ol­ma­ma­sı için her­ke­sin şap­ka­sı­nı önü­ne koy­ma­sı ge­re­ki­yor.


Kay­be­di­len şu an için sa­de­ce üç pu­an an­cak ge­re­ken ders­le­ri çı­kar­maz­sak çok da­ha faz­la şey­ler kay­be­de­ce­ği­miz ke­sin. O yüz­den tek­nik he­ye­tin ve fut­bol­cu­la­rın kap­tan­lar ile bir­lik­te bir de­ğer­len­dir­me yap­ma­sı ve çö­zü­mü bir­lik­te bul­ma­la­rı ge­re­ki­yor. Biz sa­de­ce gör­dü­ğü­mü­zü ya­zar ve söy­le­riz. Ey­le­mi ya­pa­cak olan­lar sa­ha için­de ol­du­ğu­na gö­re gö­rev on­la­rın.


Trab­zon’un en gü­ze­li­ni ise so­na bı­rak­tım. Evet Trab­zon’da Ah­met Su­at Öz­ya­cı­zı Stad’ının en gü­ze­li Ço­rum­lu fut­bol se­ver­ler­di. Ma­çın baş­la­ma dü­dü­ğün­den 90+5. da­ki­ka­sı­na ka­dar hiç sus­ma­dı­lar. Sa­ha­da fut­bol­cu­lar yok­la­rı oy­nar­ken bi­le on­la­ra olan inanç­la­rı­nı kay­bet­me­di­ler ve des­tek ver­di­ler sa­hip çık­tı­lar.


Bu ka­dar kö­tü fut­bo­la ve mağ­lu­bi­ye­te rağ­men­de gü­zel­lik­le­ri­ni sür­dür­dü­ler ve tüm ta­kı­mı tri­bü­ne ça­ğı­ra­rak on­la­ra olan inanç­la­rı­nı di­le ge­tir­di­ler ve gös­ter­di­ler. Ne di­ye­lim tri­bün­de­ki ta­raf­tar­lar üzer­le­ri­ne dü­şe­ni faz­la­sı ile yap­tı­lar. Ar­tık sı­ra sa­ha­da­ki­ler­de. Bu ta­raf­tar her za­man bu ka­dar iyi ni­yet­li ol­maz ar­ka­daş­lar. On­la­rın bu des­te­ği­nin ve gü­zel­li­ği­nin kar­şı­lı­ğı­nı ver­me­niz ge­re­ki­yor. İn­şal­lah ge­re­ken ders alın­mış­tır ve Fat­sa ma­çın­dan baş­la­ya­rak her­kes so­rum­lu­lu­ğu­nun ge­re­ği­ni ye­ri­ne ge­ti­rir. Bek­le­yip hep bir­lik­te gö­re­ce­ğiz.