Nemrut'un halkı putperestti
Nemrut, halkına kendisini Rab/Tanrı olarak kabul ettirmişti. Ama halk; gökteki yıldızları, ayı ve güneşi ilah olarak kabul ediyorlar, putları da onların temsilcileri sayıyorlardı. Nemrut ise kendisini tanrılığını tartışmaya açmadıkları için putperestliğe karşı bir tavrı olmuyordu.
Onun içindir ki Hz. İbrahim'in babası Azer de kavminin taptıkları putları yapıp satıyordu. Büyüğüne farklı fiyat, küçüğüne farklı fiyat istiyordu. Oğlu İbrahim'e de put sattırmak istiyordu. Hz. İbrahim de putların ayaklarını iple bağlayıp arkasından çekerek "Kimseye ne zararı ne de faydası olmayan bu putları olan var mı?" diyerek onu satışa çıkartıyordu. Kimse almayınca da bir ırmağın kıyısına götürüp başlarını suya sokarak "Kana kana için" diye alay ediyordu.
Put satıcılığından netice alınmayınca Hz. İbrahim, kumaş ve elbise ticaretiyle uğraşmıştı. Hicretten sonra çiftçilik yapmaya başlamıştı.
Nemrut'la ilk karşılaşma
İbrahim Aleyhisselam, putlara tapmıyor ve hatta babasının yaptığı putları da satmıyordu. Evde de "Allah'tan başka ilah yoktur. O, benim Rabbimdir. O, her şeyin sahibidir" dedikçe anne ve babası korkudan titriyorlardı. Nemrut'un gazabına uğramaktan endişe ediyorlar ve oğullarını da uyarıyorlardı.
Ama Hz. İbrahim, Nemrut'la karşılaşmaktan korkmuyordu. "Beni küçüklüğümde koruyan Rabbim, büyüklüğümde de korur" diyordu.
Nihayet Azer, ihbar edilmekten endişe ettiği için Nemrud'a gitti.
"Ey yüce kral! Senin doğmasından korktuğun çocuk, benim oğlum olsa gerek. Annesi onu uzak bir yerde doğurmuş. Evimize gelinceye kadar haberim yoktu. Durumu size bildiriyorum ki dilediğinizi yapınız" dedi.
Nemrut, onu görmek istedi. Hz. İbrahim yanına getirildiğinde Nemrut, süslü bir tahtta oturuyordu. Etrafında vezirleri ve komutanları sıralanmış durumdaydı.
Hz. İbrahim, Nemrut'tan ve çevresinden hiç korkmadan ilk soruyu yöneltti.
-Ey kavmim, siz neye tapıyorsunuz, diye sordu.
Nemrut:
-Hele dur bakalım. Sen, önce benim dinime gir, beni Rab olarak tanı. Zira seni ben yarattım ve rızkını da ben veriyorum, dedi.
Hz. İbrahim:
-Ey Nemrut, sen yalan söylüyorsun. Beni yaratan, bana doğru yolu gösteren Rabbim Allah'tır. Benim rızkımı veren, yediren, içiren de O'dur.
Bu sözleri duyan Nemrut, öfkelenmek yerine pişkinliğe vurdurarak babası Azer'e şöyle der:
-Bu çocuk, daha çok küçük. Ne söylediğini bilmiyor. Benim yüceliğimi öğrenmemiş. Gücümü ve saltanatımı kavrayamamış. Sen, şimdilik onu al, götür. Beni, iyi tanıt. Azabımın şiddetini ona iyi anlat. O zaman, bu sapık düşünceler kurtulup bana iman eder.
Azer, oğlunu ve canını kurtardığı için çok mutludur. Ama Hz. İbrahim, inancından dönmek niyetinde değildir.
Hz. İbrahim'in Peygamber Oluşu
Hz. İbrahim, babası put imalatçısı olmasına rağmen onlara tapmıyor, akıl yoluyla Allah'ı bulmaya çalışıyor ve bir olan Allah'a iman ediyor. Kaç yaşında olduğu kesin olmamakla beraber, Yüce Allah, Hz. İbrahim, milletine ilk kez şöyle seslendi:
"Allah'a kulluk edin. O'ndan sakının. Biliniz ki bu, sizin için  daha hayırlıdır." Ankebut: 16
Aslında bu çağrı, peygamberlerin ortak davetidir. Ardından uyarısını da yaptı:
"Siz, Allah'ı bırakıp sadece bir takım putlara tapıyor, aslı olmayan sözler uyduruyorsunuz. Doğrusu, Allah'tan başka taptıklarınızın size rızık vermeye güçleri yetmez. Rızkı Allah katında arayınız. O'na ibadet ediniz. O'na şükrediniz. Siz, O'na döndürüleceksiniz." Ankebut: 17
Sonra babasına uyarılarda bulunmuştur:
"Sen, putları kendine tanrılar mı ediniyorsun? Gerçekten ben seni ve milletini açık bir sapıklık içinde görüyorum." En'am: 74
"Babacığım, işitmeyen görmeyen ve sana bir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun? Babacığım, sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Bana uy. Seni doğru bir yola eriştireyim. Babacığım, şeytana tapma. Çünkü şeytan, Rahman olan Allah'a baş kaldırmıştır…" Meryem 42-45
Babası Azer purperest, oğlu İbrahim peygamberdi. Oğlunun kendisini hak dine çağırması babasının hoşuna gitmedi:
"Ey İbrahim! Sen, tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? And olsun ki vazgeçmezsen seni mutlaka taşlarım. Sen, uzun süre benden uzak dur" dedi. Meryem 46
Hz. İbrahim, babasıyla tartışmayı uzatmadı. Ayrılırken babasına ve kavmine: "Sizin tapmakta olduğunuz bu timsaller nedir?" diye sordu. Onlar da "Biz, atalarımızı, bunlara tapıcılar olarak bulduk" dediler. Bunun üzerine Hz. İbrahim, ben size gerçeği getirdim, dese de inanmadılar.
Zira babası Azer; o toplumda put yapan, put satan, putlara tapan, puthanede bakan olan önemli bir kişiydi. Nemrud'un en çok güvendiği insanlardandı. Yüreği de putlar gibi katılaşmıştı. Ama oğlu Hz. İbrahim, peygamberdi. Babasına yine şefkat ve merhametle davrandı.