Hayat provasızdır. Dolaysıyla kimine gül kimine diken olur. İnsan sabredip yaşarsa aziz, ölürse muhtemel ki şehit olur. Geçenlerde bir yerde otururken dikkatimi çekti. Anne - babası ayrı olan iki kardeş durmadan birbirlerine sarılıyorlar. Lisani haliyle anne - babanın ayrılığından doğan sevgi eksikliğini birbirlerine omuz vererek bir nebze olsun telafi etmeye çalışıyorlar. Sulu gözlü biri olarak çok etkilendim. ''Anne-babalar vardır, çocukları için KENDİLERİNİ feda ederler. Anne-babalar vardır kendi zevki sefaları için ÇOCUKLARINI feda ederler. Ve eften püften sebeplerle evlilik cüzdanlarını atıverirler. 
Bir Avukat arkadaşım, 'Mahir Bey, her gün bir boşanma davası talebi geliyor deyince şaşırdım'  Çünkü bunun uzun vade de yansıması olarak çocuklar perişan, ebeveynler perişan ve neticede toplum perişan oluverir. Nasıl olmasın ki, apartmanınızda boynu bükük bir çocuk varsa, siz balkonda güle oynaya çayınızı nasıl yudumlayabilirsiniz? Veya sınıfta bir tarafta anneler - babalar gününüzü kutlayan, diğer taraftan hayatta olan ama iç çekişme nedeniyle annesine - babasına sarılamayan öğrencisi olan öğretmen nasıl mutlu olabilir ki? Rabbim tavuğu civcivlerinden, çocukları anne -babalarından ayırmasın… Annesiz-babasız ANNELER - BABALAR GÜNÜ kutlatmasın…
ALİ
17 Ağustos depreminde,
Annemi ve seni kaybettikten sonra,
Özel günleri unutmuştum baba.
Ama şimdi tekrar hatırladım
Bugün babalar günüymüş!
Nereden öğrendin dersen,
Çiçekçilerde ayrı bir hazırlık
Çarşı, pazar bilsen bir kalabalık.
Ben de, belki sizi hayalen görürüm diye,
Koştum geldim, özel günlerde
Ailecek beraber oturduğumuz,
Sizi benden ayıran apartmanın 
Tam karşınındaki yeşil parka.
Kenarda duran banka oturmuş
Ben sizi düşünürken, baba,
Beni emin bilmiş olacak ki,
Yanıma yaklaştı küçük bir çocuk.
Gözleri nemli ve titrek bir sesle,
'Bende oturabilir miyim abi?' dedi.
Buyur dedim. Teşekkür ederek,
Benim adım Ali dedi,
Ve başladı anlatmaya
Uzun hikâye işte.
Babasını tanımıyor,
O küçükken, babası evi terk etmiş
Annesi benden bu kadar diyerek,
Yeniden evlenip uzak şehre gitmiş. 
Bunlar iki kardeş sokakta kalmış
Zavallının bakımsızlıktan,
Üstü başı kir,
Rengi de sapsarı olmuş.
Parkları, köprü altlarını mesken tutmuşlar
Muhanete muhtaç olmamak için,
Çöpten topladıkları ekmeği yiyip yatmışlar.
Ve en önemlisi, bu da geçer ya-hu diyerek
Acıları, çileleri hep içlerine atmışlar
Omuz omuza vererek birbirlerini avutmuşlar.
Hani baba hep derdinya sen,
''Aman oğul dikkat edin, çevrede hırlı da var, hırsızda var''  diye.
O zaman pek anlamazdım ne demek istediğini,
Ama şimdi daha iyi anlıyorum baba.
Çünkü Ali'nin abisi hırsızların iftirasına kurban gitmiş.
Sorgu sual derken, zavallının üç yılı hapiste bitmiş
Ali'de abim suçsuz amcalar diyerek,
Çevreden yardım talep etmiş!
Ama nafile…
Sonuç mu, hala haber yok
Ben suçsuzum abi dese de, idarenin karnı tok
İşin kahreden yönü ne biliyor musun baba,
Kötülerin şerrinden 
Ali'nin abisinin lehinde şahitlik edecek 
Bir tek er kişi yok.
Ali'de çekiyor yokluk içinde yok.
Biz Ali ile sohbet ederken baba,
Önümüzden bir çocuk geçiyor
Babasının elinden tutmuş,
Belli ki mutluluktan dünyayı unutmuş.
Ablasının da bir elinde hediye paketi,
Diğer elinde çiçek var.
Bir zamanlar annemle sana aldığımız gibi
Üzerinde ''babalar günün kutlu olsun '' yazar
Biz de gıpta ile onlara bakıyoruz baba
Çünkü ben annemi ve seni vakitsiz kaybettim
Ali ise istenmeyip sokağa terkedilmiş
Anne - baba tarafından unutulmuş bir çocuk.
Yaşını sorarsan, yaşımın yarısı yani on buçuk
Ali'yi tanıyınca sizi daha çok özledim baba.
Çünkü siz beni asla terk etmediniz,
Sizi benden deprem ayırdı.
Ama Ali'nin durumu farklıydı
Onun hem annesi, hem babası yaşıyor
Zavallı istenmediği için, onlara kavuşamıyor
Her ne olursa bunda da bir hayır vardır derdin
Demek babalar gününde de hayır varmış baba
İyi ki gelmişim buraya, yoksa siz mi çağırdınız?
Çünkü Ali gibi saf ve temiz bir arkadaşım oldu.
Nasıl olsa imkânımız var, paylaşmakta güzeldir.
Artık bana, Ali için ağabeylik yapmak vardır.
Bir babalar günüde böyle geçti işte baba
Sen vesile oldun bir Ali kurtuldu ama
Belki geride binlerce Ali var.
Bu günlerden habersiz,
Yaşıyorlar sokaklarda,
Çaresiz, çaresiz…