Cahiliye döneminde Araplar arsında faiz çok yaygınlaşmış fakir halk faiz zulmü altında inim inim inliyorken, Hz. Muhammed İslam'ın ışığı ile Allah'tan gelen emirlerle  bu beladan toplumu kurtarmış ve faizi kaldırmıştır.
Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, "Alışveriş de faiz gibidir" demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah'a kalmıştır. (Allah, onu affeder.) Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalacaklardır.(Bakara; 275)
Allah faizi tüketir (Faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketlendirir. Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez.(Bakara; 276)
''Eğer faiz konusunda söylenilenleri yapmazsanız, Allah ve Resulüyle savaşa girdiğinizi bilin.'' Eğer (Bakara;  279) 
Faiz, sosyal adaletin bozulmasına yola açar. İnsanlara ve topluma zarar verir. Haksız kazanç ile ekonomik dengeleri bozar. Para ve sermayenin stok edilmesini sağlayarak tekelleşmenin önünü açar. Allah(c.c) alış verişi helal faizi ve tefeciliği ise haram kılmıştır. Faizin yasaklanmasıyla alın terinin ve emeğin önemi ortaya konulmuş ve böylece emeğe, sermayeye ve paraya değer verilmiştir. Bireysel zenginleşmeyi değil, refahın topluma yayılması önemsenmiştir. Böylece sosyal adaletin sağlanması da amaçlanmıştır. 
Dünya ekonomik yapısını şekillendirerek ellerinde bulunduran küresel güç odakları, Allah ile savaşa giren şeytani tayfalardır. Bunlar, ekonomisi zayıf ülkeleri borçlandırarak faizden  elde ettikleri güç sayesinde toplumları sömürmekte, daha da zayıflatmakta ve zulüm yapmaktadırlar. Gücünü Hakk'tan almayan hükümranlık zulümden başka bir şey üretmez. Gücün devam etmesi için de servetin her zaman zalimlerin, faizcilerin elinde bulunması gerekmektedir. Bu sebeple faize karşı olan ve bu oyunu bozmaya çalışan iktidarları ve yöneticileri engellemek, saf dışı bırakmak ya da hizaya getirmek için yoğun çaba sarfetmektedirler.  
Faiz olan yerde üretim olmaz, istihdam olmaz. Faizle pahalılık hiç önlenemez. Sürekli alınan borçlar ve ödenen faizler gelirleri eritir, yok eder.
Zaman zaman ülkemizde de faizi yükseltmezseniz şöyle olur, böyle olur, hangi çağda yaşıyoruz kardeşim faizsiz olur mu? gibi sözlere  ve yazılanlara şahit oluyoruz. Kimi ekonomistler, yorumcular, akademisyenler hatta siyasetçiler hep faizi savunurlar yıllardır. Bunlar rantiyecilere özgü söylemlerden başka bir şey değildir. Faizin ortadan kalktığı gün bu küresel elitlerin pilinin bittiği gün olacaktır. 
 Faizle bu ülke bugüne kadar hakettiği refahı ve gücü yakalayamamıştır ve kimse bu niye böyle diye sorgulamak yerine hep çıkış ve kurtuluş reçetesini faizde aramıştır. Şu günlerde rahmetli Erbakan hocanın '' Üç Kağıt ekonomisi'' sözü hafızalarımızda tekrar canlanmaktadır. Yüz yıldır borç ve faiz batağından kurtulamadığımız ortadayken hala faizi yükselterek ekonomiyi düzeltme iddiasında olanlara Allah yardım eder mi? Bilmem ama atalarımız bu hususta demiş ki; ''FAİZLE ABAD OLUNMAZ .''