Çorum’un değerlerinden Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi hemşehrimiz Prof. Dr. Özcan Güngör, yeni kitabı ‘Vadedilmiş Topraklar’ kitabı ile Türkiye kamuoyunda kendinden söz ettirmeye devam ediyor.

‘Hızlı tren ve hastane inşallah tasarruf tedbirlerine takılmaz’ ‘Hızlı tren ve hastane inşallah tasarruf tedbirlerine takılmaz’

İsrail’in politikalarını ulusal ve uluslararası basın yayın kuruluşlarında cesurca dile getiren hemşehrimiz akademik dille anlatımı olan kitabını yayınladı.

"İsrail'in Teo-Politiği: Vadedilmiş Topraklar" başlıklı çalışma, Yahudilik için hayati öneme sahip olan "Vadedilmiş Topraklar" inancını derinlemesine inceleyerek, bu kavramın tarihsel, teolojik, siyasi ve sosyolojik boyutlarını ele alıyor. Kitap, İsrail'in bu inanç etrafındaki teo-politikası üzerine bir analiz sunmayı amaçlıyor.

Kitapla ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Kitabın birinci bölümünde İbrahim ile yapılan antlaşmadan başlayarak, İsrail ve Yahudi krallıklarının kuruluşuna, Babil Sürgünü'nden dönüşe kadar uzanan süreç incelenir. Bu epik yolculuk, Yahudi bilincinin temellerini oluşturan ana hikâyenin nasıl şekillendiğini açıklar. Sürgünlerin, Yahudi inançları ve tarih anlayışı üzerindeki etkileri bu bölümün merkezindedir.

Teoloji, düşüncelerimizi şekillendirmede önemli bir rol oynar. Kitabın ikinci bölümünde, Yahudi kutsal metinlere detaylı bir bakış sunulur. Antik antlaşmaların ve tarihi olayların üzerinden geçilerek, toprakların kutsallığı, sınırları ve Kudüs'ün önemi teolojik perspektiflerle incelenir. Ayrıca, Hıristiyan mezheplerinin ve Kur'an metinlerinden bu konudaki benzersiz yaklaşımlar ayrıntılı bir şekilde ele alınır.

Kitabın üçüncü bölümü, vadedilmiş toprakların modern siyasi tarihine odaklanır. Siyonizmin kökenleri, Balfour Deklarasyonu'nun etkileri ve İsrail Devleti'nin kuruluşu bu bölümde ele alınan merkezi siyasi dinamiklerdir. Ayrıca, Türkiye ve Kıbrıs'ın konuyla ilgili tartışmalı durumu ve uluslararası ilişkiler bağlamında vadedilmiş topraklar üzerindeki etkiler geniş bir perspektif içinde değerlendirilir.

Kitabın son bölümü, vadedilmiş toprakların insanlar üzerindeki sosyolojik etkilerini inceler. Yahudi topluluklarının farklılaşmaları, mezhepler arası anlayış farklılıkları ve toprakların Yahudi kimliği üzerindeki etkileri detaylı bir şekilde analiz edilir. Ayrıca, bu coğrafyada bir arada yaşama ve çatışma dinamikleri, popüler kültürdeki yansımaları ve topraklara dair değişen algılar bu bölümde geniş bir çerçevede ele alınır.

Kitap, Türk bilim alanına bazı alanlarda önemli katkılarda bulunmayı amaçlamaktadır. Kitap, kültürel zenginlik ve çeşitlilik, tarih ve teoloji bağlamında derinlemesine anlayış, uluslararası ilişkiler ve politika perspektifi, toprak talepleri ve insan kimliği üzerindeki etkileri, çatışma ve barış çalışmalarına katkı, din, popüler kültür ve sanat ilişkisi gibi alanlarda zengin bir bakış açısı sunar.

Sonuç olarak, İsrail’in Siyonist ideolojisi hiçbir hukuk ve ahlak tanımadan Müslümanlara ait toprakları işgal etmekte, insanlara ve canlılara din, dil, ırk ve kültür fark etmeksizin saldırmakta ve zulmetmekte sakınca görmemektedir. Bu düşünce ve eylemlerinin arkasında çeşitli etkenler vardır. Bu etkenlerin en önemlilerinden birisi de “Vadedilmiş Topraklar” inancıdır ki zaman zaman İsrailli her türden siyasi ve dini liderler bunu dile getirmekten çekinmemektedir. Bu inanca, başta Yahudi kutsal teolojisinin tek taraflı yorumlanması kadar, Siyonist Evanjelist Hıristiyan grupların desteğiyle İsrailli Siyonistlerin kimlik, siyaset ve sosyolojileri de destek sağlamaktadır. İşte bu çalışmada okuyucu, bilimsel verilere dayalı olarak mantık çarpıtmasının ve dinsel bağnazlığın bir örneği olarak “Vadedilmiş Topraklar” inancının teo-politiğinin bir devlet eliyle nasıl meşrulaştırıldığını ve uygulanan zalimce politikaların ve soykırım aşamasının dinsel inançlar kullanılarak nasıl haklılık iddiasına malzeme yapıldığını tarihi, teolojik, siyasal ve sosyolojik boyutlarıyla anlayacaktır.  Kitap uluslararası yayınevi olan DBY Yayınları tarafından okuyucuya ulaştırılmakta.”