Çorum Adalet Derneği Başkanı Av. Yakup Alar, yaptığı açıklamada İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, YSK üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmasını değerlendirdi.

TCK 53. Maddesine göre de 1 yılın üzerinde ceza alanların siyasi yasaklı kapsamına  yasal zorunlu olarak girdiğini ve hakimin bu konuda takdir yetkisinin ise bulunmadığını belirten Çorum Adalet Derneği Başkanı Av. Yakup Alar,

“Verilen kararın hukuki değil de siyasi amaç taşıdığını iddia edenlerin görüşleri sloganik ve algı çalışması olup olup hukuki değildir. Yüksek yargı kararlarına ve uygulamaya baktığımızda  ‘ahmak’ sözünü kullanan tüm sanıklar cezalandırılmış, yani ‘ahmak’ sözü hakaret olarak yerleşik içtihat olarak kabul edilmiştir. Yargı bu tür suçlara ne tür bir ceza vermiş ise İmamoğlu’na da aynı yönde ceza vermiştir, yani farklı bir muamele de bulunmamıştır. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 27.10.2009 tarihli, 2009/4-196 E.,  2009/248 K sayılı kararında ‘ahmak’ sözcüğünün hakaret olduğuna hükmetmiş, tartışmalara son noktayı koymuştur. Bu sebeplerle verilen ceza siyasi değil hukukidir. Karara baktığımız da ise suçun memura ve kurul üyelerine karşı işlendiğinden  ceza artırılmıştır. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun insanlara hakaret etme sicili de bir hayli kabarık olduğunu görüyoruz. 5 Haziran 2019’da seçim çalışmaları sırasında Ordu’da VIP salonunda iken yapmış olduğu açıklamada  “vali itlik yapmıştır, aynen iletin vali itlik yapmıştır” şeklinde valiye hakaret etmesi üzerine, Ordu Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma neticesinde İmamoğlu hakkında açılan ve 17 Mart 2021 tarihinde karar verilen ceza davasında Ordu 4. Asliye Ceza Mahkemesi İmamoğlu'nu ceza vermiş ve 354 günün karşılığı olarak 7 bin 80 TL para cezası ile cezalandırılmasına hükmetmişti. Ayrıca da İBB Meclis üyesine, “Kayak takımı... girsin”  sözü ise bize hakaret etme konusunda geçmişinin, sicilinin bozuk olduğunu, bunu alışkanlık haline getirdiğini, daha önce verilen cezaların caydırıcı etkisinin olmadığını göstermektedir. 

Mahkemece İmamoğlu’nun geçmişteki sabıka durumunu da göz önünde bulundurduğunu düşünüyoruz. İmamoğlu YSK üyelerine ‘her şey çok güzel olacak’ dememiş ‘ahmak’ demiştir, bu sözü kişiye, kurula karşı  kullanmak ise TCK hükümlerine göre  suçtur. İmamoğlu’nun herkes küfretme hakkı  var mıdır? Küfreden birini küfrettiği için ceza almasından dolayı meydanlarda desteklemek, kararı protesto etmek nasıl bir  anlayıştır? Hakaret eylemini itiyad haline getiren İmamoğlu karardan sonra sevinç fotoğrafları vermesi bu suçu bilerek ve isteyerek işleyip toplumda siyasi mağduriyet algısı yaratmak ve siyasi amacına ulaşmak için bilinçli olarak işlenmiş bir suç olarak akıllara gelmektedir”dedi.
Hiç kimsenin yasalara uymama lüksünün olamadığının altını çizen Alar, “Bir şehrin büyük şehir belediye başkanı olması o kişinin suç işleme özgürlüğüne sahip olduğu anlamına gelmemektedir. Bu tepkilerle hakaret suçları meşrulaşmakta, bu suçun işlenmesinin kişiden kişiye göre değişeceği, ünlü kişi işlediği zaman cezasızlık sebebi, sade vatandaş işlediği zaman ceza verileceği anlamına gelecek ki bu da anayasada ki eşitlik ilkesine, toplumsal kaosa, adaletsizliğe sebebiyet verecektir. Değerlendirmeler hukuki çerçevede yapılmalı siyasi taraftarlık üzerinden yapılmamalıdır. Kimse çıkıp ta suç işleyen İmamoğluna “sen neden YSK’ya hakaret ettin? Hakaret etmeden neden görüşlerini ifade etmedin?” diye sormuyor, suç işlediğini tespit eden İmamoğlu’na ceza veren mahkemeye sosyal linç yapılmaktadır. İmamoğlu işlemediği suçtan dolayı mahkum olmamış, işlemiş olduğu suçun cezasını almıştır. Ortada bir mağduriyet de sözkonusu değildir. İmamoğlu’nun mahkumiyet kararını meydanlara taşıyanlara soruyoruz: YSK üyelerine yapılan hakareti yargı görmezden mi gelseydi? Yargı yasayı uygulamıştır. Siyasi yasaklık getiren  TCK 53. Maddesidir. TCK 53. Maddeye göre 1 yılın üzerinde ceza alanların siyasi yasaklık getirilmesi yasal zorunluluktur. Kararı veren hakim şayet tüm takdir yetkilerini  İmamoğlu lehine kullansa bile, memura karşı ve kurula karşı işlendiğinden bir yılın üzerinde ceza vermek zorunda olacağından yine de siyasi yasaklık kapsamına girecekti. Şayet bir yılın üzerinde verilen cezalarda siyasi yasaklık getirilmesi istenmiyorsa Meclis TCK 53. Maddesini tekrar ele alarak bu düzenlemeyi değiştirmelidir. Mahkemeler karar verirken kararlarının siyasi sonuçlarına bakmazlar. Tüm hukukçular öncelikle bu ifadenin suç olduğunu kabul ve beyan etmeli, siyasiler ise siyasi sonuçlarını ve kararı  elbette tartışmalıdır. Ancak yapılan hakaret eylemine bakılmadan mağduriyet edebiyatı yapmak, algı yaparak bunu siyasi ranta çevirmek istenmesine milletimizce müsaade edilmemeli bu anlayışa prim verilmemelidir.

Bu sebeplerle hakaret etmeyi itiyad haline getiren ve aldığı cezalara rağmen hala aynı suçu işlemeye devam eden İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu şahsından ve makamından dolayı suç işleme özgürlüğüne sahip değildir. Hiç kimse hukukun üstünde olmadığı gibi hiç kimsenin de suç işleme özgürlüğü  bulunmamaktadır kişiye göre adalet olmaz, adaletin evrensel normları vardır. Suç işleyen kişiyi savunmak ve ceza almasını protesto etmek, suçu ve suçluyu övmek anlamına gelir ki bu durum ise  anayasanın hukuk devleti ilkesine, eşitlik ilkesine ve anayasanın hiç kimseye, zümreye ayrıcalık tanınamaz ilkesine ve ceza hukukunun temel ilkelerine aykırı olup aykırı olup adalet anlayışına da zarar vermektedir”ifadelerini kullandı.         (Haber Merkezi)

Orhan Özhazinedar kalbine yenildi Orhan Özhazinedar kalbine yenildi