Saadet Partisi İl Başkanı Faruk Cıdık, yaptığı basın açıklamasında Türkiye’nin Keşmir konusunda daha net tavır alması gerektiğini belirtti.

İktidarın göreve gelirken 3Y ile mücadele sözü verdiğini ve bunların; yasaklar yolsuzluk ve yoksulluk olduğunu belirterek sözlerine başlayan Saadet Parti İl Başkanı Faruk Cıdık, “Bugün gelinen noktada bırakın bunlarla mücadeleyi, adeta 3Y’nin muhafızı oldular. Türkiye yasaklar, yolsuzluk ve yoksulluk ülkesi haline getirildi.

Bugün içinde bulunduğumuz gerek ekonomik gerekse diğer konularda yaşadığımız krizi aşmanın tek yolu 3Y ile mücadele etmek bunları ortadan kaldırmaktır. İktidar içinde bulunduğumuz krizden çıkmanın yollarını arayacağına, yasaklar ve baskı ile koltukta oturduğu süreyi uzatma derdinde. Bakınız her hafta gündeme getiriyoruz ekonomimizin hali ortada. İktidar pembe tablolarla ekonomiyi iyi göstermeye çalışsa da gidişat iyi değil. İğneden ipliğe gelen zamlar ortada. En son Pazartesi günü, motorinin litre fiyatına 17 kuruş, benzinin litre fiyatına ise 6 kuruş zam geldi.

Dün de çaya %15 zam daha geldi. Bunun yanında çarşı pazarda hissedilen enflasyon açıklanan rakamların çok üstünde. Fakat bu açık gerçeğe rağmen iktidarın memura zam teklifi %4+4. İğneden ipliğe, sigaradan çaya/şekere ardı ardına gelen zamlarla, enflasyon ve yoksulluk sınırında ezilen memurumuza sunulan bu %4+4 zam teklifi değildir, olsa olsa zam tiyatrosudur. Kimsenin memurumuzu bu tiyatroda figüran olarak görme hakkı yoktur. İktidar memura, işçiye, emekliye zam konusunda cimri davranmakta çekinmiyor. Fakat iş vergi zamlarına gelince olabildiğince cömert davranıyor. Sigaraya konulan maktu vergi zammı %37. Biz elbette hiç kimsenin sigara içip sağlığına zarar vermesi istemeyiz. Fakat şunu da hatırlatmak isteriz,

Merhum Neşet Ertaş, “Gençlerin cebindeki cigara parasına göz dikmem” demişti.

Bu konuda durduğumuz yer tam olarak budur. Yerli tütünü bitiren bu iktidar şimdi sigaraya vergi zammı yaparak ekonomiyi toparlamaya çalışıyor. Bir ülkede ekonomi zamlarla düzelmez. Tarıma gerekli destek verilmeden Türkiye’nin ayağa kalkması mümkün değil. Tarıma destek demek çiftçinin ürettiği mahsulden kar edip cebine para girmesini sağlamak demektir” dedi.

Son günlerde artan orman yangınları hakkında da değerlendirmede bulunan Cıdık, 

“Biliyorsunuz son zamanlarda yangınlar arttı. Ege’de yaşanan orman yangını da hepimizin malumu, müdahale ne yazık ki yetersiz kaldı. İddia o ki söndürme işi özel bir kuruluşa ihale edilmiş. Türk Hava Kurumu neden müdahale etmiyor sorusunu akla getirdi bu durum da. Bakan beyin açıklaması şaşırtıcı, siz hangi THK uçaklarından bahsediyorsunuz, 6 tane uçağın üçünün motoru arızalı diğer üçünün de farklı problemleri var çalışmıyor. Kabahati özründen büyük peki bu uçaklar neden tamir edilmiyor. Bir uçağın motorunu tamir etmekten aciz durumdasınız. Bu acziyetle bu ülke yönetilemez” şeklinde belirtti.

İktidarın sürekli Fırat’ın doğusuna müdahale edeceğini belirttiğini kaydeden Cıdık, “Ama iktidar herhangi bir icraat yapmıyor. Hemen belirteyim ki konu ile ilgili iddialar bizi endişelendiriyor. 5 km ABD ile ortak kontrol bölgesi, 9 km ABD’nin kontrol bölgesi, 4 km ise ABD’nin koz olarak tutacağı bir güvenli bölge. Eğer bu iddialar doğruysa gerçekten durum endişe vericidir. Şu bilinmeli ki ABD dünyada yaşanan sıkıntı ve problemlerin ana kaynağıdır. Irak işgalinin Suriye iç savaşının müsebbibi bir devletten böyle bir konuda olumlu adımlar atacağı beklentisi son derece yanlıştır.

Böyle bir güvenli bölge ancak çekiç gücü sınırımıza yığmak demektir. Bu sebeple ABD’nin değil ülkemizin menfaati esas alınmalıdır. Bugüne coğrafyamızda savaşın ve huzursuzluğun kaynağı olan ABD ile ilişkilerinizi gözden geçirin. Bakınız Ortadoğu’dan dış güçler tamamen elini çekmedikçe bu coğrafyaya huzur gelmeyecektir. İşte Filistin’in durumu, Golan tepeleri ilhak ediliyor. Adeta Büyük Ortadoğu Projesi adım adım işleniyor. Türkiye güçlü bir ülke ama bugün ki politikalar zaaf politikası. Kimin dost kimin hasım olduğunu belirlemekte acizler. Türkiye yolsuzluk ve israfla zayıflatıldı. Dışarısı bunun farkında, yollar ve köprüler bir ülkeyi güçlü kılmaz. Hele hele saraylar hiç güçlü kılmaz. Gündemimizin bir başka dış politika meselesi ise Keşmir’de yaşanan insanlık dramıdır. Hindistan’ın birkaç hafta evvel Keşmir’in ayrıcalıklı eyalet statüsünü kaldırması üzerine ortaya çıkan hadiselerde birçok Müslüman Keşmirli hayatını kaybetti. Hindistan hükümetinin tutuklamaları ve iletişimi engelleme çabaları had safhaya ulaştı. Hindistan ordusu bölgeye yedi yüz bin asker sevk etti. Keşmirliler haklarını talep etmekten aciz hale geldiler. Liderlerinin büyük kısmı hapiste, işkence ile ölüyorlar. Türkiye bu konuda çok cılız bir tepki veriyor.  Bu tepki Hindistan’ın umurunda olmaz, Çin bile bizden daha net bir tavır ortaya koyuyor. Malumunuz biz birinci dünya savaşındayken ve kurtuluş savaşını verirken Hint kıtasında yaşayan Müslümanlar topyekûn bize yardım etmişlerdi. Hatta bizzat gelip bizim cephemizde savaşanlar oldu. Bugün orada yaşayan insanların dertleri ile dertlenmek en önemli vazifelerimizden birisidir. Bu sebeple Keşmir’de yaşanan krizin sona ermesi için İslam İşbirliği Teşkilatı’nın bir an önce harekete geçmesi gerekmektedir. Bugün gerek Keşmir’de gerekse farklı Müslüman coğrafyalarda yaşanan insanlık dramının en büyük sebebi İslam Birliği’nin olmayışıdır.  Bu sebeple uzun vadede muhakkak D8’ler canlandırılmadı D60’ların kurulması için çaba gösterilmelidir” diyerek açıklamasını tamamladı. (Haber Merkezi)