Bir Dil Bir İnsan, Bir İnsan Bir Dünya

Bir Abba şarkısıydı hayat! En azından benim için öyleydi.
On altı yaşında bir tek ben miydim? Herkesi bilmem ama bu bendim! Hayatının nakaratlarının yanında oturmuş, bana ait, bana hitap eden bir şeylerle uğraşma ihtiyacı duyan birisiydim. Tercihlerim öyle olmalı ki bana ait olduğu anlaşılsın. Herkesinki gibi değil. Farklı… Aslında seçtiğim müziklerden belliydi farklı olduğum. Hele de muhafazakâr bir mahallede iyice sivriliyordum bu beklenti ve arayışlarımla.
Kulağıma hoş gelen, dinlerken beni bambaşka âlemlere götüren müzikleri her yerde bulamıyordum. Evde bulunanlar Emel Sayın, Bülent Ersoy, Zeki Müren gibi Klasik Türk Sanat müzikleriydi. Çevremdeki beş kişinin ortalaması olmak istemiyordum. Olamazdım. Dünya beş kişiden oluşmaz ki! Ayrıca her insan bir dünya değil midir? Benim sevdiklerim TRT 3 radyosundaydı ve onlar da sadece haftanın belli saatlerinde seslendiriliyorlardı. Genellikle sabah dokuz haberleri sonrasında başlardı. Elimde kağıt kalem, programın başlamasını beklerdim; İsmini bilmediğim şarkıları ve şarkıcıları not almak için. Öyle ki programı kaçırmamak için radyoyu erken açar, haber kuşağındaki İngilizce, Almanca ve Fransızca haberleri de itina ile dinlerdim. Yabancı dil eğitimim de böyle başladı! Babam bazen beni bu halde radyonun başında görür, oğlan yabancı lisan öğrenmeye çalışıyor diye sevinirdi içten içten…
Özenle seçtiğim şarkı listesini yeni açılan Zafer Çarşısı'nda bulunan Cumhur'un yerine götürmek… Hayatımın en güzel yolculuklarıydı bunlar. Avucumda listem, cebimde param, aklımda beni alıp götüren şarkıların sedaları… Cumhur' un delikanlılığı hareketli geçmiş yakışıklı, entelektüel bir duruşu vardı. Sanki sipariş ettiğim şarkıları çalan grupların içinden çıkmış gelmiş gibiydi. Müşteri istediği şarkının ismini ya da kimin seslendirdiğini bilemezse, mırıldanması da yetiyordu. Cumhur için bir nevi müzikolog da diyebilirdik. Listeyi tamamlayacak şarkı yetmediğinde, kendisi yine listenin iklimine uygun parçalar bulup eklerdi. Bazen o eklediği parçaların kendi seçtiklerimden daha güzel olduğunu görür teşekkür ederdim. Piyasaya yeni düşmüş ama henüz duymadığımız şarkılardan bizi haberdar eder, bilgilendirirdi. Hiç üşenmez, müzik setini açar dinletir, onayımızı alırdı. O tam bir müzik bilimcisiydi. Üniversitede olsa direk akademisyen, Lisede olsa Baş Öğretmendi!
Odamda müziklerimi dinlerken, boş işlerle uğraşıyor izlenimi oluşturduğumu bir süre anlayamadım. Allahtan arkadaşlarım arasında Cumhur'un yoluna düşenler az değildi. Onlarla da paslaşıyorduk bir yandan. Şarkı ve grup isimleri, tavsiyeler sohbetlerimizin önemli bir kısmını oluşturuyordu. O zamanlar bu bilgilere ulaşmak öyle kolay değildi. Gazete, dergi ve mecmua marifeti ile erişebileceğimiz şeylerdi bunlar. Bu yüzden değerliydi! Birimiz bir şey duyar, okursa bu hazine değerindeki bilgiyi diğerleriyle paylaşırdı. Aramızda dinleme toplantıları yapardık. Herkes kasetlerini alır, birimizin evinde buluşur, annemizin yaptığı kek ve böreklerle bu anları tatlandırırdık. Dinlerdik her parçanın sonuna kadar. Dinlerken şarkı hakkında, seslendiren ve orkestra üyeleri hakkında konuşurduk. Her sanatçının, her şarkının hakkını verir, onurlandırırdık.
Cumhur çok önemli bir insandı. Kendisinin bile bu öneminin farkında olduğunu sanmıyorum. Bize o müthiş dünyanın anahtarını verdiğinin farkında mıydı acaba? 80'li yıllarda gözümüz, kulağımız oldu. Fark etmemize, kıymet bilmemize vesile oldu.
Şimdi çocukların ellerinde kendi dünyaları var! Ve bizim bin bir zahmetle ulaştığımız o canım müzikler bir Reels Videosu'nda çerez olmuş! Şarkının hükmü, videonun parmak marifeti ile ekrandan kaydırılmasına bağlı! O bizim üzerine titrediğimiz, oturup üzerine kafa yorduğumuz güzelim müzikler bir sosyal medya içerik üreticisi tarafından linç edilmekte! Bir kedinin marifetlerine, insan saçmalık türetmelerine, her türlü abuk sabuk madrabazlıklara… Ne uğruna? Başarıyla yaratılmış doyumsuz, aç, obez insan profilinin, suratında bir tebessüm ya da tuhaf bir ifade oluşturmak için! Zaten sistem o ifade için de bir çözüm bulmuş. Biz senin adına onu da yaparız dercesine "emoji" denen simgeler icat etmiş!
Cumhur' un dükkânı yok artık. Kendisi yaşıyor mu bilmiyorum. Yaşıyorsa buradan selam ve hürmetlerimi iletiyorum.