CADI ÜLBÜŞ HALAM

Babamın memurluğu nedeniyle, Anadolu'da birkaç ilçede okudum. En son babamın Manisa'ya tayini çıkınca, benimde İzmir'de bulunan halamın yanında okula devam etmem kararlaştırıldı.
Halam lisede, Coğrafya Öğretmeni idi. Ona okulda CADI ÜLBÜŞ diyorlardı. Okulun en sert, disiplinli öğretmeni idi. Talebeler ondan korkar, yanında ses çıkarmazlardı. 
Anadolu'dan İzmir'e gelince, halam benim öğrenim seviyemden tereddüt etti. Yeğenine farklı davranıyor demesinler diye, bana daha çok bağırıyor, sıkıştırıyordu. 
Bende bu hırsla daha çok ders çalışıyor, kendimi ispat etmeye çalışıyordum. Halam bir gün sınıfa- "Derse gelirken hepiniz, coğrafya atlası ile gelecek. Atlassız, coğrafya dersi olmaz" dedi. Akşam okuldan eve gelince halama, atlas alacağımı söyledim. Oda kendisinin atlasının olduğunu, onu kullanmamı söyledi. Evde atlastan biraz çalıştım. Okula gidince, coğrafya dersi başlamadan halam "Herkes atlasını çıkarsın" dedi. Benim önümde atlasım yoktu. Atlasları kontrol ederken bana gelince, hani senin atlasın dedi. Bana atlas aldırmadın diyemedim. Saçımdan tutup hızlıca çekti. Canım acımıştı. Okuldan eve dönünce ilk işim, kırtasiyeciye gidip, atlas almak oldu.
Derslere sıkı çalışmam sayesinde, sınıf birincisi olmuştum. Halama kendimi ispat etmiştim. Artık bana bağırmıyor, kızmıyordu. Bir gün belediye otobüsüne binip, Kemer’e gidiyordum. Yanımda bulunan öğrenciler, halamın sertliğinden dert yanıyor, Cadı Ülbüş diyorlardı. Onlar anlatıyor, ben sesimi çıkarmıyordum. Başımı kaldırıp onlara bakınca, beni tanıdılar. Korkarak benden özür dilemeye çalıştılar. Bende endişe etmemelerini söyledim. 
Babam İzmir'e gelince, benim için hem halama para bırakıyor, banada harçlık veriyordu. Babamın tayini İzmir'e çıktı. İnşaat halindeki bir binanın zemin katından, taksitle daire aldı. Taksit ödeyip, hem de ev kirası vermek, babama ağır gelecekti. İnşaat halindeki bina bitinceye kadar, halam bizim kendi evinde, birlikte oturmamızı istedi. Babam bunu kabul etti. Bir yıla yakın halamın evinde hep birlikte oturduk. Sonra kendi evimize geçtik. 
Mühendis olan babamın, ancak zemin katta bir dairesi olmuştu. Ama üç kardeştik, üçümüzü de okuttu. Ben profesör oldum.  Babam bu durumdan mutlu oldu. Bize derdi ki- "Evladım ben size haram yedirmedim. Kimseye haksızlık etmedim. Bana zemin kattaki dairede yeterli oldu. Halime şükrediyorum."