Ebu Hureyre

En çok hadis rivayet eden Ebu Hureyre, Hayber Gazvesi sıralarında, Yemen'den Medine'ye gelerek Müslüman olmuştur. O tarihten itibaren de Peygamberimizin vefatına kadar yanından hiç ayrılmamıştır.
Ebu Hureyre sadece ibadet ve ilimle meşgul olan, ehli suffenin en ileri gelen sahabesiydi. Peygamberimizi büyük bir muhabbetle sevmiş onun sünnetine uygun olarak yaşamıştır. Hz. Osman'ın şehit edilmesinden sonra fitne olaylarında köşesine çekilmiştir. Halk onun bu halinden kendisine söz ettiklerinde Resulullah'ın şu hadisini rivayet etmiştir. "Fitneler çıkacak o zaman da oturanlar ayakta duranlardan, ayakta duranlar yürüyenlerden yürüyenlerde koşanlardan daha hayırlıdır… Kim bir sığınak ya da bir korunak bulursa onunla korunsun." (Müslim Fiten 10) "İmamı Şafii gibi âlimlerin bildirdiğine göre, Ebu Hureyre kendi döneminde ki hadis nakledenlerin içinde hafızası en sağlam olanıdır."  Peygamberimiz ile kısa sure birlikte olmasına rağmen onun hadislerini bu kadar büyük bir sayıda elde edebilmesinin sırrı ve sebepleri şöyle açıklanabilir; 
1. Hz. Peygamberin yanından hiç ayrılmaması ve ona hiç çekinmeden her soruyu sormasıdır. Nitekim Buhari ve Müslim'in naklettiklerine göre Ebu Hureyre "Siz Ebu Hureyre nin çok hadis rivayet ettiğini söyleyip duruyorsunuz. Ben fakir bir kimse idim, karın tokluğuna Peygamberimize hizmet ediyordum. Muhacirler pazarda alışverişle, ensarda kendi malları, mülkleri ile uğraşırken, ben Hz. Peygamberin meclislerinde bulundum; buyurdu ki 'İçinizden kim cübbesini yere sererde ben sözümü bitirdikten sonra toplarsa benden duyduğunu bir daha unutmaz.' Bunun üzerine ben üzerimdeki hırkayı yere serdim ve Peygamberimiz sözünü bitirince de onu topladım. Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki o andan sonra ondan işittiğim hiçbir sözü unutmadım." (Buhari İlim 42.) 
2. si ilme olan tutkunluğu ve Peygamberimizin ona bildiğini unutmaması için dua buyurmasıdır. El Hakim El Nisaburi, Müstedrek 111, 50 de"Bir adam Zeyd Bin Sabit'e gelerek bir soru sordu. O da Ebu Hureyre'ye gitmesini söyledi ve şöyle devam etti; Bir gün ben, Ebu Hureyre ve bir başka sahabi mescitte oturuyorduk. Dua ve zikir ile meşgul idik. O sırada Hz. Peygamber gelerek yanımıza oturdu. Buyurdu ki 'her biriniz Allah'tan bir dilekte bulunsun' Ben ve arkadaşım Ebu Hureyre'den önce dua ettik. Hz. Peygamberde bizim duamıza âmin dedi. Sıra Ebu Hureyre'ye geldi ve şöyle dua etti. 'Allah'ım senden iki arkadaşımın istediklerini ve de unutulmayan bir ilmi dilerim.' Hz. Peygamber bu duaya da âmin dedi. Bizde ey Allah'ın resulü bizde Allah'tan unutulmayan bir ilim isteriz dedik. Peygamberimiz de 'Devsli genç sizden önce davrandı.' Buyurdu. Buhari ilim bahsinde hadise olan tutku babında Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini nakletmiştir. 'Ey Allah'ın resulü kıyamet gününde senin şefaatine nail olacak en mutlu kişi kimdir?' diye sordum. Peygamberimiz buyurdu ki 'Ey Ebu Hureyre senin hadise olan aşırı tutkunluğunu bildiğim için böyle bir soruyu senden önce hiç kimsenin sormayacağını tahmin etmiştim. Kıyamet gününde benim şefaatime nail olacak en mutlu kişi La İlahe İllallah deyip gereğini yerine getiren kimsedir."
3. Ebu Hureyre'nin büyük sahabilerle görüşmesi, onlardan birçok hadis alması ve bu sayede ilminin artıp ufkunun genişlemesidir. (İbni Hacer El Askalani, El İsabe 4-204)
4. Peygamberimizin vefatından sonra uzun süre yaşamış olmasıdır. Bütün bunların neticesinde sahabe içerisinde hadisi en iyi bilen, hadis almada ve rivayet etmede diğerlerinden daha üstün bir duruma gelmiştir. Abdullah İbni Ömer onun cenaze namazında ona Allah'tan rahmet dileyerek 'Hz. Peygamberin hadisini Müslümanlar adına muhafaza ediyordu.' Demiştir" (İbn Sa'd, tabakat 4-340)  Buhari, "Ebu Hureyre'den 800 kadar sahabe ve tabiin âlimleri hadis rivayet etmiştir." Der. (Ebu Hacer 4-205)  Kendisinden 325 hadisi Buhari ve Müslim müştereken, 93 hadisi yalnız Buhari, 189 hadisi de yalnız Müslim sahihlerine almışlardır. (Muhammed Ebu Zehv 134)
Onun hakkında ileri geri konuşanlar olmuştur. Bunun sebebi keyif ve arzulara karşı gelen, dine yönelik hile ve tuzakları sonuçsuz bırakan bir kısım hadislerinden kurtulmak istenmesidir. Bu hücumlar yalan ve zayıf rivayetlere ya da bazı sahih hadislere dayanır. Bu tür insanlar bu tür sahih hadisleri de doğru dürüst anlayamazlar. Bu yüzdende kendi arzuları doğrultusunda heva ve heveslerine göre yanlış yorumlara başvururlar. Bu tür kulaktan duyma sözlerle, zan ile hareket eden, derinlemesine bir araştırma zahmetine katlanmayan, ön yargılı bu tür insanların ihlas ve samimiyetlerine bakmak gerekir. 
Onu eleştirenlerin en büyük dayanakları ise şudur. Hz. Ömer hadis rivayetinden alıkoymuş ve ona "Ya Peygamberimizden hadis rivayetini bırakırsın ya da seni Devs topraklarına sürerim."  (İbni Kesir El bidae 8-106) buna şöyle cevap vermiştir. Ebu Hureyre Hz. Peygamberden naklettiği hadisleri halka öğretmeyi, ilmi gizlemenin günahından kurtulmak için kendisine bir görev sayıyordu. (Buhari İlim 43) Bu anlayış onu çok hadis rivayet etmeye sevk etti. Bu nedenle bir tek mecliste bile Peygamberimizin birçok hadisini naklederdi. Fakat Hz. Ömer halkın her şeyden önce Kuran ile meşgul olmasını, amelle ilgili olanların dışında kalan hadisleri az rivayet etmelerini halkı yersiz bir tevekküle götürecek ruhsat hadisleri ile halkın anlayamayacağı müşkül hadisleri halka rivayet etmeyi uygun görmüyordu.  Bu arada çok hadis rivayet edenlerin rivayet sırasında hata yapabileceklerinden ve benzeri şeylerden de endişe ediniyordu. Bu sebeplerle sahabileri çokça hadis rivayet etmekten alıkoymuş, Ebu Hureyreyi'de sürgün etmekle tehdit etmişti. Çünkü sahabe içerisinde en çok hadis rivayet eden oydu. İbni Kesir merhum bunu naklettikten sonra şöyle der "Bildirildiğine göre Hz. Ömer daha sonra Ebu Hureyre'nin hadis nakletmesine izin vermiştir. (İbni Kesir 8-106, Ebu Zehv 159) 
Mervan'ın yazıcısı Ebu Zualza, Ebu Hureyre'nin hadis rivayetinde ne derece güçlü olduğunu gösteren şu haberi nakleder. "Mervan onu hadis rivayet etmek için davet etmişti.  Beni divanın arkasına oturttu ve bende Ebu Hureyre'nin naklettiklerini gizlice yazdım. Ertesi yıl yine onu davet etti ve ondan hadis rivayet etmesini istedi. Bendende bir yıl önceki yazdıklarımı takip etmemi istedi. Netice de onun bir tek kelime bile değişiklik yapmadan rivayet ettiğine şahit oldum" (İbni Kesir 3-106, Ebu Zehv 162-164)