EŞ/SİZ AHİR ÖMÜR

Kadın, erkeğin gençlikte hayat arkadaşı, orta yaşlarda sırdaşı, yaşlılıkta da doktorudur. Durum böyle olunca insanoğlunun hem arkadaşa, hem sırdaşa hem de doktora her daim ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacını giderebilen insanın hayata tutunması, moral ve motivasyonunun en üst seviyede olması daha kolaydır. Yalnızlık Allah'a mahsustur. Hele bu yalnızlıkta bir de gam varsa, "Duvarı nem, insanı gam yıkar." hesabı, insanın yıkılması daha hızlı olur.
"Gençler grup hâlinde, orta yaşlılar ikişer ikişer, yaşlılar teker teker yürürler." Özellikle yaşlılıkta cancağzını kaybeden erkekler, günümüzde şehir ve apartman hayatının da etkisiyle çok zorlanırlar. Maddi açıdan hiçbir sıkıntısı olmadığı hâlde, manevi açıdan huzursuz olurlar. Bir ses, bir nefes ararlar. Can Yücel'in anlatımıyla:
Yalnızlığa dayanırım da, bir başınalığa asla,
Yaşlanmak hoş değil, duvarlara baka baka.
Bir dost göz arayışıyla,
Saat tıkırtısıyla…
Korkmam, geçinip gideriz biz mutlulukla,
Ama
"Günün aydın, akşamın iyi olsun." diyen biri olmalı.
Bir telefon çalmalı ara sıra da olsa kulağımda.
Yoksa zor değil, hiç zor değil,
Demli çayı bardakta karıştırıp
Bir başına yudumlamak doyasıya.
Ama "Çaya kaç şeker alırsın?"
Diye soran bir ses olmalı ya ara sıra…
Anadolu'da darbımesel hâline gelmiş "Kocası ölen kadın her yere sığar ama karısı ölen erkek hiçbir yere sığmaz." diye bir söz vardır. Durum böyle olunca, hayat arkadaşını kaybetmiş yaşlılarımız parklarda, şadırvanlarda, çay ocaklarında anıların gölgesinde zamanı öğütmeye çalışırlar. Çünkü "Gençler ümitleriyle, ihtiyarlar anılarıyla yaşarlar."
Çoğu yaşlılarımızdan şu sözleri duyarız:
"Yavrum, Allah önce benim canımı, sonra teyzenin canını alsın. Çünkü o her yere sığar ama benim sığmam o kadar da kolay olmaz. Bir de ihtiyarlıktaki en acı şey, o yaşa gelen insanın çoluk çocuğuna, başkalarına sıkıntı vermesini hissetmesidir."
Bunun için sağlığında ve özellikle gençlikte hanımların kadri kıymetini bilmek, kaybettikten sonra onun adına methiyeler düzmekten çok daha makbule geçer.
Dileğimiz, "Bu tek mezarda karı koca yatar; zahmet etmeyin ziyaretçiler, ikimize bir Fatiha yeter." diyebilecek kadar sevgiyle, saygıyla bir yastıkta fani ömrümüzü tamamlamayı nasip etmesidir.
OTURDUM SABAHA KADAR, AĞLADIM HANIM!
Ebediyete gidişimiz beraber olsun derdin,
Şimdi beni ortada bırakıp çekip gidiverdin.
Merak edersen, sensiz ilk gece neyledin?
Oturdum sabaha kadar, ağladım HANIM!
Mutfaktaki bulaşıklara dokunmadım,
Salondaki döküntüleri kaldırmadım,
Kapının ziline basanlara aldırmadım.
Oturdum sabaha kadar, ağladım HANIM!
Balkona oturup geldiğin yollara baktım,
Yalnızlık çok zormuş, içimi ne biçim yaktın.
Sorarsan, sensiz ilk gece neler yaptım?
Oturdum sabaha kadar, ağladım HANIM!
Benim için bir yıldızdın, zamansız kaydın,
Keşke giderken beni de yanına alsaydın.
Sorarsan sensiz ilk gece neler yaptım?
Oturdum sabaha kadar, ağladım HANIM!
Mahir der: Yaşarken bilinmeli kadri kıymet;
Ölünce methiyeler yazsan inan, boşa zahmet.
Sensiz geçen ilk gece, sonrası içinde felaket…
Oturdum sabaha kadar, ağladım HANIM!
* Bu şiir, yaşanmış bir olaydan bir yansımadır.