FARKLI ÜLKELERDE DEPREM İNANIŞLARI

Güneş tutulması, ay tutulması, kuşların ötmesi veya doğal afetlerle ilgili olarak hepimiz büyüklerimizden farklı yorumlar dinlemişizdir. Bu nedenle birlikte yaşayan insanlar arasında kimi zaman korkudan, kimi zaman çaresizlikten, kimi zaman da rastlantılardan doğan bir takım inanışlar vardır. Bunlara batıl inanışlar denir.
Bu inanışlar, ilk insanın var oluşundan günümüze kadar sürüp gelmiş, hatta zaman zaman rağbet de görmüştür. Çoğunun bilimsellikle, akılla, çağdaşlıkla ve dinsel inançla bir ilgisi yoktur. Akılla bağdaşmadıkları hâlde ne yazık ki insanoğlunun gönlünden, beyninden, vicdanından sökülüp atılamamışlardır.
İnanışlar kişiden kişiye değişmekle birlikte ortak yanları da vardır.
Assam (Bangladeş ve Çin'in arasında):
Dünya'nın içinde yaşayan bir insan ırkı vardır. Bu insanlar, yeryüzünde insan olup olmadığını anlamak için zaman zaman yeri sallarlar. Çocuklar sarsıntıyı hissettiklerinde "Yaşıyorum, yaşıyorum!" diye bağırdıklarında, Dünya'nın içindeki insanlar yeryüzünde insan olduğunu anlarlar ve sarsıntıyı keserler.
Sibirya:
Dünya bir kızak üzerindedir ve bu kızağı kullanan kişi Tanrı Tuli'dir. Birkaç pireli köpek de bu kızağı çekmektedir. Köpekler kaşınmayı durdurduklarında Dünya sallanır.
Meksika:
El Diablo isimli bir canavar, Dünya üzerinde dev yarıklar açmaktadır. Bu yarıklar da şimdiki faylardır. O ve şeytansı arkadaşları, yeryüzünü karıştırmak istediklerinde bu dev yarıkları kullanırlar ve deprem olur.
Mozambik:
Dünya yaşayan bir yaratıktır ve problemleri insanlarınkine benzer. Bazen yaratık ateşlenir ya da üşür; biz de titrediğini hissederiz.
Belçika:
Dünya üzerinde yaşayan insanlar aşırı günahkâr olduklarında Tanrı, insanlara gezegenimizi çevreleyen havayı savurmak üzere kızgın bir melek gönderir. Meydana gelen fırtınalar, Dünya'da bir dizi şok şeklinde hissedilen bir müzik tonu yaratır.
Romanya:
Dünya üç direk üzerinde durmaktadır: yardımseverlik, umut ve güven. İnsanoğlu bu öğelerden birini veya birkaçını kaybederse direklerin taşıma gücü azalır ve Dünya sallanır.
Kızılderililer:
Bir gün Chickasaw şefi, Choctaw prensesine âşık olmuş. Şef çok yakışıklıymış; fakat ayağının biri yamukmuş. Bu yüzden de ismi Aksakayak'mış. Daha sonra şef, prensesi istemiş; fakat prensesin babası reddetmiş. Bunun üzerine şef ve ordusu prensesi kaçırmış ve hep birlikte evliliklerini kutlamaya başlamışlar.
Ancak Büyük Ruh çok sinirlenmiş ve ayağını yere hızla vurmuş. Meydana gelen sarsıntı, Mississippi Nehri'nin taşmasına neden olmuş. Böylece düğündeki herkes boğulmuş.
(Mississippi Nehri'nin yanındaki Aksakayak Gölü, 1812 yılındaki Yeni Madrid depreminden sonra oluşmuştur.)
Batı Afrika:
Dünya, büyük bir dağ ile bir devin arasında yatay bir disk şeklindedir. Devin görevi Dünya'yı, karısının görevi ise gökyüzünü taşımaktır. Dev karısına her sarılışında Dünya sallanır.
Hindistan:
Yedi tane yılan, cennetin en alt noktasındaki yedi odayı korumakla görevlidir. Bu gardiyanlar aynı zamanda sırayla Dünya'yı tutarlar. Gardiyanlar görevlerini birbirlerinden devralırken Dünya sarsılır.
İskandinavya:
Tanrı Loki, erkek kardeşinin ölümünden dolayı cezalandırılır ve yeraltındaki bir mağaraya kapatılır. Kafasının üzerindeki bir yılan da durmadan zehirini damlatır. Loki'nin kız kardeşi, bir kapta bu zehiri toplar. Zaman zaman kabı boşaltmak için oradan ayrıldığında zehir Loki'nin yüzüne damlar. Zehir damlalarından kurtulmak için Loki eğilip başını oynattıkça yer sarsılır, deprem olur.
Yunanistan:
Aristoteles ve William Shakespeare'e göre (Henry adlı oyunda), kuvvetli ve vahşi rüzgârlar yeraltındaki mağaralarda tutulmaktadır. Kaçmak için uğraştıklarında verdikleri mücadele depremlere neden olurmuş.
Japonya:
Japon Adaları'nı sırtında taşıyan büyük bir kedi balığı, denizin altında kıvrılmış halde durmaktadır. Tanrı Daimyojin'in kafasının üzerinde çok ağır bir taş olduğundan hareket edemez. Bir ara kedi balığı hareket ettiğinde Daimyojin'in dikkati dağılır ve yer sarsılır.
Orta Amerika:
Dünya, dört köşesinde dört tanrı bulunan kare şeklindedir. Yeryüzünde nüfus arttığında, fazlalığı dökmek için bu kare alanı sallarlarmış.
Türkiye:
Bir kısım insanlar güneş tutulmasının hayra alamet olmadığını düşünerek bunu depreme yorumlarken, bir kısım insanlar da günahların alenen işlenmesinin bu tür afetlere sebep olabileceğini, bu nedenle insanların aklının başına gelmesi için Allah'ın bir ihtarda bulunduğunu düşünmektedirler. Bunun yanında farklı yörelerde farklı inanışlar da mevcuttur.
İnanç ne olursa olsun, Allah Resulü'nün ifadesiyle "En iyi dua tedbirdir." Buyurun, buna inanalım…Ve hemen tedbirli olalım.
TAVSİYE: 50 yıllık birikimimle hazırladığım ve içinde 660 farklı nükteli nasihat barındıran Mahirane Söylemler, Susamak, Depremle Yaşamak, Kazalar Geliyorum Demez ve Hayallerin Peşinde-1 isimli kitaplarımı okumanızı ve evlatlarınıza da okutturmanızı gönülden tavsiye ederim. Bu eserleri, 536 568 11 41 numaralı telefondan bana ulaşarak (her biri 250 TL) imzalı olarak temin edebilirsiniz.