Dünya hayatında, yaşam tarzlarında ki amaçları, gayeleri ve işlemiş oldukları amelleri veyahut ta yapması gerekipte yapmadıklarından dolayı cehennemlik olanlar ve onları bekleyen acı akıbetler ile ilgili bazı ayetler; (1)
Allah’a (cc) ve ahiret gününe inanan, iman eden ve gereklerini yerine getirebilme gayreti içerisinde olan kimseler için hem dünya, hem de ahiret hayatı çok önemlidir. Bu durum ile ilgili bizlere ışık tutan çok sayıda ayet ve hadis vardır. Daha önce ki yazılarımızda da değindiğimiz üzere Hıristiyanlarda ruhbanlar sınıfı oluşmuştur. Ruhbanlar sınıfında ki rahip ve rahibeler evlenmezler, çalışmazlar mal ve mülkte edinmezler. Sebebi ise eşin, çocukların, malın ve mülkün kendilerini dünyaya bağlayacağına ve Allah (cc) tan uzaklaştıracağına inanırlar. Dinimize göre bu düşünceler ve uygulamalar son derece yanlıştır. Şu kadarasını söyleyelim ki Alla (cc) ın helal kıldığı bir şeyi insanların kendilerine haram kılmaları ve nefislerine zulmetmeleri de son derece yanlıştır ve dinimize de aykırıdır.
Yahudiler ise ahiretle ilgili bölümleri çıkarmışlar ve dünya ile ilgili bir takım uydurma şeyleri de eklemişlerdir. Hani görünen köy kılavuz istemez derler. Görünen o ki bunlar adım adım Arzı Mev’ud ideallerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bu Arzı Mev’ud toprakları içerisinde bizim güneydoğumuzda ki altı ilimiz de var. Buraya kadar uzanıyor. İsrail terör devleti bir bakıyorsunuz Suriye’ye saldırıyor. Bir bakıyorsunuz Lübnan saldırıyor. Bir bakıyorsunuz İran’a saldırıyor. Bir bakıyorsunuz Yemene saldırıyor. Bir bakıyorsunuz Katara saldırıyor. Eğer durdurulamazsa yarın sırada hangi ülke var bilemiyoruz. Kudurmuşçasına sağa sola saldırarak yakıyor, yıkıyor, öldürüyor ve işgal ediyor. İnsanlıktan nasibini almamış Netanyahu denilen bu vampirin ne zaman ne yapacağı belli değil. Hem kendisinin hem de soykırımcı devletinin sonu yakındır inşeAllah. Tarihte hiçbir zulüm devleti uzun süreli olarak ayakta kalamamıştır. Yaptığı zulümlerle gittikçe dünyada yalnızlaştıklarının bile farkında değiller. Bir taraftan Mısır’da barış görüşmeleri devam ederken öbür taraftan kudurmuş bir canavar gibi Gazze’ye saldırmaya o evsiz, barksız, aç, susuz, canlarından başka bir şeyleri olmayan masun insanları, ekseriyeti de çocukları öldürmeye devam ediyorlar. Resmi rakamlar ölenlerin sayısının yetmiş binlere dayandığını söylüyor ama bombalanarak yıkılan evlerin altında kalarak ölen ve hala cesetleri bile çıkarılamayanların sayıları iki yüz binlerle ifade edilmektedir. Teknolojin geliştiği bu cağda gözler önünde böyle bir işgal ve katliam olmamıştır. Bunların ahirete inançları olsa idi Filistin de yaşayan insanları kadın çocuk, ihtiyar demeden katledebilirler miydi? Dünyanın gözleri önünde bu işgal ve soykırım olur muydu? O mazlum insanlara, gıda ve ilaç ulaştırmaya çalışan, dünyanın her tarafından her türlü riski göze alarak yola çıkan SUMUT yolcularına, hukuksuz bir şekilde yaptıkları zulümleri reva görmeleri mümkün olabilir miydi? Vatanları ellerinden alınmak istenen, açlık ve ölümle sınanan o mazlum, mağdur insanların yaralarına bir nebze de olsa merhem olabilmek, ablukayı kırabilmek ve gıda/ilaç taşıyan tırların giriş yollarını açabilmek için büyük bir çoğunluğu küçücük teknelerle her türlü riski göze alarak bu yolculuğa çıkan SUMUT yolcularını kutluyorum. Şairin de dediği gibi surda bir gedik açabilme mücadelesi vererek bir çığır açan bu kardeşlerimizden Allah (cc) razı olsun. Sumut yolcularını karşılayanlardan bir gurup, kahramanlarımız geliyor diye seslendiler. Onlardan birisine bir televizyon röportajında sizlere kahramanlar diye hitap edildi ne dersiniz diye sorması üzerine ise o Sumut yolcusu kardeşimizin verdiği cevap çok güzeldi “Bizler Hz İbrahim olayında ki karınca misali üzerimize düşen sorumluluğumuzu yerine getirerek safımızı belli etmeye çalıştık. Bizler kahraman falan değiliz. Esas kahramanlar orada canları ile bedel ödeyerek mücadele veren kardeşlerimizdir” İtalyan uyluklu Sumut gemisi yolcularından bir bayan kardeşimiz; “Teknemize el koyduktan sonra bizi götürerek bir köpek kafesinin içerisine koydular” diyor. Dünyanın başına bela olan, insanlık düşmanı, işgalci, soykırımcı İsrail’in yaptıkları ortadadır. İş işten geçmeden ve daha fazla zarar veremeden bu Siyonist caniler mutlaka derhal durdurulmalıdır.
Bizde ise dünya ve ahiret dengesi vardır. Bizim için dünya hayatı çok önemlidir. Çalışmak zorundayız. Dinimiz alın terini ve emeği övmüştür. Tembelliğe ve miskinliğe ise asla yer vermemiştir. Zira Peygamberimizin “Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünyaya, yarın ölecekmiş gibi de ahiretiniz için çalışınız” hadisi bu konuya ne kadarda güzel ışık tutmaktadır. Yine Peygamberimiz akıllı bir kimseyi şöyle tarif etmiştir; “akıllı kimse odur ki dünyası için ahiretini, ahireti için de dünyasını terk etmeyen kimsedir” Kur’an-ı Kerimin muhtelif ayetlerin de dünya ’ya niçin gönderildiğimiz ve nasıl yaşamamız gerektiği konuların da bilgi ve malumatlar verilmektedir. “Hanginizin daha iyi amel işleyip işlemediğiniz hususunda sizi imtihan etmek için hayatı ve ölümü yarattık. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır” (Mülk 2) “Siz başıboş ve sorumsuz olarak yaratıldığınızı ve tekrar yeniden diriltilerek hesaba çekilmeyeceğinizi mi zannediyorsunuz” (Müminun 115) “Siz iman ettik demekle imanın gereklerini yerine getirmeden ve imtihana tabi tutulmadan cennete gireceğinizimi zannediyorsunuz.” (Ankebut 2) Yarın mahşer günü insanlar cehennemin dehşetini gördükleri zaman biz duymadık, bilmiyorduk demesinler diye de Cenabı Mevla şöyle uyarıyor; “Resulüm! Biz seni ancak bütün insanlara müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Ne var ki, insanların çoğu bunu bilmez” (Sebe 28) “Ey Peygamber! Biz seni, bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı, Allah'ın izniyle Allah'a davet eden bir davetçi ve nur saçan bir kandil olarak gönderdik” (Ahzap 45,46). “Ey insanlar! Peygamberlerin arası kesildiğinde, ‘Bize müjdeci ve uyarıcı gelmedi, dersiniz diye size sorumluklarınızı açıkça anlatacak peygamberimiz geldi’ Şüphesiz o, size müjdeci ve uyarıcı olarak gelmiştir” (Mâide 19). “…O halde yakıtı insanlarla taşlar olan ve inkârcılar için hazırlanmış bulunan cehennem ateşinden kendinizi koruyunuz.” (Bakara 24)
Cenabı Mevla bizleri yarın o yakıcı cehennem azabından uzak “Rabbiniz sizden razı, sizde rabbinizden razı olarak seçkin kullarım arasına katılın ve cennetime girin” Fecr 28) Hitabına muhatap kullarından eylesin.