Dünya da, yaşam tarzlarında ki amaçları, gayeleri, işlemiş olduğu fiilleri veyahut ta yapması gerekipte yapmadıklarından dolayı cehennemlik olanlar ve onları bekleyen acı akıbetler ile ilgili bazı ayetler; (4)
“İnkâr edenler için cehennem ateşi vardır. O gün öldürülmezler ki ölsünler. Kendilerinden cehennem azabı da hafifletilmez. Bizi ve nimetlerimizi inkâr eden her nankörü işte böyle cezalandırırız” “Orada avazlarının çıktığı kadar yüksek sesle feryat edecekler: ‘Rabbimiz! Ne olur, bizi buradan çıkar ve dünyaya geri gönder de, daha önce yaptıklarımızın yerine sâlih ameller işleyelim!’ Allah da onlara: ‘Size, düşünüp öğüt alacak bir kişinin, düşünüp öğüt alabileceği bir ömür vermedik mi? Hem size uyarıcı bir peygamber ile mesajlarımız gelmedi mi? O halde tadın azabı! Artık zalimler için hiçbir yardımcı yoktur’ buyuracak.” (Fâtır 36, 37 )
“Düşünün bakalım, kıyamet günü elleri kelepçeli olduğu için kendini o en kötü azaba karşı ancak yüzüyle korumaya çabalayan kimse, hiç azaptan emin olan kimse gibi olur mu? O gün zalimlere: ‘Dünyadayken kazandığınızın cezasını tadın bakalım!’ denilir” “Onlardan öncekiler de peygamberleri ve getirdikleri mesajları yalanlamışlardı. Bu yüzden hak ettikleri azap, hiç farkına varmadıkları bir yerden tepelerine iniverdi” “Eğer yeryüzünde bulunan her şey tümüyle ve onlarla beraber bir o kadarı da zulmedenlerin olsa, kıyamet günü kötü azaptan kurtulmak için elbette onları verirlerdi. Artık, hiç hesap etmedikleri şeyler Allah tarafından karşılarına çıkarılacaktır” “O gün, dünyada işlemiş oldukları bütün kötülükler gözlerinin önüne konacak ve daha önce alay edip durdukları mahşer, hesap, azap gibi gerçekler onları çepeçevre kuşatacaktır” “Kıyamet günü Allah’a karşı yalan söyleyenleri görürsün, yüzleri kapkara kesilmiştir. Büyüklük taslayanların yeri cehennem değilmidir?” “İnkâr edenler bölük bölük cehenneme sürülecek. Oraya vardıklarında cehennemin kapıları açılacak ve oradaki vazifeliler onlara soracak: ‘İçinizden size Rabbinizin âyetlerini okuyan ve içinde bulunduğunuz şu günle mutlaka karşılaşacağınız gerçeğiyle sizi uyaranlar gelmedi mi.?” Onlar da: “Evet, geldi” diye karşılık verecekler, fakat ne çare ki, iman edip gereklerini yapmayanlar hakkındaki azap kararı artık kesinleşmiş bulunmaktadır” “Onlara şöyle denir: İçinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların kalacağı yer ne kötüdür!” (Zümer 24, 25, 47, 48, 60, 71, 72)
“Onlar kitabı ve peygamberlerimizle gönderdiğimiz bütün mesajları yalanlıyorlar. Yakında gerçeği görecekler!” “Onlara, Ebedî kalmak üzere cehennem kapılarından girin. Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür! (denir).” (Mü’min 70, 76)
“Orada, zakkum ağacı, günahkârların yemeğidir” “İşte hakkında şüphelenip durduğunuz gerçek buydu!” (Duhan sur. 43, 50)
“İşte o gün, içine daldıkları dünya zevki içinde eğlenip oyalanan yalanlayıcıların vay hâline!” “Yanıp kavrulmak için girin şimdi oraya! Artık ateşin acısına ister dayanın, ister dayanmayın; sizin için değişen bir şey olmayacaktır! Çünkü sadece yaptıklarınızın karşılığını çekiyorsunuz!” (Tûr 11, 12, 16)
“Gök yarılıp da, yanıp kızaran yağ gibi kırmızı gül hâline geldiği zaman (hâliniz ne olur?)” “Artık o gün ne insanlara ne de cinlere günahları sorulur” “Günahkârlar simalarıyla tanınır, derhâl perçemlerinden ve ayaklarından yakalanır (da Cehenneme atılıverirler)!” “İşte bu suçluların yalanladıkları cehennemdir” “Şimdi onlar, cehennem ateşiyle kaynar su arasında devamlı döner dururlar” (Rahman 37, 41, 43, 44)
“Defterleri soldan verilenler; ne bedbaht kimselerdir o “ashâb-ı şimâl” “İşte bu hesap ve ceza gününde onlara ziyafetleridir” (Vakıa 41, 56)
“O gün münafık erkeklerle münafık kadınlar, müminlere diyecek ki: “Bizi (de) bekleyin de sizin nurunuzdan biz de faydalanalım!” (Onlar da, onlara:) “(Yapabiliyorsanız) arkanıza (dünyaya) dönün de bir nur arayın!” derler. Derken aralarına, kapısı bulunan bir sur çekilir. Onun iç tarafı ki onda rahmet vardır, dış tarafına gelince o cihetten azap vardır” (Hadîd 13)
“Ey iman edenler! Hem kendinizi hem de ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun! Onun başında, Allah’ın emirlerine asla karşı gelmeyen ve kendilerine verilen her emri eksiksiz yerine getiren son derece acımasız, güçlü ve sert tabiatlı melekler vardır” “Ey inkâr edenler! Bu gün boşuna mazeret ileri sürmeye kalkmayın! Çünkü siz dünyada ne yaptıysanız ancak onun karşılığını çekeceksiniz. (Tahrim 6, 7)
“Cehennemlikler öfkesinden neredeyse çatlayacak! Her bireri oraya atıldıkça cehennem görevlileri onlara: ‘Allah’ın azabından sakındıran bir uyarıcı size gelmemiş miydi?’ diye sorarlar” “Onlar da şöyle derler: ‘Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz’ demiştik.” “Sonra şöyle derler: “Eğer uyarılara kulak vermiş veya aklımızı kullanıp gerçekler üzerinde düşünmüş olsaydık, şimdi bu alevli ateşin yolcuları olmazdık” “İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateştekiler Allah’ın rahmetinden uzak olsun!” (Mülk 8, 9, 10, 11)
“Hayır, (onlar öğüt almazlar.) Aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir ibrettir.” Müddesir 34, 35, 36, 37)