Netanyahu’nun istediği tam da bu muydu?

Netanyahu ve ekibi kendilerinin uydurdukları batıl inançları doğrultusunda, vadedilmiş topraklar ideallerini gerçekleştirebilmeleri için ileride kendilerine engel olabileceklerini düşündükleri ülkeleri sindirme, korkutma, bölme, parçalama ve kendilerine göre dizayn etme planlarını bir bir uygulama alanına koyuyorlar.
Netanyahunun bir konuşmasında “Yapacak çok şey var. Ne için savaştığımızı biliyoruz, kiminle karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz…” yine bir başka sözünde “orta doğuda sınırlar değişecek” demesi her şeyi özetlemektedir. Arzı Mevut, güya vadedilmiş toprakların sınırı; Irak, İran, Suriye, Lübnan topraklarının bir kısmı ve bizimde güney doğumuzda ki altı ilimiz bu haritanın içerisinde. Kudurmuşçasına devamlı da sağa sola saldırıyor. Bir bakıyorsunuz Lübnan’a saldırıyor, bir bakıyorsunuz Suriye’ye saldırıyor bir bakıyorsunuz İran’ a saldırıyor. Filistinli mazlum insanlara reva gördükleri ise herkesçe malum. Şu anda Filistin diye bir devlet yok ve tamamen Yahudi işgali altında. İsrail bu idealini gerçekleştirmek istediği zaman önünde en büyük engellerden birisi olarak da İran’ı görüyor. İran’ın atom bombası üretme çalışmalarını da bildiği için Cumhurbaşkanları da dahil olmak üzere, devamlı suikastlar düzenleyerek ve de İran’ı sürekli tahrik ederek savaş ortamına çekerek imha etmeye çalıştı ve bunda başarılıda oldu. Şu anda Atom Bombası ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, Hindistan, Pakistan, Kuzey Kore ve İsrail’de var ve bir problem yok. İran üretmeye kalktı ve başına gelmeyenler kalmadı. Çünkü İsrail’in amaçları farklı. Teknolojik olarak İran ile İsrail’i kıyaslamak mümkünmü? İran’ın hava ve deniz gücü yok. Sadece füzelerle atış yapabiliyor, onunda ne kadar olduğu ve ne kadar dayanabileceği belli değil. Allah (cc) yardımcıları olsun. İsrail ise her türlü teknolojiye sahip. Tahran üzerine iki yüz savaş uçağını aynı anda saldırıya geçirdi. ABD ve Avrupa ülkeleri her türlü teknolojileri ile yanında. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, dış işleri bakanı ve beraberlerinde bulunanlar, İsrail’in suikastı sonucu bulundukları Helikopter düşürülerek öldürüldüler. Hamas, lideri İsmail Haniye İran'ın başkenti Tahran'da İsrail’in düzenlediği suikast sonucu öldürüldü. İsrail’in İran’a düzenlediği saldırılarda ülkenin en üst düzey üç askeri yetkilisi ile altı nükleer bilim insanı da öldürüldü. Vurulan hedefler arasında İran’ın nükleer tesisleri, füze programı ve askeri karargâhları da yer aldı. İran’ın önde gelen birçok devlet adamı ve İsrail’e karşı mücadele veren birçok insan, İsrail’in suikastları sonucu şehit oldular. İzzettin El Kassani Tugaylarının komutanlarından Ahmet El Cabiri’ de Siyonist İsrail şehit etti.
Malesef islam dünyasında ki başıboşluk, nemelazımcılık ve çürüme devam ediyor. Birlik ve beraberlik yok. Zalimlere karşı tavır ve tepki yok. Yarın sıra bize gelecek endişesi ise hiç yok. Arap liderleri zalimlere karşı tepkiyi bırakın ABD’nin desteğini almak ve koltuklarını koruyabilmek adına nerdeyse İsrail’in ve ABD nin yandaşları haline geldiler. Yahudilere göre Allah onları seçkin bir ırk olarak yaratmıştır. Yahudi olmayanların ise mallarını almanın, çalmanın ve öldürmenin bir mahsuru yoktur. Diğer insanları ise kendilerinin köleleri ve hizmetçileri olduklarını iddia ederler. Nil’den Fırat’a kadar olan toprakları da kendilerine “Vaad edilmiş topraklar” olarak görürler. Bundan dolayı da soykırım yapma haklarının olduğuna inanırlar. İsrail’in bu günkü yaptığı katliamların, işgallerin ve zulümlerin temelinde bu düşünce yatmaktadır. İsrail’in Filistin ile başlayarak bu gün İran halkına karşı yürüttüğü savaş büyük İsrail planın bir parçasıdır. Netanyahu’nun şahsında Yahudilerin, dün ve bu gün yapmış oldukları işgal, zulüm ve katliamların insanlık için ne kadar tehlikeli olduklarının bir göstergesidir.
Herkes biliyor ki ABD ve Avrupa ülkelerini Yahudi lobileri yönetiyor ve yönlendiriyor. Bunu fırsat bilen İsrail çok tehlikeli bir oyun oynayarak arzı mevut ideallerini gerçekleştirebilmek için önünde engel olabileceğini düşündüğü ülkeleri bir bir etkisiz hale getirmeye çalışıyor. Müslümanların içine düşürüldükleri fitne ateşi ise körüklenmeye devam ediyor. Müslüman ülkelerde yaşayanlar ise kral ve sultanların esareti altında, kafalarını bile kaldıramıyorlar. Mısır’da, Suriye ve Irak’ta oynan oyunlara hep birlikte şahit olmaktayız. İsrail uçakları, İran’ı vurmak için Irak ve Suriye üzerinden gidiyor ama ne Suriye’nin nede Irak’ın buna engel olabilme güçleri yok. İran, Suriye ve Irak gibi ülkeler bölünerek yeni devletçikler oluşturulmaya çalışılıyor. Tüm oynanan oyunların temelinde, önümüzde ki günlerde, İsrail’in ideallerini rahatça gerçekleştirebilmesi için güvenliğinin ve devamının sağlanması hesapları yatıyor. ABD ve batının, bizim güneydoğumuzdan bir parça koparılarak orada küçük bir Kürt devleti oluşturma çabalarının temelinde de ileride petrolden daha kıymetli hale gelecek olan İsrail’in su ihtiyacını karşılama ve Türkiye’yi de bölerek küçültme ve güçsüz hale getirme hesapları yatmaktadır. Bu amaçlarını gerçekleştirebilmek içinde yıllarca PKK’yı piyon olarak kullandılar. İsrail İçme suyunun büyük bir kısmını da zaten Suriye’den işgal ettiği Kolon tepelerinden karşılıyor.
Şu anda İsrail’i durduracak bir güç gözükmüyor. Bu gün susanlar bilmiyorlar ki zalimlerin ateşleri sadece mazlumları yakmaz. Ümmetin birliğini sağlamaktan başka çaremiz yoktur. Allah’ın dinine sımsıkı sarılıp kutsal değerlerimizi koruma konusunda eğer gerekli tavrımızı ve tepkimizi ortaya koyamazsak hiç şüphe yok ki bu ateş bizlere de dokunacaktır. Batı ve ABD Orta doğuda varlığını ve sömürgeciliğini sürekli hale getirebilmek için İsrail’i 67 yıl önce bu coğrafya ya getirerek devletleştirdi ve müslümanların da başlarına bela etti. İsrail, yaptığı zulüm ve yanlışlarla bütün dünya müslümanlarını tahrik etmeye devam ediyor. Müslümanlar hep birlikte ayağa kalkarak, güç birliği ile gerekli tavırları, tepkileri ortaya koymadıkça, İsrail’in geri adım atması ve başta Gazze halkı olmak üzere sahipsiz bırakılan müslümanları rahat bırakılması mümkün gözükmüyor.
İsrail İnşallah yaptığı zulümlerin ve döktüğü masum çocukların kanlarıyla boğulacaktır. Tarihte hiçbir zalimin zulmü ebedi olmamıştır. Kur’an-ı Kerim’de İsra sur. 5-8 ayetlerinde özetle “İsrail oğullarına: sizler yeryüzünde fesat çıkararak azgınlık derecesinde kibre kapılacaksınız. Siz fesat çıkarmaya devam ederseniz, geçmişte güçlü kuvvetleri göndererek sizi cezalandırdığımız gibi yine cezalandırırız. Biz cehennemi zalimler için bir hapishane yaptık” buyrulur.