Psikolojik İlk Yardım

Psikolojik ilk yardım, bireyin yaşadığı travmatik bir olayın hemen ardından verilen kısa süreli ve destekleyici bir yardımdır. Uzun süreli bir profesyonel destek hizmeti değildir. Temel amacı; kişinin kendine zarar vermesini önlemek, yoğun stres ve kaygı düzeyini azaltmak, kendini güvende hissetmesini sağlamak ve olayın ilk etkileriyle baş edebilmesine yardımcı olmaktır. Psikolojik ilk yardım, ruh sağlığı uzmanı olmayı gerektirmez. Bir kaza anında, terör saldırısında, doğal afette ya da beklenmedik bir travmatik olay sırasında psikolojik sağlamlığı yerinde olan ya da olaya sadece şahitlik eden herkes bu desteği sunabilir.
Psikolojik ilk yardım, "İzle - Dinle - Bağ Kur" prensibi üzerine kuruludur. Öncelikle ortam ve kişinin durumu gözlemlenir. Fiziksel bir yaralanma olup olmadığı kontrol edilir.Eğer varsa öncelik mutlaka fiziksel sağlığa verilir ve gerekli sağlık ekipleri çağrılır. Yetkililer gelene kadar geçen sürede ise kişi sakinleştirilmeye çalışılır. Yardım istendiği, yalnız olmadığı, güvende olduğu ve destek alacağı açık ve net bir dille ifade edilmelidir.
Bu süreçte teknik anlatımlardan, analizlerden ve nasihatlerden özellikle kaçınılmalıdır. Psikolojik ilk yardım, bir psikoterapi ya da danışmanlık süreci değildir. Amaç çözüm üretmek ya da yaşananları yorumlamak değil kişinin duygusal olarak regüle olmasına yardımcı olmaktır. "Her şey geçecek", "yardım geliyor", "yanındayım" gibi güven verici ve sade ifadeler yeterlidir.
Yardım eden kişinin sakin, ilgili ve nazik bir tutum sergilemesi büyük önem taşır. Bu tutum, karşı tarafa açıkça hissettirilmelidir. İlgi ve dikkat belli edilmelidir.Beden dili özenle kullanılmalıdır. Göz teması, fiziksel mesafe, yüz ifadesi ve mimikler kişinin kendini güvende hissetmesinde belirleyici rol oynar. Kişinin duygularını ifade etmesine alan açılmalı, anlaşıldığını ve ciddiye alındığını hissettirilmelidir.
Travma yaşayan bireyler bazen yardım almak istemeyebilir. Bunun altında travmayı yeniden yaşama korkusu, başkalarına yük olma kaygısı ya da yargılanma endişesi yatabilir. Bu nedenle beklenmedik ya da ani tepkilere saygı duyulmalı, kişi zorlanmamalı ve önyargılardan uzak durulmalıdır.
Özellikle deprem gibi afet ortamlarında psikolojik ilk yardım amacıyla sahada bulunuluyorsa kolay ulaşılabilir ve görünür bir yerde olunmalıdır. Yaşanabilecek zorluklar hakkında bilgi sahibi olunmalıdır. Yardım eden kişi, kendi sınırlarını bilmelidir.Yapabileceklerinin dışına çıkmamalı ve uzmanlık gerektiren durumlarda mutlaka uygun yönlendirmeleri yapmalıdır. Bunun için önceden ilgili uzmanlarla iletişim kurulmuş olması önemlidir.
Psikolojik ilk yardım sürecinde kesinlikle yapılmaması gerekenler de vardır. Eleştiri ve tartışmalara girilmemeli; "İyi olacaksın, boş ver", "Daha kötüsü olabilirdi" gibi yüzeysel teselli cümleleri kullanılmamalıdır. Kişi dinlenmeden tavsiye verilmemeli, kendi deneyimleri anlatılmamalı ve kişi rahatsız eden duygularını ifade ederken susturulmamalıdır.
Unutulmamalıdır ki psikolojik ilk yardım, ilk andaki destek içindir. Olayın ardından kişinin bir psikiyatrist ya da ruh sağlığı uzmanından profesyonel destek alması, iyileşme sürecinin önemli bir parçasıdır. Bu nedenle herkesin psikolojik ilk yardımın ne olduğunu bilmesi, zor zamanlarda birbirimize nasıl destek olabileceğimizi anlamamız açısından büyük bir önem taşır.
Bir insana zor anında eşlik etmek, sadece onun için değil yardım eden kişi için de iyileştirici bir deneyimdir. Ancak yardım her zaman konuşmak, yönlendirmek ya da çözüm sunmak anlamına gelmez. Bazen kişi henüz yardım almaya hazır değildir.Böyle anlarda onun için orada olduğunu hissettirmek, sakince yanında durmak hatta biriyle birlikte susabilmek de güçlü bir destektir. Yardım her zaman sesli olmak zorunda değildir. Önemli olan bu tür anlarda kişileri yalnız bırakmamaktır. Bu nedenle her bireyin gerekli eğitimleri alarak ve okumaları yaparak, yaşamın beklenmedik anlarında psikolojik ilk yardıma hazır olması büyük bir toplumsal sorumluluktur.