Ümit ŞENGÜN-Dilin Önemi

Dil insanlar arasındaki anlaşmayı sağlayan tabii bir vasıta, canlı bir varlıktır. Aynı zamanda da dil; milli kültürümüzün taşıyıcısı, edebiyatımızınsa temel taşıdır.Bundan dolayıdır ki dil olmadan ne kültür ne de edebiyat olur.
Ağzımızda annemizin ak sütü gibi temiz Türkçemize gerçekten hak ettiği önemi veriyor muyuz peki? Dilin milli kültürün aktarıcısı, edebiyatımızın temeli olduğunun idrakinde miyiz? Şahsi fikrim ne yazık ki bu konuya yeterince önem vermiyoruz.  Enkaz haline gelmiş bir memleketten modern, bağımsız ve pırıl pırıl bir cumhuriyet kurmayı başaran   Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi başımıza gelen çeşitli felaketlerden hep dilimiz sayesinde kurtulmuşuzdur. Öyle ise yine O'nun ifadesiyle Türk milletinin kalbi, zihni olan dilimizi yabancı diller boyunduruğundan mutlaka kurtarmalıyız.

Ben bunları söylediğimde bazıları çıkıp yabancı dil öğrenmenin öneminden yahut diğer dillerde de başka dillerden alınmış kelimeler bulunduğundan bahsedebilirler. Onun için öncelikle şunu belirtmeliyim: Yabancı dil öğrenilmesine kesinlikle karşı değilim. 'Bir dil bir insan, iki dil iki insan.'sözüne yürekten inanıyorum. Keşke her Türk çocuğu bir Doğu bir Batı dili olmak üzere en az iki yabancı dil bilse. Kendi payıma bir yabancı dili dahi doğru dürüst bilmemenin ezikliğini yaşıyorum.     

Dilde yabancı kelimeler bulunması hadisesi  doğru bir tespit olmakla birlikte meselenin özünün yeterince kavranamadığını göstermektedir. Dil yaşayan canlı bir varlıktır. Dolayısıyla milletler arası etkileşimin doğal bir sonucu olarak diller arasında kelime geçişi mümkündür. Benim itirazım Türkçe karşılıkları bulunurken en azından Türkçelerinin türetilme şansı varken yabancı kelime kullanımında ısrar edilmesinedir. Halbuki  öylesine  güzel kelimelerimizi bu sakat düşünce ve uygulamalar sonucu yitiriyoruz.

Kafamızı kaldırıp da yaşadığımız çevreye bakarsak nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu görürüz.Sömürgeci güçler dilleri sayesinde şehirlerimizde, cadde ve sokaklarımızda cirit atıyorlar. Nedir Allah aşkına bu yarı yabancı yarı uydurukça dil merakı? Sanki her gün binlerce gezgin (turist) şehrimize akın ediyor da dükkan isimleri o sebeple yabancı(!) Son günlerin çok söylenen sözüyle velev ki öyle olsun ne yazar. Madem benim ülkeme geliyor meramını anlatabilecek kadar Türkçe öğrensin canım. 

Ne kadar acıdır ki birkaç kelimenin dışında yabancı dil bilmeyen vatandaşların yanısıra kendilerini ulusalcı,ümmetçi diye adlandıranlar da bu duruma yeterince tepki göstermiyorlar.
Bu vahim durumu yıllar öncesinden sezerek bu tehlikeli gidişe dur demek için çırpınan profesörlerimize, gerçek manada halktan kopmamış aydınlarımıza,  Karamanoğlu misali devlet büyüklerimize,sanatçılarımıza, Oktay Sinanoğlu gibi bütün dünyanın tanıdığı bilim adamlarımıza geç de olsa kulak vermenin elzem olduğunu bir kez daha acizane haykırmak istiyorum.
Milletimizin geleceğini elleriyle şekillendiren ve Atatürk tarafından ikinci büyük ordu diye övülen eğitim ordusuna da çok büyük görevler düşmektedir. Öğretmenlerimiz Gözbebeğimiz olan yavrularımıza Türk dilini sevdirmeli, Türk dilinin dünyadaki en zengin, en güçlü ve üç yüz milyon soydaşımızın konuştuğu en köklü dillerden biri olduğu gerçeğini anlatmalı  ve onları bu bilinçle yetiştirmelidir. Herkes Türkçe konuşmalı, Türkçe düşünmeli,Türkçe sevmeli ki ümidimiz Türkçe olsun. Eğitim ordusu, geçmişte büyük medeniyetler kurmuş milletlerin dillerini kaybettikleri için tarih sahnesinden nasıl silindiklerini bugün sadece müzelerdeki birkaç çanak çömlekten ibaret kaldıklarını(Hititler gibi) işleyerek dil bilincinin yerleşmesini mutlaka sağlamalıdırlar.
Ne de olsa Türk demek Türkçe demektir; Türk milletindenim diyenler her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Öyle ise Ne Mutlu Türk'üm Diyene!