Zalim Kral Nemrut İcraatı ve Akıbeti -6-

Firavun 
Firavun; Eski Mısır krallarının oğludur. Eski Mısır inancında firavun, hem kral, hem de tanrının oğlu ve dolayısıyla tanrıdır. Firavun, yeryüzündeki düzenin koruması ve devamından sorumludur. Dini hayatta en önemli ve yetkili kişidir.
Mısır firavunları; Tanrı Amon'un yeryüzündeki (ikiner ben) olduğu, onun izniyle yönetime geldiği, firavunları yönlendiren yüce tanrı ve firavunların yönlendiren yüce tanrı ve firavunların gerçek babası olduğu kabul edilir. Firavun soyunun saflığını korumak için firavunların kendi kız kardeşiyle evliliği oldukça sık uygulanıyordu.
Firavun unvanı, M.Ö. 2400'lerden itibaren kullanılmıştır. M.Ö. 2080-1785 döneminde tanrı Amon Re'den itibaren firavunlar, onun oğulları sayılmıştır. M.Ö. 1570'den itibaren Mısır'da Hz. Yusuf zamanında I Ramses, ondan sonra II. Ramses ki onun döneminde Hz. Musa, onun sarayında büyümüştür. O devirlerin en zalimi olarak bilinen firavunu, II. Ramses'dir.
Hz. İbrahim Mısır'da
Hz. İbrahim, Nemrud'un şerrinden kurtulmak için Harran'dan Şama, oradan Ürdün'e, daha sonra Mısır'a gitti. Hak davadan vazgeçmediği için her yerde her görüldü.
O sırada Mısır'da Firavun Totis, görevdeydi. Mısır firavunlarının ilki olarak bilinir. Babasını öldürüp tahtına oturmuş bir zalimdir. Mütegallibe, zorba, atılgan, korkunç, diddetli ve cezası şiddetli merhametsiz bir firavundur. Akrabalarını, ev halkını, amcasının oğullarını, hizmetçileri, hatta kahinleri ve hekimleri bile öldürmekten çekinmemiştir.
Firavun Totis'in asıl adı Sinan b. Eşel idi. Meşhur zalim Dahhak'ın kardeşidir. Mısır'da onun tarafından idareye getirilmiştir.
Hz. İbrahim, karısı Sare ile Mısır'a varınca giriş kapısında vazifeliler, onun güzelliğine hayran olup Firavun Totis'e haber verdiler. "Şarktan gelen grubun içinde bir güzel kadın var ki tam sana layık" dediler.
Firavun, vezirini göndererek o yabancıları huzuruna çağırdı. Kim olduklarını, nereli olduklarını, niçin geldiklerini sordu. Sonra Hz. İbrahim'e "O kadın kim?" diye sordu. O da Sare benim dese kendisinin öldürüleceğinden endişe etti.
Firavun, onu görmek istedi. Hz. İbrahim, learktu. Yüce Allah, Firavun'un Hz. Sare'ye bir şey yapamayacağını bildirdi. Bunun üzerine Hz. İbrahim, karısı Hz. Sare'ye olanları anlattı.
Hz. Sare Firavun'un huzuruna girince Firavun ayağa kalktı. Hz. Sare, hemen abdest alıp namaza durdu. Sonunda: "Ey Allahım, ben sana ve peygamberine inandım. Kadınlığımı da kocamdan başkasına karşı hep korudum. Sen, beni şu kafirden koru" diye dua etti.
Firavun, Hz. Sare'ye elinin uzatmak istedi. Eli tutula kaldı. Anladı durumu. "Allah'ına dua et de elimi salsın. Sana zarar vermeyeceğim" dedi. Eli serbest bırakılınca tekrar elini uzattı. Bu defa öncekinden daha şiddetli olarak eli tutuldu. Firavun yine yalvardı. Hz. Sare, Ey Allah'ım, eğer bu sözü doğruysa elini bırak" diye yalvardı. Firavun'un eli bırakıldı. Derhal muhafızlara seslendi:
Siz bana bir insan değil, bir şeytan getirmişsiniz. Onu götürüp İbrahim'e verin. Ülkeden de derhal çıkartın" dedi.
Hz. Sare'ye Hz. Hacer'i de hizmetçi olarak verdi. Kıymetli elbiseler hediye etti.
Firavun, Hz. Sare'ye tekrar sordu.
Hz. Sare, "Kocam ve akrabam olur" dedi.
Firavun, "Ama senin kız kardeşi olduğunu söylemişti.
Hz. Sare de "Doğrudur. Ben onun dinde kardeşiyim" diye cevap verir.
Firavun'un kızı Hurya da Hz. Sare'ye hayrandı. Onu en güzel şekilde ağırladı. Kendisine mal ve mücevherler hediye etti. Onları Hz. İbrahim'in yanına götürdü. Hz. Sare, olan biteni anlattı. Hz. İbrahim, yapılan hediyeleri kabul etmemesini istedi. O da götürüp Hurya'ya ifade etti. Cariyelerin en güzeli olan Hacer'i ise kabul etmek zorunda kaldı.
Hz. İbrahim, Firavun'un şerrinden dolayı Şam'a dönmek üzere Mısır'dan ayrılmak istedi. Firavun'un kızı Hurya, onlara yol azığı olarak helvalar, tatlılar, ekmekler yaptı. Pek çok yiyecek hazırladı. Onları sepetlere doldurdu. Her sepetteki helvanın altına kıymetli mücevherler, bilezikler yerleştirildi.
Hz. Sare veda etmek için geldiğinde Hurya "Bunları azık edersin" diyerek elindekileri uzattı. Hz. Sare de eşine danıştı. "Yiyecekse al" deyince Hz. Sare, sepettekileri alıp vedalaşarak kocasının yanına döndü. Hz. İbrahim, Hz. Sare ve Hz. Hacer ile birlikte Mısır'dan ayrıldılar.
Epeyce yol gittikten sonra Hz. Sare, azıkları açmaya başladı. Sepetteki altın ve ziynetleri görünce durumu Hz. İbrahim'e bildirdiler. Hz. İbrahim de onların bir kısmını satıp bedeliyle bir kuyu kazdırdı. Bir kısmını da hayır ve iyilik yollarına harcadı.
Hz. İbrahim'in bundan sonraki hayatını ele almak istemedik. Onun Nemrud ve Firavunlar döneminde yaşadıklarıyla konumuzu sınırlı tuttuk.