Millet olarak ihtiyacımız olsun olmasın yardım kelimesini duyduğunda koşuyoruz. Bu nokta da maalesef zafiyetimiz var.  Merkez ilçe kriz merkezi önü ana baba günü. Yardım dağıtımı yapılıyor. Kimin sırası geldiği belli değil. Kimsesi olmayan hakkını aramayan okuma yazması olmayan bayanlar var. Dolaysıyla onlar işlerini takip etmekte zorlanıyorlar. Bir taraftan depremin verdiği acı diğer taraftan başkasının yardımına muhtaç olma, kendi işini kendisi takip edememe durumu da sanki ikinci bir afet gibi. Allah kolaylık versin diyoruz…
Kriz merkezine, Bolu'nun merkez köylerinden yaşlı bir amca geldi. Evi orta hasarlı imiş. Ne yapması gerektiğini soruyor. Memur arkadaş gerekli bilgiyi veremiyor. Fakat iletişimde bir aksaklık var. Memur bey, Amca; ''Elindeki kâğıda göre devletin kendisine ne yapabileceğini öğrenmek istiyor''  dedim. Yaşlı amca da ''Evet'' onu diyorum dedi. Anladım ki, herkesin anlayacağı dilden konuşmak lazım. Çünkü bir takım kelimeleri ilk defa duymuş olabilirler ve bu sebeple anlamakta güçlük çekmeleri gayet normal bir durumdur.
Bu konuda şahit olduğum bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Yıllar önce Çorum'da bir hastanede anneme kemik testi yaptırmak için sıra bekliyorum. İçeri de yaşlı bir teyze de test yaptırıyor. Test yapan görevli genç bir bayan. Belli ki yaşlı teyzeyle tam anlaşamıyorlar. Görevli bayan yaşlı teyzeyi  ''Hanım sağa dön, hanım sola dön '' diye uyarıyor. Perde arkasından gelen sesten yaşlı teyzemizin söylenenleri yapamadığını veya tersini yaptığını anlıyoruz. Bir ara görevli genç bayan dışarı çıkınca, ''Hanım efendi,  kusura bakmazsanız yaşlı teyzeye hanım sağa dön, hanım sola dön değil de,  teyze bak şu tarafına dön, bu tarafına dön derseniz daha kolay anlaşırsınız.  Hem de sizi yormaz. Resmi anlamda sizin konuştuğunuz doğru ama ben köy çocuğuyum belki de teyze hanım kelimesine alışkın değil. Köyde hiç kimse ona bu kelimeyi kullanmadığı için farklı algılıyor hatta heyecanlanıyor. Netice de iletişim bozukluğu yaşanabiliyor'' dedim. Görevli arkadaş, ''Bildiğimin öğretmeni, bilmediğimin öğrencisiyim ' hesabı, uyarılarıma alınganlık yapmadan uydu. Test yaptırmak için içeriye giren anneme teyze diye hitap etti. İletişim de sorun yaşanmadı. Boşuna dememişler, ''Akıl, tecrübeye muhtaçtır'' diye…
Kriz merkezinin ilan panosunda, kira yardımının geçici olarak durdurulduğu ve ayni yardımların birkaç gün sonra dağıtılmaya tekrar başlanacağı yazıyor. Yazıyor yazmasına da gel vatandaşa anlat. Tabiri caizse vatandaş kriz merkezine her gün hücum ediyor. Böyle durumlarda ''kimsesi olmayan garibanlar yardım alamıyor, bunun aksine dış görünüşünden zengin olduğu tahmin edilenler yardım alıyorlarmış…'' türü yalan yanlış fısıltı haberler kulaktan kulağa hızla yayılıyor. Bu tür fısıltı haberler vatandaşla görevlilerin zaman zaman tartışmasına sebep oluyor.
Afet sonrasında özellikle erzak dağıtımında mahallesini iyi tanıyan herkese adil davranan muhtarlara çok görev düşüyor. Bu durum afetler öncesinde çok iyi değerlendirilmelidir.
*     
Sevdiğim söz: ''İnsan hayatta iki şeyi iyi bilmeli. Haddini ve hesabını'' (M. Akif)

SON DAKİKA
Hiç sığmazdı yere göğe
Artık binmişti iyice çeneye
Kızar idi ufak tefek her şeye
Takati kalmamıştı çekilmeye
………………………………...,
Baktım uzanmış yatıyor yerde
Ne kadar da sakinleşmiş diye
Kalmadı ki söylemeye
……………………..,
Masumca baktı gözlerime
Sanki hakkını helal et dercesine
Meğer hazırlanıyormuş, 
Emaneti sahibine vermeye
………………………,
Hani çok kızıyordum
Hiç helal etmeyecektim hakkımı
Eksik etmeyecektim ardından bedduamı
Lakin o son bakış alt üst etti dünyamı
Ve geri aldım tüm beddualarımı
……………………………………......,
Şimdi artık her vakit dua ediyorum
Rabbim uzak kılsın ondan narını