Her dönemin kendine has güzelliği vardır. Her dönem zamanına göre değerlendirilmelidir. Ama geçmiş dönemler yok olmamalı, gelecek kuşaklara aktarılmalıdır ki yeni dönemi inşa ederken temeli sağlam olsun. İşte bu bağlamda İstanbul da ikamet eden sevgili öğrencim, okurum Ahmet Uysal Beyin omurgasını oluşturduğu makalemi sizlerle paylaşmak istiyorum. Biraz geçmişi yâd edelim. Muhtemelen çoğu cümleyi aile büyüklerinden duymuşsunuzdur. Umarım zevkle okurken aynı zamanda geçmişe yolculuk yaparsınız.
* Sabah namazını kılınca çıkarız.  Eskiden işler sabah namazına göre ayarlanır, namazdan sonra yatılmazdı.
* Bizim evin çardağında oturup çay içelim. Komşuluklar doya doya yaşanırdı.
* Tek depo ile memlekete gittim geldim. Valla bu araba hiç yakmıyor. Birazcık abartı olurdu.
* Biz alış verişi hep aylık yapıyoz. Veresiye yazdurup harmanda ödüyoruz. Kredi kartları ve marketler yokken bakkallar revaçta idi. Hatta borç para bile alınırdı.
* Gız karı, senin saklu çıkıda süt yoğurt paran vadu. Az borç ver heri. Kurbanda verürüm. Eşler arasında  borç alınırdı.
* Akşam ezanı okununca evde ol oğlum. Akşam ezanı çocuklar için kırmızıçizgi idi.
* Karanlukta dışarıya sıcak su dökme. Besmelesiz kıymıklara basma. Ecinci çarpar. 
* Ben faizden çok korkarım. Emanetler ekseriya Türk parası olarak verilirdi.
* Borsa, bitcoin nedir bilmem ben. Haydan gelen huya gider.
* Ben o telefonu hiç kullanamıyorum. Kullanabilsem en iyisini alurum valla.
* Bizim televizyonun tüpü bitmiş. Ajansları dinleyemiyorum.
* Bizim evin lambası 14 numara. Ay gibi ışıtıy. 5-9-14 numara cam vardı.
* Bu aralar bizim evin telefonu bozuk, göbeller arayamıyo.
* Ben gurbete kız vermem. Gözümün ö/nde olacak. Yarın bize bakar
* Akrabadan kız alınmaz. Git yedi kat ilden al. Akraba ile düşman olunu.
* Biz yabancıya kız vermeyiz. Bildiğimiz olacak.
* Emekli olursam buralarda durmam. Doğru köye göçerim.
* Bana doğruları söyle masal okuma. Lafı geveleme dünür.
* Az önce arayan kimdi, ne soruyor? Merak daima zirve olurdu.
* Kaç para maaş alıyon? O parayı nasıl harcıyonuz. Bitmez.
* Lan bu hocalar çok maaş alıyomuş. İmam - Öğretmen daima merak edilir.
* Bizim göbele ev alırken çok yardım ettik. Gururla anlatılır.
* Biz olmasak bu göbeller şeerde geçinemezle. Açlıktan ölüle.
* O sana her şeyi anlatır, bi ağzını ara bakalım karı. Gönü vamı kocaya vamaya.
* Lan ben ölüsem sen kırkımı beklemeden evlenüsün. Hiç güvenmiyom.
* Hadi erken yatın, sabah tarlaya gideceğiz.
* Otobüste yolculukta bakım iyiydi. Kökü yarım bardak çay.
* Doktora gitmeye gerek yok biraz uzanayım geçer.  
* Aynısından bende de vardı, bozuldu. Kıyaslama.
* Senin hastalığın aynı benim hastalıktan. Bende bi hap var onu yut bi şeyin kalmaz.
* Hiç madam almıyor valla zorunan yiyom.
* Çay harareti alır. İç bi daha. Doldur karı. Bide zor çayı içte bırak. 
* Bizim ne zaman çıkacağımız belli olmaz. (İstemiyorsa)
* Valla bizim bibekler yapmaz. (korumacı)
* Olsa inan vermez miyim. (vermek istemeyince)
* Karı şere gidince bi lokantaya gidelim. Malımızı yiyelim. Göbelle yiyo ya.
* Ben askerde çok rahattım. Komutan kendi işlerini hep ba yapturudu.
* Bu son fiyat bi gram aşağısı olmaz.
* Bu işi kolay atlattık. Bi dilenciye para vermeli.
* Babamdan bizi ayırdığında sade bi kat yatağımız, iki bakır sahanımız vardı.
* 1.2.3 TİP!
NOT: 27.11.2023 Pazartesi Günü (Bugün) saat 11:00'de Çorum kitap fuarında belediye standında ''Mahirane Söylemler / Susamak ve Depremle Yaşamak'' kitaplarımı imzalayacağım. Bekleriz…
TEBRİK: Başta canım kızım Büşra'm, gelinim Kübra'm, oğlum Talha'm olmak üzere, görevini en iyi yapmaya çalışan tüm öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ en kalbi dileklerimle tebrik eder, ölenlere rahmet, emeklilere sağlık sıhhat ve afiyetler dilerim.