Ey oğul;
Mal mülk için bir­bir­le­ri­ne küs olan­la­ra şa­şı­yo­rum. Çün­kü çok ma­la dün­ya­da da­mat­lar ahi­ret­te ise kurt­lar se­vi­nir. Özel­lik­le ai­le ef­ra­dıy­la mal mülk için küs­me­me­ye özen gös­ter oğul.
*
Ey oğul;
Yaş­lı an­ne ba­ba­nı (ebe - de­de­ni) sık sık ara. Çün­kü se­nin se­sin on­la­ra güç kuv­vet ve­rir. Ve ko­nuş­muş sa­yı­lır­sın ara­dı­ğın­da ço­ğu za­man ula­şa­ma­san da oğul.
*
Ey oğul;
Ço­cuk­la­rım iş güç sa­hi­bi ol­sun he­men emek­li olu­rum di­yen in­san ya yor­gun­dur ya da kır­gın­dır. Sen in­san­la­rı yor­ma­ma­ya (ama iş ge­re­ği yor) ve kır­ma­ma­ya özen gös­ter oğul.
*
Ey oğul;
Dün bi­re­bir soh­bet­te iken yer­di­ği­ni, bu­gün top­lum­da abar­tı­lı ola­rak öven in­sa­na aman dik­kat et. Çün­kü men­fa­at zir­ve yap­mış­tır oğul
*
Ey oğul;
İn­sa­na en çok do­ku­nan ve ko­lay ko­lay af­fet­me­ye­ce­ği hu­sus adam ye­ri­ne koy­du­ğun ta­ra­fın­dan adam ye­ri­ne ko­nul­ma­mak­tır. Onun için se­ni adam ye­ri­ne ko­ya­nı sen de adam ye­ri­ne koy oğul.
*
Ey oğul;
Unut­ma yap­tı­ğı iş­te sa­mi­mi olan­lar da­ha ko­lay kı­rıl­gan olur­lar. Onun için bu tür in­san­la­rı kır­ma­ma­ya da­ha çok özen gös­ter. İh­ti­mal­dir ki dua ve bed­du­ala­rı­nın ka­bul ol­ma ola­sı­lı­ğı da­ha çok zi­ya­de­li­dir oğul. 
*
Ey oğul;
Kü­çük şe­hir­de gör­me­ye ça­lış­tı­ğın yet­ki­li­le­ri, bü­yük­şe­hir­de ça­yı­nı içer­sin ve is­te­di­ğin de fark­lı mekânla­ra ge­çer­sin. Onun için he­de­fin var­sa bü­yük­şe­hir­le­re yel­ken aç oğul.
*
Ey oğul;
Ana­do­lu'nun üc­ra kö­şe­sin­den çı­kan bi­zim ne­sil, ev ki­ra­sı yol pa­ra­sı de­yip bü­yük­şe­hir­den kork­tu. Ama biz ço­cuk­la­rı­mı­zı kor­kut­ma­ya­lım. Bı­ra­kın git­sin­ler oğul.
*
Ey oğul;
Ata­ca­ğın im­za­ya (söz­leş­me, se­net vb) dik­kat et. Dik­kat ki son­ra ar­ka­sın­da ba­şın dik, el­le­rin yan­da du­ra­bi­le­sin oğul.
*
Ey oğul;
Ne ka­dar ener­jin olur­sa ol­sun, kü­çük şe­hir­de za­man­la bit­me­ye, bü­yük­şe­hir­de ise za­man­la zir­ve­ye doğ­ru gi­der oğul.
*
Ey oğul;
Av­ru­pa ilim­le bi­lim­le fen­le uğ­ra­şır. Biz­de eşi­miz­le dos­tu­muz­la kom­şu­muz­la me­sai ar­ka­da­şı­mız­la uğ­ra­şı­rız. Dur­ma­dan açı­ğı­nı ara­rız. Sen açık ara­yan­lar­dan de­ğil açık ka­pa­tan­lar­dan ol­ma­ya ça­lış oğul.
*
Ey oğul;
Genç­lik­te gü­nü dü­şü­nen da­ire­nin (ai­le­nin) dı­şı­na, ge­le­ce­ği dü­şü­nen ise da­ire­nin içi­ne ön­ce­lik ve­rir. Sen gü­nü de­ğil ge­le­ce­ği dü­şü­nen­ler­den ol­ma­ya ça­lış oğul.
*
Ey oğul;
Kıs­kanç­lık öy­le bir has­ta­lık­tır ki, al­tı­nı ba­kır gös­te­rir. Sen sen ol al­tı­nı al­tın ola­rak gör­me­ye ça­lış oğul
*
Ey oğul;
Ba­şa­rı­yı zıt gö­rüş­te­ki dost­lar tak­dir eder­ken, ay­nı gö­rüş­te­ki dost­lar (!) da­ha çok giz­li­den kıs­ka­nır­lar­mış. Sen dost­la­rı­nın ba­şa­rı­sı­nı kıs­kan­ma oğul
*
Ey oğul;
Özel­lik­le li­se­le­ri­miz­de öğ­ren­ci­le­re okul ders­le­ri ka­dar ha­yat der­si ve­ril­me­si ge­re­kir. Çün­kü okul ders­le­ri­nin tı­kan­dı­ğı yer­de ha­yat der­si yol gös­te­rir. Okul­lar­da­ki o boş­lu­ğu sen ev de dol­dur­ma­ya ça­lış oğul.
*
Ey oğul;
Şu dün­ya­da her yü­rü­yen düş­me­ye her dü­şen de aya­ğa kalk­ma­ya aday­dır. Onun için ne dü­şe­ne oh ne de kal­ka­na tüh de­me­ye­sin oğul.
*
Ey oğul;
Unut­ma; te­miz olan­lar ha­lı­nın al­tı­nı te­miz gö­rün­mek is­te­yen­ler ise ha­lı­nın üs­tü­nü sü­pü­rür. Sen ha­lı­nın hem al­tı­nı hem de üs­tü­nü sü­pür oğul.
*
Ey oğul;
İşin ne ka­dar acil ve önem­li olur­sa ol­sun ama her za­man  bi­rin­ci ön­ce­li­ğin ço­cuk­la­rı­nın ka­za­la­ra ve di­ğer teh­li­ke­le­re kar­şı gü­ven­li­ği ol­sun.  Çün­kü bu hu­sus ba­zen yan­gın, ba­zen bo­ğul­ma, ba­zen tra­fik ka­za­sı, ba­zen kay­bol­ma ola­bi­lir. Bir an­lık gaf­let fe­la­ke­te dö­nü­şür de ömür bo­yu vic­dan aza­bı çe­ker­sin oğul.