M.BURAK YALÇIN

Memur-Sen İl Temsilcisi Ali Yıldız, bazı kaymakamların din görevlilerinin toplantılara katılarak onlara hakaret ettiğini iddia etti. Yıldız, bu kaymakamların emredici, onur kırıcı sözlerden kaçınmaları gerektiğini söyledi.  

Memur-Sen İl Temsilciliği, Aralık ayı il divan toplantısı gerçekleştirdi.

Bugün sendika binasında gerçekleşen toplantıya Memur-Sen İl Temsilcisi Ali Yıldız ve ilçe temsilcileri katıldı.

Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan toplantıda Memur-Sen İl Temsilcisi Ali Yıldız bir konuşma yaptı.

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ PROTESTO EDİYORUZ’

Ali Yıldız, konuşmasının başında İstanbul Sözleşmesinin aile yapısına zarar verdiğini belirterek, “İstanbul Sözleşmesini protesto ediyorum. Bizim aile yapımıza ters olan, aile yapımızla bağdaşmayan, Avrupa’nın kokuşmuş aile düzenini bize itaat etmeye çalışanları tekrar uyarıyoruz. Bize uymayan bu sözleşmenin kaldırılarak tekrar bize ait bir elbisenin biçilmesini ve giydirilmesinin daha uygun olacağını düşünüyoruz. Daha fazla aile faciaları yaşanmadan, İstanbul Sözleşmesini ortadan kaldırarak toplumun temel dinamiği olan ailemizi koruma altıma almamız lazım. Bu anlamda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın aile temalı Mevlid-i Nebi haftasını kıymetli buluyoruz” dedi.

‘MÜSLÜMANLAR BİR OLMADAN ZALİMİN ZULÜME KARŞI KOYAMAYIZ’

Yıldız, konuşmasının ikinci bölümünde ise dünyada müslümanların yaşadığı zulme değindi.

2019 yılında da Filistin, Suriye, Doğu Türkistan, Arakan ve Myanmar'da müslümanlara zulüm, işkencenin devam ettiğini dile getiren Yıldız, şunları söyledi: “Doğu Türkistan’daki Çin zulmünün bitmesini müslümanların birlik beraberlik içerisinde yaşamasını bu temennilerimizle dile getirmek istiyoruz. Kesinlikle müslümanlar bir olmadan, İslam Birliğini kurmadan şartlar ne olursa olsun zalimlerin zulmüne karşı koyamayacağız.”

‘BİZ BU KAYMAKAMLARI DA DEŞİFRE EDERİZ AMA…’

Bazı kaymakamlar, muhtarlar ve cami dernek yöneticilerini de uyaran Yıldız, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bazı kurum idarecilerimiz ile ilgili sıkıntılar yaşanmaktadır. Bazı kaymakamlar bazı din görevlilerin toplantılarına katılarak onlara hakaret içeren sözler sarf ettiği, bu anlamda devlet adamına yakışmayacak cümlelerin kurduğuna dair duyumlar aldık.  Konuyu Vali beye de ilettik. Biz bu isimleri de deşifre ederiz ama bizim milletin hassasiyetlerinin bilinci sorumluluğu gereği bunları şimdilik muhafaza ediyoruz. Bütün kurumlar himayesi altında bulunan memurların kurum idarecileri, amirleri değildir. Onlara eski Türkiye’nin dilini, tortularını oluşabilecek davranışlardan uzak durmasın lazım. Emredici, onur kırıcı sözlerden kaçınmaları lazım. Tehdit dilini kabul etmiyoruz. Özellikle din görevlilerine yapmalarını hiç kabul etmiyoruz.

‘CAMİ DERNEK YÖNETİCİLERİ CAMİNİN PATRONU DEĞİLLER’

Cami derneklerinde bu yıl içerisinde karşılaşmış olduğumuz birçok sıkıntılar var. Cami dernek yöneticilerini de buradan uyarıyoruz. Camilerdeki dernekler cami görevlilerin amirleri değildir. Caminin patronu değildir. Camilerde fitnenin çıkmasına sebep olacaksa bu dernek yöneticileri bunun gereğini yapmaktan da geri durmayacağız. Aynı şey muhtarlar içinde geçerlidir.”