Hitit Üniversitesi (HİTÜ) Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Aysel Kocagül Çelikbaş, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedavisi sonrası iyileşen ağır hastaların en büyük motivasyon kaynakları olduğunu söyledi.

Kovid-19 salgınıyla mücadelede en ön safta yer alan doktorlar, salgına karşı adeta savaş veriyor. Bu savaşın içinde yer alan doktorlardan Prof. Dr. Çelikbaş, yaşadıkları zorlu süreci AA muhabirine anlattı.

Salgınla mücadelenin maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyularak başladığını belirten Çelikbaş, "Bütün eğitimlere, uyarılara rağmen insanlar maskeyi süs gibi kullandı. Maskeler hep çene altında takıldı, ağız kapansa burun dışarıda bırakıldı. Maskeyle sürekli yaşamak zor bir şey ama biz sağlık çalışanları dokuz aydır maskeyi suratımızdan hiç çıkarmadan yaşıyoruz. Son dönemde artık olay iyice alevlendiği için herkes daha ciddi şekilde maske takıyor." diye konuştu.

"İnsanların uyguladığı ufacık bir tedbir iş yükümüzü oldukça azaltacaktır" 
İnsanların salgınla ilgili Sağlık Bakanlığının belirlediği kurallara uymasıyla sağlık çalışanlarının yükünün azalacağına inandığını dile getiren Çelikbaş, şöyle devam etti:
"Sağlık çalışanı arkadaşlarımız bu süreçte çok zorlandı. Enfekte oldular ama diğer insanlar gibi evde yatıp dinlenme süreleri çok uzun olamadı. Testi negatife döner dönmez tekrar göreve döndüler. Bu süreçte, Kovid-19'u geçirdikten sonra halsizlik, eklem ağrısı, kas ağrısı gibi rahatsızlıklar uzun süre devam ediyor. Buna rağmen sağlık çalışanları görevlerinin başında, işlerine geri döndü. 36 saate kadar nöbet tuttular. Hastaları iyi etmek adına kendileri hasta oluyor hatta ikinci kez enfekte olan sağlık çalışanları var. İnsanların uyguladığı ufacık bir tedbir, maskeleri takmaları, belli bir mesafeyi korumaları bile iş yükümüzü oldukça azaltacaktır." 
Prof. Dr. Çelikbaş, virüs nedeniyle bazı sağlık çalışanlarının hayatını kaybetmesinin sağlık çalışanlarını korkuttuğunu belirterek, buna rağmen taviz vermeden insan hayatını korumak için canla başla çalışmaya devam ettiklerini söyledi.

"Hastanın düzeldiğini görmek bizim için çok ciddi motivasyon oluyor"
Ağır hastaların iyileşme sürecine şahit olmanın en büyük motivasyon kaynaklarından olduğuna işaret eden Çelikbaş, "Hastanın düzeldiğini, oksijen ihtiyacı olmadan tuvalete gidebildiğini, yemek yiyebildiğini görmek bizim için çok ciddi motivasyon oluyor. Ben her geceyi kafamda bir hastayla geçiriyorum. 'Bir an önce sabah olsa da hastaneye gitsem' ruh halini taşıyorum. Bu süreç kolay geçmiyor. Hastanın iyileşip koridordan yürüyerek çıktığını görmek gerçekten büyük mutluluk. Bütün yorgunluğumuza değiyor." şeklinde konuştu.

Bazı insanların "Böyle bir hastalık yok, abartıyorsunuz." şeklindeki söylemlerinin sağlık çalışanlarını üzdüğünü, salgına karşı verilen mücadeleyi zayıflattığını kaydeden Çelikbaş ancak son dönemlerde vaka ve ölüm sayılarının artmasıyla insanların hastalığın varlığını ve ciddiyetini daha iyi idrak edebildiğini dile getirdi.

Genç hastalar da olduğunu belirten Çelikbaş, 20-30 yaş grubunda çok ağır seyreden, entübe olan, solunum cihazına bağlanan, yoğun bakım cihazında takip edilen ve hatta hayatını kaybeden hastaların olduğuna dikkati çekti.
"Hem tedbirler hem bağışıklama yoluyla güzel günler göreceğiz"
İnsanların salgınla mücadeleye uymayacak şekilde yaptıkları davranışların tehlikeyi büyüttüğünü vurgulayan Prof. Dr. Çelikbaş, şunları kaydetti:

"Herkesi uyarmak istiyorum. Kaçamak yapmak her zaman hoş gelir, 'Görünmedim, komşuya gidiverdim, iki dakika oturdum, kahve içtim.' Bunları yaptığınızda komşuyu risk altına attığımızı unutmamak gerekiyor. Bir süre sabretmek lazım. İnanıyorum ki biz bu kurallara uyarsak, tedbirleri sıkı uygularsak bu günleri görmemiz daha yakın olacak. Özellikle Bakan'ın müjdelediği gibi aşıya da ulaşabilirsek hem tedbirler hem bağışıklama yoluyla güzel günler göreceğiz inşallah."  (AA)

Editör: Haber Merkezi