EROL TAŞKAN
Bolu Belediyesi'nin mültecilere yönelik zamlı su uygulaması ve söylemlerinden sonra Sungurlu Belediye Başkanı Abdulkadir Şahiner'in mültecilere yönelik açıklamaları tartışmaları ve tepkileri de beraberinde getirdi. 

Şahiner'in açıklamalarına Akıncılar Derneği Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Çağdaş'tan gelen eleştiri, karşılıkla açıklamalara dönüştü. 

Özgür-Der de yaptığı açıklama ile konuya bakış açısını ve eleştirilerini sıraladı. 

Son olarak da İYİ Parti İl Başkanı Bekir Özsaçmacı, Akıncılar Derneği Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Çağdaş'ın belediye personeli olmasından yola çıkarak, açıklamayı AK parti yönetimi ve belediyenin yaptırdığı teziyle çeşitli uyarı ve eleştirilerde bulundu.

Kim ne dedi, tartışmalar hangi düzeyde gelişti? İşte o açıklamalar;

Abdulkadir Şahiner Sungurlu Belediye Başkanı: ‘Vatanını bırakıp kaçanda namus olmaz’
“Belediye olarak geçmişte Sungurlu'ya Suriyeli kabul edilmediği için AKP'lilerin dönemin kaymakamına türlü şikayetler götürdüler. Kaymakam da bu şikayetleri dikkate alarak, sürekli hakkımızda soruşturma açtı. O gün de söyledim, şimdi de söylüyorum; “Bunlar, vatanını ve namusunu bırakıp Türkiye'ye kaçtılar. Vatanı olmayanın namusu da olmaz. Bunların Türkiye'ye hayrı dokunmaz.

9 ÇOCUK EVDE 10'UNCU KARNINDA
Bakıyoruz bir evde 9 çocuk var bir de karnında 10. Bunlar daha çocukken bizim çocuklarımıza musallat olup dövüyorlar. Çocuklarımız oyun çağında mahallelerde rahat hareket edemez hale geldiler. Biz bu durumun farkına varınca ilçeden çıkarttık bunları. Çıkarttık ama Suriyeli severlerin eleştirilerinden kurtulamadık. Madem çok seviyorsunuz alın yanınıza birer aile bakın kardeşlerinize. Hatta bunların yanında belediye olarak bir Afgan da eşantiyon olarak biz verelim.
Yattığın yerden sığınmacı edebiyatı yapmak kolay. Bu gün benim ilçemin mahallelerinde benim halkımın çocuklarına musallat olan Suriyeliler, 10 yıl sonra benim vatanımda beni istemeyecekler. Kimse kusura bakmasın ben böyle bir şeye müsaade etmeyeceğim.

KENDİ MEMLEKETİNE FAYDASI OLMAYAN KANUN KAÇAKLARININ, BENİM ÜLKEMDE NE İŞİ VAR?
'Nerede bir asalak, işe yaramaz adam varsa doldurdular Cennet Vatana'. Ne kadar kanun kaçağı varsa Ortadoğu çöplüğünde, Türkiye'ye dolduruldu. Bırakın turizm bölgelerini, sahilleri Ankara'nın göbeğinde elini kolunu sallayarak geziyorlar.
Çok uzağa bakmaya gerek yok. Bakın Alaca ilçemize, bakın Çorum'a, önceleri sokaklarda Suriyeli görüyorduk, şimdi Afgan'lar türedi. Kendi vatanını, namusunu satan sözde bu istilacıların ne Çorum'a nede ülkeme hiç bir faydası olmaz. Faydalı adam ülkesinden neden kaçsın. Bunlar kimdir? Dünya çok büyük, buna rağmen neden özellikle Türkiye'ye geliyorlar? Tüm vatandaşlarımızın kafasında bu sorular geziyor.
Kendi huzursuzluklarını bizim ülkemize de taşıyorlar. Yarın neler olacak kim kestirebilir. Bu nedenle bir an önce bunlardan kurtulmamız gerek. Buradan, dünyanın merkezinden Sungurlu’dan AKP Genel Başkanı'na sesleniyorum. Bu milletin kaderi ve genleri ile oynamayın. Bir de kendi insanı işsiz ve açken ucuz iş potansiyeli fırsatçılığı yapmayın, bunları kullanan zihniyeti de kınıyorum.
Dün ne dediksek bu günde noktasına kadar arkasındayız. Türk milleti ateştir. Ateşle oyun olmaz. Bu millet kendisine yapılan hiçbir kötülüğü de iyiliği de unutmaz.” (Kaynak: Sungurlu’nun Sesi)

Mustafa Çağdaş Akıncılar Derneği Genel Başkan Yardımcısı:‘Hiç kimse vatanını terketti diye namusuyla sorgulanamaz’ 
“Ecdadımız bu toprakları fetih ederken Allah’ın rızasını kazanıp İslam beldeleri başta insanlığın kurtuluşuna vesile olma mücadelesi verdiği gerçeği aşikârdır. Bu gün ülkemizde barınan veya yurt edinmiş Çerkez’inden Boşnağı’na Kırım Türkü’nden Bulgar Türkü’ne kadar bir çok göçmenin yurt edindiğini unutmamak gerekir.
Allah ayetinde; Allah yolunda hicret eden kimse yeryüzünde gidecek birçok uygun yer ve imkân bulacaktır. Kim Allah ve Resulü uğrunda hicret ederek yurdundan çıkar da sonra ölüm onu yolda yakalarsa artık onun mükafatını vermek Allah’a aittir; Allah daima günahları örtmektedir, engin rahmet sahibidir)yani “Allah yolunda” olanlar, yani Allah’ın rızasını elde etmek, O’nun iradesine uygun bir hayat yaşamak üzere, böyle bir hayatın mümkün olmadığı yerden mümkün olduğu yere hicret etmek, bu maksatla doğduğu, büyüdüğü, çevre ve imkânlar elde ettiği yurdunu terk etmek isteyen kimseler bilmelidirler ki yeryüzünde gidilecek başka yerler vardır; buralarda da maddî ve mânevî nimetler, hürriyet ve rahatlıklar bulmak mümkündür. 

Zillet, baskı ve dinî hayatın devamı bakımından tehlike altında yaşamaktansa bu olumsuzlukların bulunmadığı yerleri aramak ve buralarda hayata yeniden başlamak her insanın hakkıdır ve atalarımız yıllarca bu hakları kazanmak ve mazlum milletlere kazandırmak için hem hicret etmişlerdir, hem de mücadele etmişlerdir.  Bizler tarih boyunca mazluma ve mağdura asırlarca kol kanat germiş bir milletin evlatlarıyız. Bizler hiçbir insan yerinden yurdundan edildi hicrete zorlandı ve hicret etmek için yurdunu terk etmek zorunda kaldığı için namusunu sorgulayamayız. Bizler tarihin en şerefli milletiyiz, bize bu şerefi izzeti sağlayan da İslam kardeşliğidir ve hiç bir Müslüman diğer Müslüman kardeşinin namusunu sorgulayamaz ve bu kadar seviyesini ayaklar altına alarak açıklama yapamaz. Akıncılar Derneği tüm teşkilatlarıyla dün olduğu gibi bugün de ecdadın izinde mazlum milletlerin yanında olmaya, hicret eden kardeşlerine kucak açmaya devam edecektir “

Abdulkadir Şahiner Sungurlu Belediye Başkanı: ‘İstilacı vatan hainlerine kapımız kapalı’
“Sen git önce aslın kim, neslin kim, ecdadın kim onu öğren. Yüce Türk Milleti’ni  bin yıla sığdıramazsın. İyi araştır senin ecdadın ‘Keşke Yunan galip gelseydi’ diyen Fesli olmasın sakın.
Türklerin Orta Asya'dan Anadolu’ya fetihler yaparak geldiğini söylüyorsun, sonrada savaş var diye vatanından kaçan hainlerle ecdadı bir tutuyorsun. Bunlar kaçarken, Bayırbucak Türkmenleri aynı savaşta toprakları için can verdi. Savunacaksan öz kardeşlerimizi savun.

Ecdadımız bu toprakları fethederken Allah’ın rızasını kazanıp başta İslam beldeleri olmak üzere insanlığın kurtuluşuna vesile olma mücadelesi verdi diyeceksin’ ve de ‘Allah yolunda hicret eden kimse yeryüzünde gidecek birçok uygun yer ve imkân bulacaktır. Kim Allah ve resulü uğrunda hicret ederek yurdundan çıkar da sonra ölüm onu yolda yakalarsa artık onun mükafatını vermek Allah’a aittir’ diyeceksin sonra da gelip beni eleştireceksin. Bire tarih bilmez, bire ecdadını tanımaz. Birincisi bunlar savaştan kaçtı (Kadın, çocuk ve yaşlılardan bahsetmiyorum). İkincisi sen nasıl bir kafaya sahipsin ki savaş var diye vatanından kaçan hainleri Allah yolunda hicret ile mükafatlandırıyorsun?
Biz ülke olarak sığınmacılar için elimizden gelen her şeyi yaptık. Her bayram ülkelerine rahatça girip çıkıyorlar: Hani savaş? Orada eş, dost ve akrabalarını ziyaret ediyorlar. Bunlar nasıl insanlar ki akrabaları savaşın ortasındayken bayram biter bitmez geri buraya geliyorlar? Bunlar artık sığınmacı değil istilacı durumundadır. Ben dün ne söylediysem, bu günde arkasındayım. İstilacı vatan hainlerine kapımız kapalı. 
Mademki sen bunların zillet ve baskı altında yaşadıklarına inanıyorsun, benim ilçeme almadıklarımı al evine zillet ve baskıdan kurtar hadi. Savaş var diye ülkesini müdafaa etmek yerine kaçan hainleri hicret ediyor diye savunmaya devam et.”

Mustafa Çağdaş Akıncılar Derneği Genel Başkan Yardımcısı: ‘Yunan saflarında olanları da PKK PYD yanında olanları da biliyoruz’

“Sungurlu Belediye Başkanı Sayın Şahiner'in şahsım adına üslup bakımından yoksun açıklaması bir kez daha göstermiştir ki siyaseten bitmiş bir insanın tirübün şovmenliği peşinde koşmasıdır. Benim atalarımı sorgulayan Şahiner'e sadece şunu söylemek isterim; Elhamdülillah benim atam istiklal Savaşı'ndan dönmeyen bir şehittir, ailemde en çok kullanılan isim o şehidimizin Emin ismidir. 
Sayın Şahiner bizim tarih bilgimizi sorgulamış, benim evlatlarımın birinin ismi Çağrı, birinin ismi bilgedir. Zayıf olan tarih bilgisini zorlarsa Sayın Şahiner tarihimiz açısından bu isimlerin de önemini idrak edebilir belki. Yine Sayın Şahiner'e çağrımız şudur; tarih bilgimizi sınamak istiyorsa Mete Han'dan Sultan Fatih'e, Mısır Fatih'i Sultan Yavuz'dan cennet mekan Abdul Hamit Han'a kadar tarih dersi verebiliriz ve görevi belediye başkanlığı olmasına rağmen şov peşinde koşan Şahiner'in anlaşıldığı kadarıyla bolca vakti var gözüküyor. O'na özel tarih seminerleri bile düzenleyebiliriz. Yeter ki içinde bulunduğu tarihi tanımlama ve anlama hastalığından kurtulmuş olsun. 
Sayın Şahiner mülteci kardeşlerimiz için çok istiyorsa evinde barındırsınlar diyerek açıklamasına devam etmiş. Ne güzel demiş, tabiki Allah'ın emrinden kaçınacak değiliz. Bizim için onurdur her mülteci benim evimde kalabilir. Yine Şahiner yaptığımız basın açıklamasında Allah'ın ayetini örnek göstermemizi bizim sözümüz olarak anlamış ya da algılamış. Kur'an'ın emrini bizim sözümüz gibi lanse etmiş. Sayın Şahiner'e acil Kur'an-ı Kerim konusunda da bilgilenme tavsiyesinde bulunuyoruz.  

Sayın Şahiner'e bir kez daha cevaben bu metni kaleme alırken, son sözlerimiz ise; bizler yüz yıl önce Yunan saflarında duranları da, bu gün PKK PYD saflarında omuz omuza mücadele edenleri de, oturdukları sofrayı da, ittifak ettikleri masayı da çok iyi bilenleriz.” 

Bülent Gökgöz Özgür-Der Çorum Şube Başkan Yardımcısı: ‘Sorun muhacirler değil, ırkçı zihniyet’

“Müslümanlar olarak hicri yılbaşını idrak ettiğimiz günlerdeyiz. Önderimiz Rasulullah (as) ve ashabı, Mekke'de maruz kaldıkları zulümlerden ötürü yurtlarını terk etmek zorunda kalmışlardı. Bu anlamda hicret olgusu; Hz. Peygamber'in örnekliğinde olduğu üzere keyfi bir tercihi değil, izzet ve onuruyla yaşanabilir, güvenli bir sığınak arayışı olarak da nitelendirilebilir. Hicret bu yönüyle insanların din, fikir, nesil özgürlüklerinin tehdit altında olduğu baskıcı, zorba, despotik yönetimlerden ve bu yönetimlerin yol açtığı savaşlardan yahut afet vb olağanüstü durumların sonuçlarından korunabilmek gayesiyle ortaya çıkan kitlesel hareketlerdir. Dolayısıyla hicret bir tercih değil, zorunluluktur. Bu yönüyle hicret sadece tarihte kalmış bir olgu olmayıp, ne yazık ki tarih boyunca kendini tekrar edebilmektedir. 

Son günlerde muhacirlere yahut uluslararası hukuk terminolojisi ile sığınmacılara karşı ırkçı zihniyetin gittikçe artan ayrımcı/ötekileştiren söylem ve tutumlarına tanıklık ediyoruz. İnsanlık tarihi Hz. Peygamber'in Mekke despotizminden dolayı hicret ettiğine tanık olmuştu, günümüz insanları da Esed ve işbirlikçileri Rusya, İran ile ABD ve PKK/PYD'nin despotizminden farklı ülkelere sığınmak zorunda kalanlara tanıklık etmekte. Aynı şekilde tarih; Mekkelileri burada istemiyoruz diyerek taşlayan Taiflilerin zorbalıklarına karşı muhacirlere kucak açan ensarların şahitliğini izzetle andığı gibi günümüzde de "sığınmacıları burada barındırtmam, onlara suyu on katına veririm" diyen ırkçıları da kara leke olarak kaydetmekte. 
İşte tarihe kara leke olarak geçen CHP Bolu Belediyesi başkanının açıklamaları gündemde yerini korurken, İyi Partili Sungurlu Belediye bşk. Abdülkadir Şahiner ülkemize sığınmak zorunda kalan sığınmacılara dönük oldukça seviyesiz, vicdan ve merhametten uzak açıklamalara imza attı. Muhacirlere dönük ahlak ve vicdan sınırlarını zorlayan açıklamasında, yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kalan ve burada hayatta kalma mücadele veren sığınmacıları namussuz olmak ile itham etti. Oysa izah etmeye çalıştığımız üzere tarih, insanların kitlesel göç örnekleri ile doludur. Kendi imkânları ile çalışarak yaşama tutunmaya çalışan ve çoluk çocuğu katledildiği, namuslarına el uzatıldığı için yurtlarını terk eden insanlara namussuz demek nasıl bir kirliliktir? Nasıl bir vicdan insanların namusları hakkında böylesine pespaye açıklamalarda bulunabilir?

Neymiş efendim bayramda gidebiliyorlarsa neden geri geliyorlar? Buradan soruyoruz acaba başkan hayatında hiç Suriye'ye gitmiş mi? Milyonlarca insanın barınmaya çalıştığı, yer yer bombardımanların devam ettiği çadır şehirlerinden haberi var mı? Yazın sıcağında kışın soğuğunda çamur deryasında insanların bir eli yağda bir eli balda yaşadıklarını mı sanıyor acaba? Doğrusu başkanın bunlara cevap vermesini de beklemiyoruz.
Muhacir hamuruyla yoğrulmuş Anadolu toplumunun ensar bilinci, sivil toplum kuruluşları ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın muhacirlere yönelik çabaları, kaygıları sığınmacıların yanında olmaya devam edecek Allah'ın izni ile. 
Başkan bir taraftan sığınmacıları burada barındırtmam diyerek muhacir düşmanlığını ortaya koyarken diğer taraftan da hicri yılbaşı nedeniyle tebrik mesajı yayımlıyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu sayın başkan? Tebrik mesajınızda Hz. Peygamber'i taşlayan Taiflilerden bahsediyorsunuz diğer taraftan Suriyelilerden evine alanlara belediye olarak yanında bir tane eşantiyon Afganlı vereceğiz diyorsunuz? Buradaki tutarsızlığınız, çelişkiniz, dilinizdeki pespayelik ancak gerçek zihniyetinizi ifşa ederken, hicri yılbaşı tebrik mesajınız ise ucuz popülist bir açıklamadan öteye geçmiyor. Allah Rasulü de dâhil kadim dinlerin ve peygamberlerin gönderildiği İslam coğrafyasına "Ortadoğu çöplüğü" diyebilmek için oryantalist, ulusalcı ve ırkçı bir zihniyete sahip olmak gerekiyor.

Despotik Esed yönetiminden farklı ülkelere sığınmış muhacirlere karşı kitleleri kışkırtmak, halkı birbiri aleyhine kin ve düşmanlığa sevk etmek hukuk düzenine sahip her ülkede cezai müeyyide gerektiren bir suçtur. 
Özelde Türkiye'ye sığınmış Suriyeli ve Afgan sığınmacıları hedef alan tutumuyla Abdülkadir Şahiner bilhassa pandemi ile beraber yaşanan ekonomik krizin zorladığı kesimleri tahrik etmeye çalıştığı açıktır. 
İşsiz yığınları çaresiz muhacirler aleyhine kışkırtma anlamına gelen bu tutum açık bir insanlık ayıbı olduğu kadar aynı zamanda TCK'nın da yasakladığı bir suçtur. Ayrıca başkan açıklamalarına istinaden kendisine eleştiri yönelten kimi sivil toplum kuruluşu üyelerine de "siz ecdadınızı araştırın, sizin ecdadınız Yunan işgalini isteyen feslilerdir" diyerek amacının sadece mülteciler olmadığı, tek parti zihniyetinin inşa ettiği ötekileştirişi ve dışlayıcı dilin hâkim olduğu bir aklın sahibi olduğunu görmekteyiz.

Değişik krizlerle zor bir dönemden geçen ve en son orman yangınlarıyla büyük bir teessür havasının hâkim olduğu bir ülkede zaten yoğun keder ve gerilim içindeki kitleleri yoksul, çaresiz, bir anlamda sahipsiz kesimler aleyhine kışkırtma içerikli bu söylemlerin meydana getirdiği risk hafife alınamaz. Bu anlamda Sungurlu Belediye Başkanının beyanları kesinlikle basit ya da hafif değildir.

Irkçılık insanda ne merhamet bırakıyor ne de vicdan!
Yıllardır mazluma, yolda kalmışa ve ihtiyaç sahibine yardım etmeyi bir insanlık ve imanın gereği olarak görmüş bir toplumun sözde temsilcisi olan başkanın toplum değerlerinden ne kadar uzak olduğunu anlıyoruz.
Yabancı düşmanlığına, vatandaşları sığınmacılar aleyhine tahrike, kin ve nefret duygularını kışkırtmaya ve doğrudan ayrımcılık suçuna imza atan bu kişi hakkında gereken hukuki süreç işletilmelidir.
Ve bu şekilde hiçbir siyasinin ya da kamu görevlisinin bu tür ucuz ve de son derece tehlikeli popülist söylemlere tevessül etmesine izin verilmemelidir.”

Bekir Özsaçmacı İYİ Parti İl Başkanı: ‘Akıl yırtık, dağarcık sökük’
"Mülteci konusunda bizim bakış açımıza fundamentalist taraftarlık kompleksi arkaik ideoloji söylemleriyle cevap vermeye çalışıp kendini akıncı diye tanımlayan Çorum Belediyesi personeli Mustafa Çağdaş öncelikle sana kavramlar, tanımlar ve siyasi tarih bilgisizliğin üzerine cevap vermek bile zül. Türk milliyetçilerini münafık olarak tanımlayıp Fatih Cami avlusunda 42 yıl evvel nokta konmasına rağmen Türklüğü düşman bellediğinizi biz iyi biliriz.  İslam Birliği mi, Avrupa Birliğimi, Hoca ruhumu, tuz ruhumu, vatan mı, menfaat a.ş. mi? karar veremeyip, kafanıza yediğiniz tesbih darbesinden travma geçirdiğinizi biliyoruz. O nedenle kısa anlatıyorum; Kendinizi Asr-ı Saadette sanıp ensarı sansara, muhaciri ecnebi rüşvetine bağlayan bu düzen vakıfta düzendir. Beşli müteahhite ucuz iş gücü güruhunuza manivela sağlayan bu düzenin çarkını biz kırarız. Yurt dışından Avrupa Birliği ülkelerinden mültecilerin ülkemize kontrolsüz girmesi için rüşvet gibi döviz almak, bu dövizi de müteahhitlerle paylaşmak nasıl bir yönetim anlayışıdır. İşte bu nedenlerden dolayı tanımlar ve kavramlar önemli demekteyim, ensarı vakıf yoldaşlığından ibaret sanıp pis yerlerde adıllanma olarak tanımlayanlar; Ensar olacaksanız sığınmacının çocuğunu dilenci, kadınını sokağa düşürmeyeceksin buna ensarcılık denmez. Kılıç hakkı ile kazandığımız yerleri dahi tartışma konusu yapmaya çalışarak nerelere hizmet ettiğinizi biliyoruz. Sungurlu Belediye Başkanı Abdulkadir Şahiner'e ve bize hasım olacaksan, bak sana anlatayım. Bizi çokça okuyup travmadan anlayamadığınız Necip Fazıl'a sormuşlar "Anlat bakalım üstad kimdir bu Ülkücüler ? O da cevap vermiş. "Allahsızın nefret, namussuzun dehşet, yüreksizin heybet, başıboşun mihnet, devrimbazın zulmet, eyyamcının şirret, inmelinin sıklet, anarşistin devlet, komünistin illet sandığı ve tanıdığı İslam'ın nurunu Türk'ün altın kabında parlatan muhterem insanlardır."

"Bugün Türk Devlet ve Milleti hala ayakta durabiliyorsa, bu da Ülkücülere ait bir şeref olarak tecelli etmiştir." (Çerçeve6/S.34) (Necip Fazıl Kısakürek)
Gelelim arka plandaki politik cambazlığa; bakın defalarca uyardım, kendinizi siyasi aktör; Milletvekili, İl Başkanı, Belediye Başkanı, İlçe Başkanı olarak tanımlatıyor ve buna karşın görüş ve beyanlarınızı farklı kişi ve mecralar üzerinden rakiplerinize karşı 3. 4. kişiler marifetiyle yapmaya kalkarsanız size daha fazlası ile mukabele ederim. Söz konusu şahsın Çorum Belediyesi'nde bu dönem işe başlamış olduğunu yeni öğrendiğimden bunları belirtmekteyim. Ne demek oluyor Sungurlu Belediye başkanına Çorum Belediyesi'nde çalışan cahil bir personele açıklama yaptırıyorsunuz. Ne demektir bir belediye başkanına bir başka belediyenin sözleşmeli personeli basın açıklaması yapacak. Ne demek oluyor Çorum Belediyesi'ne aldığınız personelleri rakiplerinize karşı açıklama yapsın tetikçilik yapsın diye mi yerleştiriyorsunuz? Ne demek oluyor belediyeyi yönetirken vakıf yoldaşlığında ki hiyerarşik yapınızı uyguluyorsunuz. Kim ast kim üst, vakfınızdaki hiyerarşiyi belediyede uygulayamazsınız. Uygulatmayız. Millet kimin yönetmesi gerektiğini reyi ile belirtmiştir. 

Seni dağladılar değil mi kalbim, Her yanın, içi su dolu kabarcık. Bulunmaz bu halden anlar bir ilim; Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık. Buradan AK Parti milletvekillerine, il başkanına, belediye başkanlarına alenen ve açıkça söylüyorum, mensuplarınızın, kamu kurum ve kuruluşlara yerleştirdiğiniz yandaşlarınızın sizin partinizden olmayan bir başka belediye başkanına bir başka siyasi temsilciye basın açıklaması yaptırmaya devam ederseniz mislini görürsünüz. Ellerinizden, dudaklarını derinize yapıştıracak ve hiç ayırmayacak bir hararet ve merbutiyetle öpenler bir gün o eli kırarlar haberiniz olsun. Bizler siyasi düşüncelerimizi görüşlerimizi, önerilerimizi kamuoyu nezdinde basın açıklamalarıyla çeşitli kürsü ve platformlarda siyasi temsilcilerimiz vasıtası ile dile getirmekteyiz. Bilgi, beceri ve cesaretiniz varsa sizler de yapın."