“Sağlık-Sen olarak her ne olursa olsun, devletimizin aldığı kararların arkasında olacağımızı, küresel sermayenin baskılarına boyun eğmeyeceğiz. Bizler emeğimizi, alın terimizi insanımızın hizmetine sunan, milletimizin sağlığı ve esenliği için 7/24 ülke için nöbet tutan sağlık ve sosyal hizmet çalışanları olarak bu kirli savaşı lanetliyoruz” diyen Saatcı, çalışkan, fedakâr, vatansever sağlık çalışanları olarak tam bağımsız bir Türkiye için yüksek ideallerin peşinde koşmaya devam edeceklerini belirterek, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Ülkemizin 2023, 2053, 2071 hedeflerini emeğimizle, alın terimizle ve bütün varlığımızla destekleyeceğiz. Sağlıkta Yeni Türkiye’nin liderlik potansiyeline yürekten inanıyoruz. Bu bağlamda kendi çalışma alanımızda Türkiye’yi milli üretim, milli teknoloji, milli ekonomi hedeflerine ulaştırmak için daha fazla gayret gösterecek, daha fazla alın teri dökeceğiz.

Türkiye’nin mücadelesi sadece Misak-ı Milli sınırları içine sığan bir istiklal mücadelesi değil, insanlığı esaretten kurtaracak bir istikbal mücadelesidir. Türkiye, emperyalist zulme karşı dünya mazlumların umududur. Küresel sömürü düzeninin ölüm kusan karanlığını yırtacak adalet, huzur ve barış medeniyetinin temsilcisidir. Şanlı tarihimizden ve medeniyetimizden aldığımız ilhamla, millet olarak, küresel barışa, adalete, insani değerlere sonuna kadar bağlı kalacağız. Gerektiğinde bu uğurda küresel şer odaklarına karşı bütün varlığımızla savaşmaktan da geri durmayacağız. Milletimizle birlikte, güzel yarınlar için her türlü mücadeleye ve fedakârlığa hazırız. 28 Şubattan 15 Temmuz’a kadar türlü darbe girişimleri, ihanet senaryolarının üstesinden geldik. Daha da güçlendik, daha da kenetlendik. Bugün de emperyalizmin oyununu boşa çıkarmak için daha güçlüyüz, daha kararlıyız. Sağlık-Sen olarak; Milli ekonominin ‘yerli üretim, yerinde tüketim’ anlayışı ile güçleneceğine inanıyoruz.

Yeni Türkiye’de sağlık, milli ekonominin lokomotif sektörlerinden biri olacak, tıbbi cihazda, ilaçta, aşıda, büyük ve güçlü Türkiye’ye yakışan yerlileşme ve yerelleşme, hedeflerimiz var. Özellikle sağlık turizminde dünya liderliği hedefimizdir. Bu hedefler gerçekleştiğinde dünyaya sağlık hizmeti, sağlık teknolojisi, sağlık bilgisi ihraç eden lider ülke olacağız. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanları olarak bu milli hedeflerin hem sahibi, hem hamisiyiz. Ülkemize yönelik ekonomik teröre karşı sağlığın vizyonunu bütün ruhumuzla sahipleneceğiz. İnanıyoruz ki, Türkiye’ye ekonomik savaş ilan edenler; kaya gibi sağlam milli birliğimizden toz bile koparamayacaklar.

Milletimiz, 15 Temmuz’da ve 24 Haziran’da olduğu gibi ülkesine sahip çıkacak. Bu ülkeyi dolar kurlarıyla oynayarak dize getirmeye çalışan kapitalist ABD’ye inat ülkenin geleceği için dolarımızı, altınımızı bozdurarak devletimize sonuna kadar vermek zorundayız. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanları olarak her zaman dik duruş sergilediğimiz gibi bu gün de dik duruş sergileyeceğimizi ve bu ülkeyi hainlere teslim etmeyeceğimizi buradan tüm dünyaya duyuruyoruz.”